Erdoğan'da dostluk pazara kadar
AKP'nin Ordu mitinginde konuşan Recep Tayyip Erdoğan, "Bizde dostluk mezara kadar" diye Saadet Partisi Ordu Büyükşehir Belediye Başkan adayı İdris Naim Şahin'i eleştirdi.
"Pazara kadar değil mezara kadar" derler ya dostlar birbirlerine Erdoğan da bu sözü kısaltarak Şahin için kullandı Ordu'da.
İdris Naim Şahin, AKP'nin kurucu ekibinde yer alması bir yana 2001-2011 yılları arasında 10 yıl AKP Genel Sekreterliği, 61. Erdoğan hükümetinde de 7 Temmuz 2011'den 24 Ocak 2013'e kadar da İçişleri Bakanlığı yaptı.
16 yıllık AKP iktidarının 13 yılında Erdoğan'ın en yakınında oldu.
Erdoğan yakın çalışma arkadaşı Şahin'i, Saadet Partisi'nde Ordu belediye başkan adayı olunca, "Duyduğuma göre maalesef paçasını terör örgütlerine kaptırdığı için davasına aykırı düşen birisi, utanmadan sıkılmadan benim dostum olduğunu söyleyerek oy devşirmeye çalışıyormuş" diye suçladı.
İdris Naim Şahin, paçasını terör örgütüne kaptırdıysa, önemli sorular şunlardır:
Sayın Erdoğan, neden hakkında suç duyurusunda bulunmadınız?
Neden cumhuriyet savcıları hakkında soruşturma başlatmadılar?
Neyse biz Erdoğan'ın şu cümlesi ile devam edelim.
"Beraber yola çıkarsın ama yolda arkadaşını satarsan..."
Bu sözü Refah-Fazilet ve Saadet Partisi dönemini yaşayan ve çok iyi bilen Saadet Partisi eski Genel Başkanı Mustafa Kamalak'a sordum.
Erdoğan'ın dostluğu siyaseten, "pazara kadar değil mezara kadar mı?"
Kamalak, "Önce o yıllarda yaşanan siyasi gelişmeleri hatırlatayım, sonra sorunuza yanıt vereyim" diyerek şu tarihî gelişmeleri özetledi:
"Prof. Dr. Talat Halman 30 Nisan 1997 tarihli Milliyet gazetesinde, 'Refah'tan üç parti doğarsa... Milletçe okuyalım, üfleyelim de birleşik din cephesi delinsin, bölünsün, parçalansın' diye yazdı.
Güneri Civaoğlu da 24 Eylül 1998 tarihli Milliyet gazetesinde, 'Millî Görüş'ü bölmek için Millî Görüş camiası içinden bir isim allanıp pullanıp öne çıkarılacaktı. Bu isim bulunmuştu; Recep Tayyip Erdoğan' diyor. Bu amaç gerçekleşti."
Kamalak'a sordum.
AKP Genel Başkanı Erdoğan, "Beraber yola çıkarsın ama yolda arkadaşını satarsan..." diyor İdris Naim Şahin için. Halman ve Civaoğlu'nun yazdıkları nasıl gerçekleşti?
Kamalak o günleri anlatmayı sürdürdü:
"Refah'tan sonra kurulan Fazilet Partisi için kapatılma davası açılmıştı ve merhum Bülent Ecevit de, 'kapatılmamalı' diyordu.
Ben anayasanın 69. Maddesinin değişmesi ve Fazilet Partisi'nin kapatılmaması için yasa teklifi hazırladım.
Fazilet Partisi'nin 109 milletvekili var ki bu anayasa değişikliğinin Meclis Genel Kurulu'nda oylanması sırasında 51 milletvekilimiz partilerinin kapatılması için oy verdiler.
Merhum Bülent Ecevit, merhum Erbakan'a, 'Siz kaç milletvekilisiniz. 109 kişiydiniz ancak 50'nin üzerinde milletvekili neden oy vermedi, bakın anayasa değişikliği maddesi düştü, Fazilet kapanacak bu durumda' dedi.
Ve maalesef Fazilet Partisi kendi milletvekilinin aleyhte oy kullanması nedeniyle kapatıldı.
Biz Erbakan Hocamızın yanında yer alan 48 milletvekili ile Saadet Partisi'ni kurduk.
Bu 51 milletvekili ise Recep Tayyip Erdoğan'ın önderliğinde kurulan AKP'ye transfer oldular. Asıl kumpası merhum Necmettin Erbakan Hocalarına kurdular.
Şimdi sorunuza yanıt vereyim.
Sayın Erdoğan da 'dostluk pazara kadar' diyerek Millî Görüş davasını mezara kadar sürdürmedi."
Değerli okurlarım, tarihî gerçekler hiçbir zaman unutulmaz.
AKP Genel Başkanı Erdoğan bugün, "pazara kadar değil mezara kadar" dedi ama kendisi merhum Erbakan'ı, "pazara kadar" anlayışı ile terk etmedi mi?
Erdoğan bugün, "beraber yola çıkarsın ama yolda arkadaşını satarsan" diyor ama Erbakan'ı terk ederek AKP'yi kurmadı mı?
Erdoğan bugün, yeni parti kurulması konusunda, "Bazı yola beraber çıktığımız arkadaşlarımıza makam-mevki verirken her şey güzeldi ama 'Sen dinlen buraya bir başkasını koyalım' dediğimizde bir de bakıyorsunuz ki bizim trenden inip başka trene biniyorlar. Bugün bize ihanet edenler yarın da gittikleri yere ihanet edeceklerdir" dedi
Erdoğan 2001'de AKP'yi kurup 51 Fazilet Partili milletvekilini transfer ederek bugün, "ihanet" dediği, Kamalak'ın, "kumpas" diye tanımladığı siyasi hareketin önderi olmadı mı?
Tarih çamurla sıvanamaz...