TRT hava durumu sunucusu merhum Ersin İmer hava sıcaklıklarının eksi derecelere düştüğü bir kış gecesi sunumunu bitirirken dedi ki; "Hepinize donsuz geceler diliyorum…" Canlı yayınlardaki konuşmalarda her zaman dil sürçmesi de gaf da hata da olabilir.
Siyasetten de örnekler vereyim:
Recep Tayyip Erdoğan, Eskişehir mitinginde dedi ki;
- "Evlatlarıma helal lokma yedirmedim."
Erdoğan, AKP toplantısında dedi ki;
- "Sayın Bahçeli''ye geçmiş olsun dileklerimi şahsım katında tüm Refah Partisi olarak ifade etmek istiyorum…"
Erdoğan, İstanbul Bahçelievler''de dedi ki;
- "Pazar günü İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yenileme seçimi var.
Bir tarafta Cumhur İttifakı''nın yani terör örgütleri zihniyetinin destek verdiği Cumhur İttifakı…"
Erdoğan kabine toplantısı sonrası dedi ki;
- "İnsanlarımızın canı hiçbir şeyden daha kıymetli değildir…"
Ve bilinçli söylenen sözlerden dolayı verilen bir mahkûmiyet kararını da hatırlatayım:
- Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, Avustralya''da katıldığı radyo programında, terörist başı Abdullah Öcalan''a, "sayın", şehitlerden de "kelle" olarak söz eden Başbakan Erdoğan hakkında verilen "3 kuruşluk" tazminat kararını 16 Ağustos 2008''de onadı.
***
Değerli okurlarım,
CHP Mersin Milletvekili Ali Mahir Başarır''ı Habertürk TV''de Eren Eğilmez''in sunduğu "Gerçek fikri ne?" programında dedi ki;
- "Cumhuriyet tarihinde ilk kez devletin ordusu Katar''a satılmış, ben değer biçemiyorum 20 milyar dolar olduğu söyleniyor, 50 milyon dolara satılmış…"
Yayını izliyordum ve Başarır''ın dil sürçmesi yaşadığını fark ettim ki diğer iki konuğun da etmesi gerekirdi.
Ancak Yeni Yüzyıl Üniversitesi rektörü Yaşar Hacısalihoğlu ve Optimar araştırma şirketinden Hilmi Daşdemir, "Ordu satılamaz"diye çok sert tepki gösterdiler.
Kastın Tank Palet olduğu çok net anlaşılmasına rağmen Başarır tepkilere şöyle yanıt verdi:
- "Tank Palet fabrikası ordudur. Bu ülkenin namusudur. Ordudan kastım Tank Palet fabrikasıdır. Buradan yanlış bir anlam çıkmasın. Bana göre bu ülkenin en stratejik bir ordusunun parçası, bunu kast ediyorum. ''Tank Palet fabrikası ordunun bir parçası, bunun yüzde 49''u Katar''a satılmıştır'' dedim…"
Başarır, "Dilim sürçtü, özür dilerim" deseydi bence daha doğru olurdu.
***
Değerli okurlarım,
AKP''liler, MHP''liler ve yandaş medya Katar konusunda diyorlar ki;
- "Katar değil de İngiltere olsaydı itiraz etmezdiniz, nedir bu Katar düşmanlığınız?"
Önce onlara şu tarihi olayı anımsatayım:
57. Hükümette:
- Başbakan merhum Bülent Ecevit ve Başbakan Yardımcıları;
- Anavatan lideri merhum Mesut Yılmaz
- MHP lideri Devlet Bahçeli
Tarih: 2 Haziran 2000
Yer: TBMM Soruşturma Komisyonu
Konu: İzmit''te SEKA arsasının Ford Otosan fabrikası için ihalesiz ve bedelsiz vermek
Talep: Eski Başbakan Mesut Yılmaz ile eski Sanayi ve Ticaret Bakanı Yalım Erez''in Yüce Divan''a sevki…
Yüce Divan''a sevk edilsin oyu verenler:
MHP milletvekilleri: İsmail Çevik, Mustafa Zorlu, Nesrin Ünal, Mehmet Ceylan.
Fazilet Partisi milletvekilleri: Ahmet Sünnetçioğlu, Mahmut Göksu, Ramazan Toprak.
DYP milletvekilleri: Necati Çetinkaya, Mustafa Eren.
Karar: 6 "Hayır" oyuna karşılık 9 "Evet" oyu ile Mesut Yılmaz ile Yalım Erez''in Yüce Divan''da yargılanması kabul edildi.
***
Değerli okurlarım,
Komisyon kararı Meclis Genel Kurulunda görüşülecekti.
Dönemin Cumhurbaşkanı merhum Süleyman Demirel dedi ki;
- "Ford için Çankaya''nın bahçesini veririm…"
27 Nisan 2002''de Meclis Genel Kurulunda yapılan oylamada,
5''i bakan 107 MHP''li milletvekili koalisyon ortakları aleyhte oy kullanınca 172 "evet" oyu çıktı.
Demirel''in DYP''lilere mesajı ile 216 "Hayır" oyu çıkınca Yılmaz ve Erez''in Yüce Divan''a sevk istemi reddedildi.
***
Değerli okurlarım,
O gün kamu malının, "İhalesiz" verilmesine, "Yüce Divan suçu" diye karşı çıkan Bahçeli bugün;
- Tank Palet Fabrikasının,
- Borsa İstanbul''un,
- Antalya limanının ihalesiz verilmesini seyrediyor,
- Tek Adam Rejiminde kamu mallarının ihalesiz satışına neden göz yumuyor?
