Hükümete yakınlığıyla bilinen Sabah gazetesi yazarı Mahmut Övür, kabine değişiminin gecikmesinin sebebini Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Başbakan Yıldırım arasındaki fikir ayrılığından kaynaklandığını iddia etti.
Övür yazısında; Erdoğan’ın yeni dönemin ruhuna uygun daha değişimci bir kabineye sıcak baktığını, Yıldırım’ın ise mevcut tablonun sürmesinden yana olduğunu iddia etti.
İşte “Kabine değişikliğinde gecikmenin sırrı” başlıklı Sabah’taki o yazı:
“Bütün gözler kabinedeki değişikliğe çevrilmiş durumda. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakanı işaret ediyor, Başbakan Yıldırım ise "Bir gün bakarsınız değişmiş" cevabıyla zaman kazanıyor.
Durum ortada yani...
Henüz net bir şey yok.
Peki, neden bu kadar gecikti kabine meselesi?
Şimdi araya Katar ve İran üzerinden gelişen bölgesel kriz de girince biraz daha gecikecek gibi görünüyor.
Oysa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partiye dönüşüyle köklü bir değişim sinyali verilmiş ve beklenti bir hayli yükselmişti.
AK Parti MKYK'sında 19 kişinin değişimiyle ilk olumlu adım da atıldı. Merkez Yürütme Kurulu (MYK)'nda, üç kişi de olsa değişimin gerçekleşmesi bir nebze de olsa değişim ihtiyacını karışladı.
Ancak iş kabineye gelince durdu. Peki, neden?
İşin merak edilen ve zor tarafı tam da burası... AK Parti kulislerinde denilen şu;
Başbakan Binali Yıldırım, iyi bir kongre süreci yönetti. Onu MKYK ve MYK listeleri izledi. Ancak kabineye farklı bakıldığı için iş biraz sürüncemede kaldı. Bu konuda iki farklı yaklaşım dikkat çekiyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeni dönemin ruhuna uygun daha değişimci bir kabineye sıcak baktığı ve bu yüzden bir an önce hedefe yönelmek istediği söyleniyor.
Başbakan Yıldırım'ın tavrı ise biraz farklı... O mevcut tablonun sürmesinden yana. MYK'da da değişimin üç kişiyle sınırlı kalmasında Başbakan'ın bu yaklaşımının etkili olduğu biliniyor.
Başbakan'ın, "Ben bu arkadaşlardan memnunum, neyi kötü yaptılar da bunları değiştiriyoruz" yaklaşımı en azından bu süreçte çok da aykırı gelmiyor ki, Cumhurbaşkanı işi sürece bırakıyor.
İşte gecikmenin sırrı da bu dengede saklı... Tabii işin uluslararası boyutu, iş dünyasının beklentileri ve kabine içinde giderek güç kazanan "Milli ve Yerli" eksenli ekonomi yönetimi tartışması da var. Bu da gecikmenin önemli nedenlerinden biri...
Cumhurbaşkanı ve Başbakan birbirlerine hassas davrandıkları için "zorlama ve dayatma" yerine "makul" bir yol aranıyor.
İşin en kritik yanı ise kabine ve yerel yönetimlerle ilgili kamuoyunda oluşturulan yüksek beklentinin hâlâ sürüyor olması.
AK Parti hükümetinin bu beklentiye, özellikle de FETÖ nedeniyle yerel yönetimlerde köklü değişim beklentisine cevap vermemesi bugün bir riske yol açmayabilir ama aynı şey yarın için söylenemez.
Kabinede değişim dengesine gelince...
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın partinin başına geçmesinden sonra da kabinede nasıl bir değişiklik yapılacağını tahmin yürütmek kolay değil.
Cumhurbaşkanı'nın geçmiş hükümet deneyimlerinden sürprizleri sevdiğini biliyoruz.
Hatta bazen söylenenlerin aksine tavır aldığını da... Ancak yine de şöyle bir gerçek var: Cumhurbaşkanı kamuoyunun nabzını iyi tuttuğu için kulislerde söylenenlerin yüzde 50'si gerçekleşiyor. Bu kez de öyle olma ihtimali yüksek. Kabinede 4-5 kişinin değişeceği büyük oranda kabul görüyor. Ama tersini söyleyenler, hatta 9 kişinin değişmesinden söz edenler de var.
Bu kabinedeki asıl sürpriz ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak'ın ekonomiden sorumlu başbakan yardımcısı olmasıyla, o göreve Ali Babacan'ın yeniden gelmesi ihtimali. Hangisi gelirse gelsin, her ikisi de hükümetin rotasında yeni bir yolculuğu işaret edecek.”