Erdoğan kendini yalanlıyor!
“Türk Girişimciler Kurultayı”nda konuşan Başbakan Erdoğan, Suriye’yi kastederek, “Bizim Türkiye olarak hiçbir ülkenin topraklarında, siyasetinde, idari sisteminde asla ve asla gözümüz yok” dedi, duydum ve şaşırdım.
Ve dinledikçe de şaşırmaya da devam
ettim.
Biz hiçbir ülkenin iç işlerine karışmayız demek değil miydi bu sözlerin özeti? Evet, öyleydi. İyi de Sayın Erdoğan daha önce, Suriye ile şu kadar sınırımız var ( iki kere bu konuda konuştu, ikisinde de farklı rakamlar söyledi). Sınırın iki yakasında akrabalıklar mevcut. Bu durumda Suriye’nin iç işleri Türkiye’nin de iç işleridir mealinde tehditler savurarak, Esad’ın yaptıklarına kayıtsız kalamayız diye tehditler savurmamış mıydı? Muhalefet de, ne yapacaksın, savaş mı açacaksın, bir ülke başka bir ülkenin iç işlerine böyle pervasızca karışır mı diye hop oturup hop kalkmamış mıydı? Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu da muhalefeti Esad’ın avukatı olmakla suçlamamış mıydı?
Dahası...
Sayın Erdoğan, Büyük Ortadoğu Projesi Eş Başkanı değil mi ve BOP, Tunus’tan Suriye ve Türkiye’ye kadar ülkelerin rejim ve sınırlarını İsrail menfaatleri doğrultusunda değiştirmek için faaliyet gösteren bir ABD-İsrail projesi değil miydi?
Hadi bütün bunları bir kenara bırakalım... Üç gün önceki, yani “Suriye’nin iç işlerine karışmak gibi bir niyetimiz yok” şeklinde özetleyebileceğimiz “Türk Girişimciler Kurultayı” ndaki o konuşmasında Sayın Erdoğan bakınız sözlerini nasıl sürdürüyor:
“Bizim Suriye’deki olaylar karşısındaki tavrımız da altını çizerek söylüyorum, sadece insani kaygılarladır. Suriye halkının, zulüm ve baskı altında inlemesine biz göz yumamayız, sırtımızı çeviremeyiz.”
Haydaa...
Sayın Erdoğan siz değil miydiniz bir iki dakika önce Suriye’nin iç işlerine karışmayacağız diyen? Amma az önce söyledikleriniz Suriye’nin iç işlerine karışmak, hem de kıyısından köşesinden değil, göbeğinden karışmak değildir de nedir? Şimdi Esad çıksa, KCK tutuklamalarını yerden yere vursa ve “Suriye olarak biz buna seyirci kalamayız” dese, bu Suriye’nin, Türkiye’nin iç işlerine karışması olmaz mı? Olur, bal gibi olur. Onunki iç işlerine karışmak olursa seninki de bal gibi iç işlerine karışmak olur.
Aynı konuşmasında Erdoğan Suriye ile olan “kanka” sürecini anlattıktan sonra, “Ne yazık ki Suriye yönetimi reformları yapmakta, verdiği sözleri tutmakta isteksiz ve samimiyetsiz davrandı. Bunun da ötesinde Suriye’den yükselen muhalefet, insanlık dışı yöntemlerle ve kan akıtılarak bastırılmak istendi...”
Velev ki öyle oldu...
Bütün bu anlattıklarınız Ankara’nın öteden beri Suriye’nin iç işlerine karıştığını göstermiyor mu? Adam söz vermiş, tutamamış. Tutamayınca da Türkiye tutmuş Esad muhaliflerini organize etmiş, ABD ve İsrail de bu muhaliflere silah bulmuş, Suriye’de kan gövdeyi götürür olmuş... Bütün bunlar bir ülkenin iç işlerine karışmak değilse o zaman Türkiye’nin iç işlerine karışan hiçbir ülke yok denilebilir. Hiç olmazsa Batılılar PKK’yı sizin Suriye muhaliflerini göstere göstere desteklediğiniz gibi desteklemiyor; kitabına uydurarak, kılıf içinde yapıyor bunu.
Velhasıl, Türkiye “Arap Baharı” adı verilen süreçte çok zikzaklar çizdi, döndü dolaştı Batı çizgisine girdi. Gidişat o ki, Türkiye’ye bu halleri yaşatan herkes Suriye’de önce bir iç savaş çıkartacak. Bu iç savaş çetin bir şekilde devam ederken devreye o güçlerin maşası BM’nin ilgili birimleri girecek. Ardından bir zamanlar Irak’ın kuzeyinde olduğu gibi Türkiye sınırında bir tampon bölge oluşturulacak. Türkiye ile Rusya’nın, İran’ın ipleri kopacak. Ve sıra Türkiye’ye gelecek, belki de Irak İran savaşı gibi bir Suriye-Türkiye savaşı yaşanacak. Allah (c.c) korusun. Suriye’yi küçük görmeyiniz. On binin üzerinde modern tankı, F16’lardan aşağı olmayan Rus savaş uçakları var. Öyle olmasa bile, yine Müslüman Müslüman’ı vuracak, Haçlılar ve Siyonizm de göbeğini kaşıya kaşıya uydular ve televizyon kanallarından aynı kıbleye yönelenlerin birbirini boğazlamasını seyredecek...
İnşallah bunların hiçbiri olmaz...