Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Değerli eşim, sayın Başbakan, saygıdeğer eşleri, bizi bugün milletin evinde yalnız bırakmayan ve Dünya Kadınlar Günü'nü birlikte kutladığımız saygıdeğer hanımefendiler, sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum.
'4 MİLYONA YAKIN MAZLUMA SAHİP ÇIKIYORUZ'
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığımız tarafından hazırlanan Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nın kadınlarımız için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum. Sizlerin ve tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nü tebrik ediyorum.
Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, Myanmar'da, dünyanın dört bir köşesinde mağdur, muhtaç duruma düşmüş tüm kadınlarımıza rabbimden sabır niyaz ediyorum. Anneleri, babaları, eşleri, çocukları gözleri önünde katledilen tüm kadınların acılarını yürekten paylaşıyoruz. Bu durum karşısında sessiz kalmamız düşünülemez. Ülkemize sığınan ve çoğunluğu kadınlardan, çocuklardan, yaşlılardan oluşan 4 milyona yakın mazluma sahip çıkıyoruz.
'BAŞARIMIZIN EN ÖNEMLİ KRİTERLERİNDEN BİRİ KADINLARIMIZIN İSTİHDAMDAKİ YERİDİR'
Ülkemizde de sırf kendi zihninin vehmi olan üstünlük duygusu nedeniyle kadına kötü muamele eden, hatta cana kıyan anlayışa karşı mücadelemizi sürdürüyoruz. Mevzuatımızdaki eksiklikleri tamamladık, varsa yanlışları düzelttik. Bitti mi? Hayır. Bütün bu yasalar, sürekli güncellenmesi gereken yasalardır.
Hayat dinamiktir, gelişiyor. Güncellemeye mecbursunuz. Güncellemek suretiyle yaşamı yeniden tanzim etmiş olursunuz. Başarımızın en önemli kriterlerinden biri kadınlarımızın istihdamdaki yeridir. Yerlerini 9 puan artırdığımız kadınlarımız geçmişle mukayese edilemeyecek bir yere sahiptir.
'EŞİMLE BİRLİKTE 'HAYDİ KIZLAR OKULA' KAMPANYASIYLA KIZLARIMIZIN ÖNÜNÜ AÇTIK'
Doğum izninden, çocuk bakım hizmetlerine kadar her alanda kadınlarımızın taviz vermeden çalışmalarına devam etmelerini sağlayan düzenlemeler yaptık. Başbakanlığım döneminde eşimle birlikte Şanlıurfa'dan 'Haydi kızlar okula' kampanyası ile okula gönderilmeyen kızlarımızın önünü açtık.
2002'de 24 olan milletvekili sayısı 2015'te 81'e yükseldi. Belediye başkanı ve belediye meclis üyesi sayısında da ilerlemeler sağladık. Attığımız adımları geleceğe taşımak için Kadının Güçlenmesi Strateji Belgesi Eylem Planı hazırlandı. Kutluyorum. Belgenin amaçlarından biri de bu konuda çalışan tüm tarafların işbirliği içinde hareket etmesini sağlamaktır. Bir politika rehberi ortaya konmuştur. Aslolan budur.
Yol haritanıza göre, bundan sonra bu düzeni kuracaksınız. 5 temel politika alanında yürütülecek faaliyetlerin kılavuzu niteliğindedir. Eğitim, sağlık, ekonomi, karar alma mekanizmalarına katılım ve medya başlıkları altında bu belgeyi ben de çok ama çok önemli görüyorum. Sağlıkta kadınların kendi özel durumlarına yönelik en iyi şekilde yararlanmalarını hedefliyoruz. Medyada içerik ve temsil bakımından kadınların yerlerini tahkim etmeyi, iletişim araçlarının verimli kullanımının teşvikini öngörüyoruz.
'BENİM GÖZÜMDE KADINLAR İNSANLIĞIN ÖĞRETMENİDİR'
Kadın tüm insanlığın ilk öğretmenidir. Çocuk uzunca bir süre her şeyi annesinden öğrenir. Doğumdan sonra başlamıyor eğitim öğretim. Doğumdan önce başlıyor. İşin ilahi boyutu budur. Çocuk beslenmeyi anne karnında öğreniyor. İlahi tecelli bu. Orada başlayan yaşam süreci doğumdan sonra da adeta ciddi bir eğitim öğretimden geçmiş yavru doğumdan sonra, aynı şekilde devam ediyor. İlahi takdir planının içindeki bu eğitim öğretim bizim için çok önemli. Benim gözümde kadınlar insanlığın öğretmenidir. Kadınlarda zaten Allah vergisi kabiliyet olan güçlü bir sezgi var. Öğretmenlik yeteneği geliştiğinde ortaya elleri ayakları öpülesi analar, eşlerimiz, kızlarımız çıkıyor.
Buradan ayrıldığınızda annelerinizin ayaklarının altını öpün. Çünkü cennet, annelerin ayakları altında. Anneler nazlıdır, siz öpmeye kalkarsınız o ayağını çeker. Çektiği zaman da anneciğim siz bana cennetin kokusunu çok mu görüyorsunuz deyin. Hadis, Peygamber Efendimizin hadisinde babaların ayaklarının altında demiyor.
"AFRİN'DE 3089 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLDİ"
Bizim dinimiz İslam, sevgili Peygamberimiz görevi üstlendiğinde eve geldiğinde Hz. Hatice validemiz onun tek dayanağıydı. Peyamberimiz yetimdi, öksüzdü. Her şeyi Hatice validemizdi. Beni öğütün dediğinde bir ürpertisi vardı. O anda validemiz Peygamberimize o gücü kuvveti verdi. Validemiz aynı zamanda Mekke'nin en önemli zenginlerindendi. Güçlüydü. En ufak bir Peygamberimize karşı merhamette ben zenginim sen değilsin, böyle bir şeyi olmamış, tam aksine sahiplenmişti. O bütünleşme bizim inancımızda kadını çok farklı yere doğru çıkartıyor.Bu birlikteliğimiz sadece burada kalmayacak. Bugün, Afrin'de, az önce perdede izledik o kızlarımızın, o polislerimizin, Afrin'de savaşanlarımız, nasıl yürekleri var değil mi? O yürektir ki Afrin'de neticeyi aldım, netice şu anda etkisiz hale getirilen teröristlerin sayısı 3089. Afrin'de bitecek en az 150 bin belki 200 bin kişi geri dönecek. Biz sadece teröristlerden buraları temizlemek için buradayız. Gerçek sahiplerine orayı teslim ederek asıl görev alanına döneceğiz.
"DİN ADAMI OLARAK ORTAYA ÇIKANLAR..."
"Son günlerde bakıyorsunuz. Din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup, dinimizde yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor ortaya. Anlamak mümkün değil. Yani bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, çok farklı bir dünyada zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslamın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da aciz bunlar. İslamın hükümlerinin güncellenmesi vardır. Siz islamı 14 – 15 asır öncesi hükümleriyle kalkop da bugün uygulayamazsınız. Böyle bir şey yok. Onun için de bugün İslam’ın uygulanması yer zaman koşullar her şeyiyle o da değişiyor. İslam’ın güzelliği burada zaten.
Şimdi bir çok hocaefendi beni tefe koyup çalacak. Rabbim bizi tefe koymasın.
İstisnaları genelleştirmek, tarihin belirli bir döneminde toplumların özel şartlarına uygulamaları geleneksel davranışları taşımaya çalışmak meseleyi sulandırmaya yarar. Halbuki biz sorun görüyoruz ve çözmeye çalışıyoruz. Eksikler olabilir, yanlış da yapılmış olabilir. Bunların iyi niyetle ortaya konması halinde derhal düzeltilmesi mümkündür.
Fakat sırf, var ya ‘reklamın iyisi kötüsü olmaz’ bu mantıklı popüler olmak için söylenen sözleri biz asla kabul edemeyiz. Hele hele bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil, inanın inancımıza da dinimize de haksızlıktır. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi dini hususların tartışılmasında da seviyeler vardır. Kuran’a sünnete kıyasa vakıf olmayan insanlara istisnai bir takım uygulamaları anlatmaya kalktığımızda züccaciye dükkanına giren fil misali bir sürü başka şeyi kırıp dökmek kaçınılmaz hale geliyor.
Ya bırak bu işleri. Aslolan nedir? Bizim mukaddes kitabımız kurandır. Kuran’a ters değilse mesele bitmiştir.