ERGENEKON DESTANI
Yazan ve çizen: Seyfi Karademir
SEVİNÇ Han, ulak’ın bu pervasızca tak sesine çok sinirlenmişti.
-Sen ne biçim ulaksın? Karşısındaki tüm acunun en büyük Kağanı olduğunu görmez misin?
Ulak gerçekten Sevinç Han’ı selamlamadan doğrudan seslenmişti. Bunu bilerek yapmıştı.
-Dünya’nın en görkemli Kağan’ı İlhan Han’dır. O Kağan da benim kağanımdır. Sen sadece bizim kardeş boylarımızı bize karşı düşman eden bir hırslı beğsin. Hepsi bu... Sevinç Han, yüzüne karşı söylenen bu aşağılayıcı sözlere çok kızmıştı.
-Bre densiz bu sözlerinin karşılığının boynunun koparılmak olduğunu bilmez misin?
-Elbette bilirim! Ben ölümden korkmam. Ama siz şunu bilmezsiniz. Bu topladığınız onca boyların bizim öz kanımızdan olan kardeşlerimiz olduğunu.
Bu son sözler Sevinç Han’ın ordusunda bir uğultulu dalgalanmaya sebep olmuştu. Ulak’ın dili keskin bir kılıç gibiydi. Sevinç Han, durumun vahametini kavrayarak buyurdu.
-Okçular!
Ve aynı anda yüzlerce ok ulakın üstüne atılmak üzere nişanlandı. Vaktinin kalmadığını anlayan ulak bütün gücüyle bağırdı.
-Buraya, İlhan Han’ın sana teke tek meydan okuduğunu söylemeye geldim. Ne diyorsun.
Sevinç Han?
(Devam edecek)