Cuma namazının ardından gündemi değerlendiren Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye ile görüşmesinde yeni anayasanın yanında seçim kanunu ve siyasi partiler yasasında neler yapılabileceğinin üzerinde durduklarını belirtti.
Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi'nde devam eden olaylarla ilgili ise, "Bu ülke bir hukuk devletidir. YÖK'ün yetki alanı var, YÖK'ün yetki alanının olduğu yerde Cumhurbaşkanı'nın yetkileri var. Boğaziçi Üniversitesi'yle ilgili bundan önce iki rektör atadım. YÖK teklifini yapmıştır, ben de onadım, bunları ben yaptım. Şimdi de 9 aday geldi, Melih Bey'in atamasını yaptım. Melih Bey kimdir, iki farklı üniversitede rektörlük yapan insan. ODTÜ'den gelme, Boğaziçi ile ilişkileri olan bir insan, alanında başarılı bir arkadaş. Kendisini atamamızdan dolayı televizyon kanalları çıkmış 'istifa etsin'. Yürekleri yetse 'Cumhurbaşkanı da istifa etsin' diyecekler. Osman Kavala denen kişinin karısı da bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır." dedi.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde;
Sayın Bahçeli ile görüşmelerimiz oluyor. Bu arada malum, Türkiye'nin yeni bir Anayasa'ya ihtiyacının olduğu dönemde bizim de gündeme taşıdığımız bir konuydu. Cumhur İttifakımızın bir diğer müttefiki Sayın Bahçeli de düşüncelerini açıklamıştı. Görüş alışverişinde bulunduk. Seçim Kanunuyla, Siyasi Partiler Yasasıyla ilgili neler yapabilir, bunlar üzerinde durma fırsatı bulduk. Son zamanlardaki sorunlarla ilgili konuları görüşme şansımız oldu.
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ'NDEKİ OLAYLAR
Şu anda Boğaziçi Üniversitesi'ndeki olayları, oradaki öğrencilerimizin bir olayı olarak tanımlamak mümkün değil. Oradaki öğrencilerimizle yakından uzaktan alakası yok. Bu işin başını siyasetin bir boyutu çekiyor, dün akşam dağdan beslenenlerin Kadıköy'de yaptığı çağrı ve gösteriler bunun açık ve net göstergesidir. Ana muhalefet partisinin başının üstlendiği görev ortadadır. Ortak hareket ettiği akademisyenler de maalesef işin içinde yer alıyor. Akademisyenler arasında bunu kabullenmeyenler de var, bu işe teşne olanlar da var.
"YÜRÜKLERİ YETSE 'CUMHURBAŞKANI DA İSTİFA ETSİN' DİYECEKLER"
Bu ülke bir hukuk devletidir. YÖK'ün yetki alanı var, YÖK'ün yetki alanının olduğu yerde Cumhurbaşkanı'nın yetkileri var. Boğaziçi Üniversitesi'yle ilgili bundan önce iki rektör atadım. YÖK teklifini yapmıştır, ben de onadım, bunları ben yaptım. Şimdi de 9 aday geldi, Melih Bey'in atamasını yaptım. Melih Bey kimdir, iki farklı üniversitede rektörlük yapan insan. ODTÜ'den gelme, Boğaziçi ile ilişkileri olan bir insan, alanında başarılı bir arkadaş. Kendisini atamamızdan dolayı televizyon kanalları çıkmış 'istifa etsin'. Yürekleri yetse 'Cumhurbaşkanı da istifa etsin' diyecekler. Osman Kavala denen kişinin karısı da bu provokatörlerin içinde yer alan bir kadındır.
Böyle nadide bir üniversitemizi, 'Alın istediğiniz gibi karıştırın' mı diyeceğiz? ABD veya Avrupa ne diyor 'Kınıyoruz'. ABD'ye şunu söylerim; seçim öncesinde ABD'deki olaylardan demokrasi adına hiç utanç duymuyor musunuz? Irkçılıkta tavan yaptınız zenci vatandaşları nasıl öldürdüler bunları nasıl izah edeceksiniz? Macron sesleniyor; sen önce Sarı Yelekliler meselesini hallet. Benim ülkemde böyle bir sıkıntı yok, biz huzurluyuz, rahatız. Ana muhalefet bunun içinde, dağdan beslenen HDP bunun içinde, ne yazık ki İP de bunun içinde. Bir daha Gezi olaylarıyla aynı yere getiremeyecekler.
Boğaziçi Üniversitesi geri gidiyor. Melih Bey burayı ayağa kaldırma iddiasıyla gelmiş olan bir hocamız. 206 üniversitede sıkıntı yok. Kimse kalkıp da '206 üniversite, 207 Boğaziçi ne oluyor' diye duyuyor musunuz? İşi bilmeden konuşuyorlar; bunlar mikser. Oradaki yavruları teröre peşkeş çekmeyecekler. Siz kalkıp da rektörü odasını işgale yeltenirseniz, 'Hoşgeldin' demezler.