YENİÇAĞ / İSTANBUL
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nu Şehir Üniversitesi üzerinden hedef alması gündeme bomba gibi düşmüştü. Erdoğan, yaptığı açıklamada “Tahsisini ben yaptığım halde malum zat başbakan olunca bunu mülkiyet devrine dönüştürdü. Bu yapılamaz. Türkiye’de hiçbir üniversiteye tapu devri yoktur, olmamıştır. Bu mülkiyet devrini yaparken (Davutoğlu’nun) yanında Ali Babacan, Mehmet Şimşek, Feridun Bilgin var. Halkbank’tan kredi alıyorlar. Halef selef olduğumuz cumhurbaşkanı aradı ‘Arzu ederseniz bunu çözersiniz’ dedi. Buranın hamisi Marmara Üniversitesidir. Biz ne oradaki öğrencilerin ne de akademisyenlerin düşmanıyız. Burada Halk Bankasının dolandırılması söz konusu” demişti.
Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ise Erdoğan’a verdiği yanıtta, hayatta olan mevcut ve eski cumhurbaşkanları ise eski başbakanların mal varlıklarının araştırılması için TBMM’de araştırma komisyonu kurulmasını önererek, “Başbakanlığım süresince yaptığım uygulamalar konusunda şahsıma yöneltilen tek ithamın, hiç bir şahsi hakkımın ve çıkarımın olmadığı, kızıma, oğluma, damadıma, gelinime bırakmayacağım bir eğitim kurumuna arazi devri olmasından sadece onur duyarım. Sayın Cumhurbaşkanının Başbakanlığı döneminde çıkan 4046 sayılı yasaya istinaden gerçekleşen bu devir ile bahse konu arazinin rant alanı haline dönüşmesi engellenmiş ve kamuya ait olan bu değerli arazinin doğal ortamı korunarak yine kamunun hizmetinde kalması sağlanmıştır.” İfadelerini kullanmıştı.
DAVUTOĞLU VE ERDOĞAN’A YAKIN YAZARLAR KARŞI KARŞIYA GELDİ
Erdoğan ve Davutoğlu’nun açıklaması sonrası iktidara yakın yazarlar ile Davutoğlu’na yakın yazarlar karşı karşıya geldi. Davutoğlu’na yakın yazarlar, Erdoğan’ın kendi içinden çıkan muhalifleri sindirmeye çalıştığını belirtirken, AKP iktidarına yakın yazarlar ise Davutoğlu’nun Başbakanlığı döneminde kendi üniversitesi için devletin imkanlarını kullanarak arazi tahsis ettiğini söyledi.
“AKP MARJİNALLEŞİYOR”
Ahmet Davutoğlu’na yakın Karar gazetesi yazarı Mustafa Karaalioğlu, iktidarın gücünü pervasızca kullandığını belirterek şunları söyledi:
“Kibir, gösteriş, tepeden bakma, iktidar gücünü pervasız şekilde kullanma ve tabiatıyla yine iktidar gücü sayesinde hakkı hukuku geçersiz kılarak davranmak… Kamuoyuna yansıyanlar; son olarak bir belediyede yaşanan selamlama cezası gibi nisbeten alt düzeyden örnekler olduğu için cezalandırması da kolay oluyor. Hızla müdahale edip reaksiyon göstermek isabetli bir yoldur. Zira, yerel ve sıradan gibi görünen vakalar bile sanılandan daha büyük etki yaratabiliyor.”
Gazetenin başka yazarı Galip Dalay ise AKP’nin siyasal ve söylemsel olarak giderek marjinalleştiğini belirterek, “İktidar, karşılaştığı her meydan okumaya veya kendisine yöneltilen her siyasal veya toplumsal muhalefete yönelik anlamlı politikalarla cevaplar üretmekten ziyade, onları bastırmayı hedefleyen bir bedel ödetme söylemi veya siyasetine sığınıyor. Bu uğurda da her türlü devlet erkini veya kamu kurumunu kullanmaktan geri durmuyor” dedi.
“DAVUTOĞLU, KENDİ ÜNİVERSİTESİ İÇİN ARAZİ TAHSİS ETTİ”
İktidara yakın yazarlar ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleri üzerinden Ahmet Davutoğlu’na yüklendi. Sabah gazetesi yazarı Melih Altınok, Davutoğlu cephesinin Şehir Üniversitesi üzerinden ajitasyon yaptığını belirterek, “Örtülü" ya da açık başbakanlık imkânlarıyla değil, sadece asgari ücretle geçinen vatandaş bile kredi borcunu ödemese tepesine çökülüyor... Siz de bu halkın dişinden tırnağından arttırdığıyla kurduğu kamu bankalarına olan kredi borçlarınızı bir an önce ödeyin beyler!” ifadelerini kullandı.
Sabah gazetesinin başka bir yazarı Hasan Basri Yalçın ise Şehir Üniversitesi’ne haksız bir şekilde arazi devri yaptığını öne sürerek “Ayrıcalık istemek hele de ortada böylesi bir hal varken hiç doğru ve ahlaklı bir duruş değil. Hem kendi vakfınıza haksız devir yapacaksınız hem de ahlakçılık üzerinden siyaset yapacaksınız. Olmaz. Kimse yemez” dedi.