Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Ak Saray’daki muhtarlar toplantısında konuştu. Konuşmasının başında terörle mücadele operasyonlarını değerlendiren Erdoğan 20 Temmuz 2015 tarihinden bu zamana PKK ile mücadelede verilen şehit sayısının 1178 olduğunu söyledi. Cumhurbaşkanı terörle mücadelede 9 bin 500 PKK’lının da etkisiz hale getirildiğini ifade etti. Erdoğan “Bunların arasında eli kanlı elebaşları da yer alıyor. Bölücü örgüte yönelik 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500’ün üzerinde tutuklama var. ” diye konuştu.
Erdoğan’ın konuşmasından satır başları
“Bu toplantıları bir düğün havasında geçirmek istiyoruz ancak yaşadığımız günler buna izin verilmiyor. Kalbimizin yaralı, öfkemizin had safhada olduğu şu günlerde sizinle dertleşmek istiyorum. Acılar paylaştıkça azalır. Bizim acılarımız öyle çoğaldı ki artık paylaşmanın ötesinde bir adım atmak zorundayız.
Geçtiğimiz cumartesi polislerimize ve vatandaşlarımıza yönelik iki canlı bomba saldırısına maruz kadık. 44 şehidimiz, 238 gazimiz var. Sadece 20 Temmuz 2015 tarihinde, o günden bugüne PKK ile mücadelede verdiğimiz şehit sayısı 1178’dir.
DEAŞ saldırısında verdiğimiz şehit sayısı 300 civarında. 15 Temmuz’da 248 şehidimiz var. Fırat Kalkanında 17 şehidimiz var.
Örgütün kaybı ise 9 bin 500’ü buldu. Bunların arasında eli kanlı elebaşları da yer alıyor. Bölücü örgüte yönelik 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500’ün üzerinde tutuklama var.
DEAŞ ve PYD kayıpları ise 1800’e yakındır. FETÖ’den tutukluların sayısı 40 bini geçti. Öte yandan biliyoruz ki bunların hepsi piyondur. Hiçbir ihaneti cezasız bırakmadık, bırakmayacağız.”
Hiçbir şehidimizin kanını yerde bırakmadık, bırakmayacağız. Hiçbir ihaneti yanıtsız bırakmadık, bırakmayacağız. Asıl oyunu da gözden kaçırmadık kaçırmayacağız.
Yaşadığımız günler İstiklal Harbi kadar önemlidir. Ülkemiz ateş çemberinden geçiyor.Hem bölgemizde hem ülkemizde çok sinsi çok alçakça oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğimiz şey her gün yeni şeytanlıklarla karşımıza çıkıyor. Bölgemize nifak tohumları ekiyor.
Şu gerçeğin farkındayız Bu bir güç yarışıdır. Ancak bizim insanımız ‘ zor oyunu bozar’der. İstiklal Harbimizde Çanakkale’de milletimiz imam gücüyle zoru bozduk. Servri paçavraya çevirdik. Şimdi de adı konmamış bir Sevr ortaya koydular.
Bazıları sanıyorki bu saldırıların hedefi biziz, hükümet, iktidar. Mesele bu değildir. Hedef aldıkları özgür ve müreffeh Türkiye’dir.
Bayrağımıza kast edenin kolunu bacağını kırmazsak şehitlerimize mahçup oluruz. Vatanımızın beş karış toprağına göz dikenlerin gözünü çıkarmak bizim namus borcumuzdur. Öyle tweetlerle mivitlerle bizi yollamaya çalışanlar bunun bedelini her an ödeyecektir.
Anayasa’mızın 104’üncü maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başı olarak PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum."
MİLLİ SEFERBERLİK NEDİR?
Seferberlik; ülke ve millet olarak, başta askeri güç olmak üzere devletin tüm güç ve kaynaklarının, savaşın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde; hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı, hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir. Devletin maddi ve manevi tüm güçlerinin ve kaynaklarının harbin gerektirdiği şekilde barış durumundan sefer durumuna getirilmesidir.
Genel Seferberlik: Ülkenin tamamına yönelik bir tehdide karşı konulması, eldeki bütün kaynakların kullanılması için ülkenin tümünün harekete geçirilip seferber edilmesidir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bugünkü muhtarlar toplantısında yaptığı konuşmada “Anayasa’mızın 104’üncü maddesine göre, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başı olarak PKK’sıyla, DEAŞ’ıyla, FETÖ’süyle, DHKP-C’siyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli bir seferberlik ilan ediyorum” dedi. Erdoğan’ın bu açıklamasının ardından gözlen Anayasa’da geçen seferberlik ile ilgili maddelere çevrildi.
ANAYASA'NIN SEFERBERLİK İLE İLGİLİ MAADELERİ
Anayasa'nın 104'üncü maddesine göre; Cumhurbaşkanı Devletin başıdır. Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder; Anayasa'nın uygulanmasını, Devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir.
Bu amaçlarla Anayasa'nın ilgili maddelerinde gösterilen şartlara uyarak yapacağı görev ve kullanacağı yetkiler şunlardır:
a) Yasama ile ilgili olanlar :
Gerekli gördüğü takdirde, yasama yılının ilk günü Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde açılış konuşmasını yapmak, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni gerektiğinde toplantıya çağırmak,
Yasaları yayımlamak,
Yasaları yeniden görüşülmek üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne geri göndermek,
Anayasa değişikliklerine ilişkin yasaları gerekli gördüğü takdirde halkoyuna sunmak,
Yasaların, kanun hükmündeki kararnamelerin,Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğü'nün, tümünün ya da belirli kurallarının Anayasa'ya biçim ya da esas yönünden aykırı oldukları gerekçesi ile Anayasa Mahkemesi'nde iptal davası açmak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi seçimlerinin yenilenmesine karar vermek,
b) Yürütme alanına ilişkin olanlar :
Başbakanı atamak ve istifasını kabul etmek,
Başbakanın önerisi üzerine Bakanları atamak ve görevlerine son vermek,
Gerekli gördüğünde Bakanlar Kurulu'na Başkanlık etmek ya da Bakanlar Kurulu'nu Başkanlığı altında toplantıya çağırmak,
Yabancı devletlere Türk Devleti'nin temsilcilerini göndermek, Türkiye Cumhuriyeti'ne gönderilecek yabancı devlet temsilcilerini kabul etmek,
Uluslararası andlaşmaları onaylamak ve yayımlamak,
Türkiye Büyük Millet Meclisi adına Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Başkomutanlığını temsil etmek,
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kullanılmasına karar vermek,
Genelkurmay Başkanı'nı atamak,
Milli Güvenlik Kurulu'nu toplantıya çağırmak,
Milli Güvenlik Kurulu'na Başkanlık etmek,
Başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu kararıyla sıkıyönetim ya da olağanüstü hal ilan etmek ve kanun hükmünde kararname çıkarmak,
Kararnameleri imzalamak,
Sürekli hastalık, sakatlık ve kocama sebebi ile belirli kişilerin cezalarını hafifletmek ya da kaldırmak,
Devlet Denetleme Kurulu'nun üyelerini ve Başkanını atamak,
Devlet Denetleme Kurulu'na inceleme, araştırma ve denetleme yaptırmak,
Yükseköğretim Kurulu üyelerini seçmek,
Üniversite rektörlerini seçmek,
c) Yargı ile ilgili olanlar:
Anayasa Mahkemesi üyelerini, Danıştay üyelerinin dörtte birini, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Askerî Yargıtay üyelerini, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi üyelerini, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu üyelerini seçmek.
Cumhurbaşkanı, ayrıca Anayasada ve kanunlarda verilen seçme ve atama görevleri ile diğer görevleri yerine getirir ve yetkileri kullanır.
ANAYASANIN 15.MADDESİ
V. Temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasının durdurulması
MADDE 15. – Savaş, seferberlik, sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde, milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlâl edilmemek kaydıyla, durumun gerektirdiği ölçüde temel hak ve hürriyetlerin kullanılması kısmen veya tamamen durdurulabilir veya bunlar için Anayasada öngörülen güvencelere aykırı tedbirler alınabilir.
ANAYASANIN 122.MADDESİ
B. Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hali
MADDE 122. – Anayasanın tanıdığı hür demokrasi düzenini veya temel hak ve hürriyetleri ortadan kaldırmaya yönelen ve olağanüstü hal ilânını gerektiren hallerden daha vahim şiddet hareketlerinin yaygınlaşması veya savaş hali, savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren şiddet hareketlerinin yaygınlaşması sebepleriyle, Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Millî Güvenlik Kurulunun da görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı aşmamak üzere yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde sıkıyönetim ilân edebilir. Bu karar, derhal Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekli gördüğü takdirde sıkıyönetim süresini kısaltabilir, uzatabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir.
Sıkıyönetim süresinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu sıkıyönetim halinin gerekli kıldığı konularda kanun hükmünde kararname çıkarabilir.
Bu kararnameler Resmî Gazetede yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Bunların Meclisce onaylanmasına ilişkin süre ve usul İçtüzükte belirlenir.
Sıkıyönetimin her defasında dört ayı aşmamak üzere uzatılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin kararına bağlıdır. Savaş hallerinde bu dört aylık süre aranmaz.
Sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hallerinde hangi hükümlerin uygulanacağı ve işlemlerin nasıl yürütüleceği, idare ile olan ilişkileri, hürriyetlerin nasıl kısıtlanacağı veya durdurulacağı ve savaş veya savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi halinde vatandaşlar için getirilecek yükümlülükler kanunla düzenlenir.
Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığına bağlı olarak görev yaparlar.