ERGENEKON DESTANI
Yazan ve çizen: Seyfi Karademir
SEVİNÇ Han kendinden emin bir şekilde konuştu.
-Hendeğin bu tarafına geçmeyi kendileri isteyecek.
Ertesi gün İlhan Han’ın nöbetçileri gördüklerine inanamadılar. Çünkü Sevinç Han, ordusunu toplayıp gidiyordu. Hem de arkalarında ağırlıklarını bırakarak. Bazı çadırları sökmemişlerdi bile.
-Benim gördüğümü sende görüyor musun?
-Çadırlarını söküp gidiyorlar.
-Hem de eşya ve yiyeceklerinin bir kısmını almadan gidiyorlar.
-Bu savaşı kazanamayacaklarını anlamış olmalılar
-Buna Kağanımız karar versin. Biz bunu haber verelim hemen.
İki nöbetçi büyük bir hızla at sürüp durumu İlhan Han’a bildirdiler. Kağan duyduklarına inanamıyordu.
-Gidiyorlar ha?
Önce inanmak istemedi. Sonra bir düşünce ona bu davranışın mantıklı olduğunu söyledi.
-Yeniden, daha büyük bir ordu ile dönmek üzere gidiyorlar. Ama bizi buna izin vermeyeceğiz.
-Buyruğunuz nedir?
-Onları durdurup yok edeceğiz. Herkes tez atlanıp beni takip etsin.
Ve ordu düzenine geçemeden herkes atına atlayan İlhan Han’ın peşine takıldı. Çok geçmeden Sevinç Han’ın kaçan ordusu göründü.
-İşte! Onları yakaladık!
(Devam edecek)