Erdoğan’dan baro seçimlerinde değişiklik sinyali

Erdoğan’dan baro seçimlerinde değişiklik sinyali

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir.”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmada baro seçimlerinde düzenlemeye gidileceğinin işaretlerini verdi. Törene katılmayan barolara tepki gösteren Erdoğan, “İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şöyle:

“Yeni adlı yılda hakimlerimize, savcılarımıza, avukatlarımıza, adalet teşkilatımızın tamamına başarılar diliyorum. Vazifeleri başında son nefesini veren hakim ve savcılarımız başta olmak üzere, ülkemize ve milletimize hizmet ederken hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum.

Adalet tarihin her döneminde üzerinde kafa yorulan, tartışılan, uygulama biçimiyle gündemde olan bir konudur. Biz de her fırsatta adalet kavramı üzerinde uzun uzun durmaya çalışıyoruz. Bugün de sizlerle adalet kavramımızla ilgili görüşlerimi paylaşmak istiyorum.

Zulüm ve haksızlıkla adaletsizlik eş anlamlıdır. İnsan adalet yerine zulüm yolunu seçiyorsa, bunu kendi iradesiyle yapıyor demektir. Bu iradeyi kontrol altında tutacak bir düzene ihtiyaç vardır. Kanun başkadır, hukuk başkadır, adalet başkadır. Biz kendimiz ve tüm insanlık için daima adaletin peşinde koşmalıyız. Dünya sistemi refah ve lüks içinde yaşayan bir kesimin cenderesi altındadır.

Refahlarına ve özgürlüklerine yönelik her saldırıyı terör olarak niteleyen ama diğer toplumların en temel insani taleplerine karşı duyarsız kalan çarpık anlayış, dünyanın en büyük sorunudur.”

'KUVVETLER AYRILIĞI PRENSİBİ DEMOKRASİ VE CUMHURİYET'İN TEMELİDİR'

“Kuvvetler ayrılığı prensibi demokrasi ve Cumhuriyet'in temelidir. Türkiye, halkın iradesini en üstte tutan kuvvetler ayrılığı fikrine ve bunun üzerine bina ettiği demokrasi anlayışına hep bağlı kalmıştır. Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Türk milletinin birliğini, beraberliğini, tüm kurumlarıyla etkin şekilde işlemesini temin, cumhurbaşkanının en öncelikli görevidir.

Anayasamızın lafzında ve ruhunda açıkça yer alan bu yaklaşımı, kuvvetler ayrılığı için bir tehdit değil tam tersine birleştirici bir güç olarak görüyoruz.

Yasamanın, yürütmenin ve yargının kendi içlerinde bağımsız bir şekilde çalışması, hepsinin de Anayasa'da cumhurbaşkanına verilen 'devletin başı' misyonu etrafında birlikte hareket etmelerine mani değildir. Kuvvetler ayrılığı prensibinin denge yerine çatışma anlayışı ile yorumlanması ülkeye ve millete fayda değil zarar getirir.

Devlet sisteminde illa bir üstünlük aranacaksa bu ancak Anayasa'nın ve orada tezahür eden milli egemenliğin üstünlüğü olabilir. Cumhurbaşkanı'na kuvvetler ayrılığı konusunda yönlendirilen eleştiriler mesnetsizdir. Yeni yönetim sistemimizde yürütmenin de temsilcisi olan cumhurbaşkanına kuvvetler ayrılığı konusunda yöneltilen ithamların çoğu temelsizdir.

Yargı üzerinden, milletten ve hukuktan aldığı yetkiyle görevini yapan yürütme erki ile onun temsilcisi olan Cumhurbaşkan'ına saldırmak, aslında doğrudan siyasal alanı hedef almaktır.

İlk çözmemiz gereken meselelerden biri, tüm meslek teşekküllerinin seçim yöntemlerinin, temsili demokrasiye uygun hale getirilmesidir.”

İlgili Haberler