15 Temmuz darbe girişimine ilişkin en çok tartışılan konuların başında gelen MİT'e yapılan ihbarla ilgili tartışmalar sürüyor. Darbeyi MİT'e haber verdiği iddia edilen Binbaşı ile ilgili Cumhurbaşkanlığı cephesi suskunluğunu koruyordu. Bugün o suskunluk bozuldu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Hüseyin Aydın, MİT ihbarda bulunan binbaşının darbeyi haber vermediğini söyledi. Aydın, " O gün gelen ihbarın bir darbe ihbarı olduğuna dair elimizde hiçbir veri yok. Dosyada da yok. Darbeciler, bunun bir darbe ihbarı olduğunu, buna rağmen tedbir alınamadığını söyleyerek, 'Göz yumuldu' algısı oluşturmaya çalışıyor" ifadelerini kullandı.
İşte Erdoğan'ın avukatı Aydın'ın Habertürk'ten Fevzi Çakır'a yaptığı açıklamalarından öne çıkanlar:
İHBAR VERİSİ YOK
MİT Müsteşarlığı’na o gün yapılan bir ihbar, MİT’e yönelik bir operasyon yapılacağına dairdi. Darbeye katılacak örgütün bir hücresinden olan binbaşı, sadece o hücreye verilen vazifeyi biliyor. O vazife kapsamında bildiklerini MİT’e giderek anlatıyor. O gün gelen ihbarın bir darbe ihbarı olduğuna dair elimizde hiçbir veri yok. Dosyada da yok. Darbeciler, bunun bir darbe ihbarı olduğunu, buna rağmen tedbir alınamadığını söyleyerek, “Göz yumuldu” algısı oluşturmaya çalışıyor.
MESAJA BİLE GEREK YOK
Geçmişte alınan örgütsel eğitim, örgüt mensuplarına bu tarz olaylarda ne şekilde davranılacağı, ne şekilde konuşulacağı, ne şekilde savunma yapılacağını zaten öğretiyor. Dışardan hiçbir yeni mesaj gelmese bile ne söyleyeceğini kestirebiliyorlar.
NETİCE DEĞİL ALGI
Esasında, bu savunmalarla “Netice alırız” beklentisinde olduklarını da düşünmüyorum. Önemli olan bir algı oluşturmak. Ve bu algıyı olabildiğince geniş bir kitleye ulaştırmaktır. Özellikle yurtdışında başarılı olduklarını kabul etmek lazım. “Ne kadar kişinin kafasında soru işareti oluşturabilirsek” diye uzun yıllar bu tavırlarını sürdüreceklerdir diye düşünüyorum. ‘
YARGININ 3’TE BİRİ FETÖ’CÜYDÜ’
FETÖ’nün operasyonel kabiliyetlerinin göründüğü tarihin 7 Şubat 2012 MİT süreci olduğunu hatırlatan Avukat Aydın “Yaptıkları o hamle nedeniyle devletin bütün kurumlarında onlarla ilgili ciddi bir tehdit algısı oluştu. 17-25 Aralık sürecinden sonra bu tehdit algısı tavan yaptı. 15 Temmuz sürecinden önce en önemli soruşturma; Başbakanlık çalışma ofisine böcek konulmasına ilişkin olandır” dedi. FETÖ mensuplarının devletin tüm kademelerinde önemli oranda kadrolaşmaya gittikleri için 15 Temmuz öncesi soruşturmaların ağır ilerlediğine dikkat çeken Aydın şöyle devam etti: Cumhurbaşkanı’mız 17 Aralık sürecinden sonra çok net pozisyon aldı ama Cumhurbaşkanı’mızın bu tavrının devlet aygıtları tarafından benimsenmesi zaman aldı. Bunun nedeni ise örgütün, kamu kurumlarındaki varlığıydı. Soruşturmaları son derece usta bir şekilde işlevsiz hale getirmeye dönük çalışmalar yaptılar. 15 Temmuz’dan önce yargı teşkilatının 3’te 1’i FETÖ mensuplarından oluşuyordu. Bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğuna dair farkındalık 15 Temmuz sürecinden sonra çok arttı. 15 Temmuz’dan sonra milletin kahır ekseriyeti, bunun Cumhurbaşkanı’mız ile FETÖ arasındaki bir kavgadan ibaret olmadığını gördü. Bu kavganın Türk milleti ile FETÖ arasında bir kavga olduğu anlaşıldı.”