Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, AKP Kadın Kolları 6. Olağan Kongresi''ne katıldı. Erdoğan konuşmasında Samsun''da cadde ortasında dövülen kadının Türkiye''yi ayağa kaldıran görüntüleriyle ilgili konuştu. Vahşete tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, kadına şiddete karşı atacakları yeni adımı ''''Meclis''te yeni bir komisyon oluşturuyoruz'''' diyerek anlattı.
Erdoğan diğer yandan, "Bugün Türkiye''de siyasetten ekonomiye kadar her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti''nin gayretleri sayesindedir. Hayata geçirdiğimiz reformlar ve uygulamalarla yıllarca çağdaşlık, laiklik adına kızlarımızın eğitim ve iş hayatında önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı hep birlikte verdik. " şeklinde konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
"Sözlerime başlarken, içinde bulunduğumuz mübarek üç aylarımızı ve Miraç Gecenizi tebrik ediyorum. AK Parti Genel Merkez Kadın Kollarımızın 6''ncı Olağan Kongesi''nin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
İki dönemdir Kadın Kolları Başkanlığımızı yürüten Lütfiye Selma Çam kardeşimize tüm hizmetleri için teşekkür ediyorum. Kendisiyle bundan sonra milletvekilimiz olarak, yeni sorumluluklarla yakından çalışmayı sürdüreceğiz. Ayşe Keşir kardeşimize de şimdiden başarılar diliyorum.
Ayşe Keşir kardeşim, kendisi İstanbul İl Kadın Kolları kurucu olarak başladığı hizmetlerine AK Parti''nin her kademesinde faaliyetini sürdürmüş bir kardeşimizdir. Yeni dönemde Ayşe Keşir kardeşimizle kadın kolları faaliyetlerini daha ileriye taşıyacağız. Kadın Kolları teşkilatlarımızda görev yapan tüm kardeşlerimi tebrik ediyorum.
Kurulduğu günden beri partimizin çatısı altında ülkemiz ve milletimize hizmet etmek için çalışan tüm kadınlarımıza şükranlarımı sunuyorum. Siyasete kadın nezaketini, inceliğini katan Türkiye''nin büyümesi ve güçlenmesi yolunda verdiğimiz mücadeleyi omuzlayan tüm kardeşlerime teşekkür ediyorum.
Kale içeriden fethedilir. Bu kaleyi içeriden fethedecek olanları karşımda görüyorum. AK Parti''nin başarısı için fedakarca çalışan hanım kardeşlerimize şükran duygularımızı anlatacak kelime bulamıyorum.
Kadın Kollarımız geçtiğimiz 19 yıldaki birikimiyle sadece seçimlerde kapı kapı dolaşan bir teşkilat olmaktan çıkmış, yılın her günü yürüttüğü faaliyetlerle kadın siyasetçi yetiştiren bir okul haline gelmiştir. Bugün Meclis''te kadın milletvekillerimizin büyük bölümü, belediye meclisteki üyelerimizin çoğunluğu bu okulda yetişmiştir.
Bazı mücadeleler vardır ki karşılığını sadece Rabbimizden umarız. Medeniyet davamız yolundaki yürüyüşümüz de böyle bir mücadeledir. Sokak sokak, ev ev gezerek davamızı anlatan, seçim sandığına sahip çıkan, tankların önüne geçip darbecilerin karşısına dikilen kadınlarımızın haklarını ödeyemeyiz.
"KADINLARIN ÖNLERİ KESİLDİ"
Bugüne kadar kazandığımız tüm başarıları ve zaferleri, inşa ettiğimiz tüm eserleri kadınlarımızla birlikte gerçekleştirdik. Bugün Türkiye''de siyasetten ekonomiye kadar her alanda kadının adı ve imzası varsa AK Parti''nin gayretleri sayesindedir. Hayata geçirdiğimiz reformlar ve uygulamalarla yıllarca çağdaşlık, laiklik adına kızlarımızın eğitim ve iş hayatında önlerini sinsice kesenlere en güzel cevabı hep birlikte verdik.
Yeri geldi, buradaki birçok hanım kardeşlerimizin üniversitelere girmek isterken önleri kesilmedi mi? Şu anda içimizde üniversite kapısından geri çevrilen birçok hanım kardeşimiz var. O kapılardan geri çevrilenleri söke söke o üniversiteleri bitirdiler. İkna odalarından geri çevrilenler var. Bunlar daha sonra ana muhalefet partisinin de üst düzey yöneticisi olmadılar mı?
KADINLARIN İSTİHDAMI
Bunlar dürüst değiller. Dürüst olmadıkları için millet bunlara iktidar vermedi, vermiyor. Yıllarda kamuoyu önünde kadının adını kullanan, geri planda hep ezen, horlayan, istismar eden anlayışı bu mücadeleyle hem deşifre ettik, hem gerilettik. Meclis''te sadece AK Parti grubunda 54 kadın milletvekilimiz varsa bu mücadele sayesindedir. Kamudaki istihdamda kadın oranı yüzde 40''lar gibi Cumhuriyet tarihinin en yükseğine geldiyse aynı mücadele sayesindedir.
Kadınlar adına elde edilen her kazanımın altında sizlerin emeği ve mührü var. AK Parti Genel Başkanı olarak Türkiye''nin en çalışkan kadrolarına, en azimli mensuplarına sahip teşkilatına sahip olmakla gurur duyuyorum. Toplam üyemiz 11,5 milyon. Hiçbir partinin böyle bir üyesi yok. Sadece kadın kollarının üye sayısı 5,5 milyon. Hepsini bir kenara koyun, kadın kollarımızı bir kenara koyun. Ülkemizi 2023 hedeflerine birlikte ulaştıracak, 2053 vizyonunu birlikte miras bırakacağız.
Kadın Kollarımızı kurarken niyetimiz ülkemizdeki tüm kadınlara ulaşmak, tüm hanelere girmekti. nasıl ki gençlik kollarını kurmamızın gayesi genç-yaşlı ayrımı kurmak değilse, kadın kollarımızı da bu anlayış üzerine inşa etmedik. Bize göre kadın ve erkek aynı özden yaratılmıştır. Kadını dışlayan insanlığın yarısını değil, fıtrata da sırtını dönmüş olur.
Tarih boyunca kadını şeytanlaştıran, hayvandan bile aşağı gören, bir mal olarak kabul eden anlayışların bu hikmeti kavramalarını beklemiyoruz. Kadın hakları adı altında, kadınla birlikte tüm insanlığı metalaştıran zihniyetin yüzlerindeki maskeyi düşürmenin yolu bu hikmeti yüceltmekten geçiyor.
"MECLİS''TE YENİ KOMİSYON KURACAĞIZ"
Kadın hakları konusunda güya en ileri sayılan ülkelerdeki kadın cinayetlerinin, ülkemizdekilerin kat be kat fazlası olduğu gerçeğini görmezden gelerek ülkemiz hedef alınmaktadır. Ülkemizde tek bir kadının dahi alçakça katledilmesine caddelerin ortasında dövülmesine... Son Samsun''da yaşanan hadise onlara haklılık payı çıkarmaz. Meclis''te yeni bir komisyon oluşturuyoruz. Bugün grup başkanımızla konuştum, yeniden böyle bir komisyonu oluşturacağız. Biz bunları ne ana muhalefete ne diğerlerine bırakamayız. Elimizden geleni yapacağız. Şiddete maruz kalmasına müsaade edemeyiz. Adalet Bakanımla konuştum, sonuna kadar bu işi kovalayacaklarını, kişi malum tutuklandı.
Kadın kocasının veya babasının malı değil, aynı haklara sahip insandır. Kadına eziyet etmenin, kötü davranmanın hiçbir izahı olamaz. Ülkemizde, Samsun''da olduğu gibi zaman zaman rastladığımız olumsuzluklar kadim değerlerimizden uzaklaştığımızı gösteriyor. Kadını anne olmaktan, kardeş olmaktan, eş olmaktan, evlat olmaktan çıkartıp köksüz ve ruhsuz bir birey sıfatıyla karşımıza dikmeye çalışanların oyununa gelmeyeceğiz. Kişilik bozukluk ürünü olan saldırı ve cinayetleri töre bahanesiyle kültürümüze yıkmaya çalışanlara fırsat vermeyeceğiz. Kötülere meydan okuyacağız.
İktidarlarımız döneminde yaptığımız çalışmalarla kadının hakkının korunması için çok büyük mesafe kat ettik. Tarihi dönüşümler gerçekleştirdik.
"KADIN EN BAŞTA ANNEDİR"
Adına aile dediğimiz mukaddes ocak nesli muhafaza eden, inancı yaşatan vasıflarıyla ortak geleceğimizin teminatıdır. Toplum ayakta duramazsa geride ne devlet, ne millet, ne medeniyet kalır. İyi ve kötü günümüzde her zaman yanımızda olacağını bildiğimiz bir aileniz varsa hayata daha güvenli bakabiliriz.
Salgın döneminde bu gerçeği bir kez daha yaşadık. Kadın kollarımızda vazife üstlenen kardeşlerimizin de kendi aileleri yanında çevresinin de yardımına koşmak için nasıl çalıştıklarını yakından biliyorum. Allah ailenin temeli olan kadının ve erkeğin birlikteliğini sevgi ve merhamet üzerine kurmuştur. Aile müessesinde yer alan eşler, çocuklar ve büyükler birbirlerinin zenginliği ve emanetidir.
Sevginin ve merhametin olmadığı yerde bencilliğe, hoyratça davranmaya meyilli nesiller yetişir. Biz sağlıklı fertlerden oluşan, kul olarak görevlerinin bilincinde kişilikli, doğrunun ve yanlışın farkında nesiller yetiştirmek istiyoruz. Devlet bu konuda üzerine düşenleri mutlaka yerine getirecektir. Asıl görev bizlere, kadınlara düşüyor. Kadın en başta annedir, çocuğun ilk vatandır.
Kız çocuklarını bir an önce baba evlerini, ailelerini terk etmeye çağıranlar olduğunu biliyoruz. Sokaklara dökülün diyorlar, bu ne anlayıştır. Böyle ahlaksızlık olur mu? Bu bir ruh hastalığının işaretidir. Türkiye kadına şiddet sorununu çözer, ülkemiz için asıl tehdit bu hastalıklı zihniyettir.
Bir süredir, sık sık yeni dönemde önceliklerimizin başına eğitimin, kültürü, aileyi koyacağımızın sebebi budur. Ülkemizin temel altyapı sorunlarını çözmeyi başardık. Artık maziden atiye uzanan medeniyet köprümüzde her alanda dünyanın en iyi olması yolunda ilerleme vakti gelmiştir. Kayba tahammülümüz yok.
Kız çocuklarını bir an önce baba evlerini terketmeye çağıranlar olduğunu duyuyoruz. Bir de bu çıktı. Sokaklara dökülün diyorlar çocuklara. Çocukları aileye kışkırtan bu zihniyet bir ruh hastalığının işaretidir. Türkiye, kadına şiddet sorununu öyle ya da böyle çözer, asıl tehdit bu hastalıklı zihniyetin kök salmasıdır, karşılık bulmasıdır.
Eğitim sistemimizin aile ile sıkı işbirliği içinde yeniden ele almamız gerekiyor. Hayatın her alanında çocuklarımıza ve gençlerimize kendi tarihimizi aşılamalıyız. Bir süredir sık sık yeni dönemde önceliklerimizin en başına eğitimi, kültürü, aileyi koyacağımızı söylememizin nedeni budur.
Evlat nöbeti tutan Diyarbakır annelerini anmadan olmaz. Evlatlarınız terör örgütü tarafından sizden çalınmışsa bu acının tarifi mümkün değildir. Ulvi bir amaca sahip Diyarbakır anneleri birilerinin aklına tam 550 gün sonra ancak düşmüş. Diyarbakır anneleri de bunca zamandır kendilerini yok sayan zihniyetin temsilcilerine gereken cevabı vermiştir. Asla inanmadığınız hatta ontolojik olarak karşı çıktığınız b-pek çok davranışı sırf günü birlik siyaset çıkarları için sergileyebilirsiniz. Diyarbakır annelerinin karşısına dikilip de aynı yüzsüzlüğü sergileyemezsiniz. Bu siyaset üstü bir meseledir. Her işin riyakarlığı olur ancak bunun olmaz. Önce kendisine tanınan tüm fırsatlara rağmen terör örgütü ile arasına mesafe koyamayan parti konusunda mertçe bir tutum ortaya koyacaksınız. Ana muhalefete soruyorum. Bu partinin yanında mısınız, karşısında mısınız? Açıkça söyleyeceksiniz. Ankara''dan İstanbul''a dirsek dirseğe yürüyüş yapacaksınız, sonra da onlarla alakamız yok diyeceksiniz. Kimi kandırmaya çalışacaksınız. Sonra utanmadan sıkılmadan şehit ailelerine, gazilerine gideceksiniz. Yüzünüzdeki sahte demokrat maskesini hemen indiriverirler.
Şu anda ana muhalefetin teşkilatlarında şiddet, tecavüz, taciz var mı? Ne ararsan bulunur. Tacizi ve tecavüzü yapan kendi mahallelerinden biriyse afedersiniz yollu diyerek kadını yaftalamaktan çekinmez. Kadın cinayetlerinde bile kadının ya da failin kimliğine göre pozisyon alırlar. Biz herkes için hak ve özgürlük diyoruz onlar sadece kendi hayat tarzlarının özgürlüğünü istiyor. Biz yeni anayasa yapalım diyoruz onlar darbe anayasasından bahsediyor. Ey ana muhalefet partisinin başındaki adamcağız sen ne zamandan beri devletin aşıları para ile sattığını söylüyorsun. Bu ne utanmazlıktır ya. Dünya aşı arıyor, bulamıyor. Biz aldığımız aşıları süratle belli kategorilerde vatandaşlarımıza ulaştırmak istiyoruz.
Önce ''Ben vatandaş Kemal''im, sıram ne zaman gelirse aşımı yaptıracağım'' dedi. Niye gittin yaptırdın o zaman. Bugün yeni bir şey söylemiş. Biz hiç bir eve kahveye çaya gitmezmişiz. Ya sen bizden alıştın. Ankara''nın en büyük spor salonunda Kadın Kolları Kongresi yapıyoruz, dikkat et. Tablo ortada. Demokrasi ve ekonomide reformla ilerleyelim diyoruz, onların gönlünde tek pati özlemi var. Geç o işleri geç.
Onların yerel yönetimlerinin olduğu yerde çöp, çamur, çukur var. Bunların derdi halkıyla, şehriyle, emanetle dertlenmek değil. Cumhur İttifakı olarak ülkemizi büyütmeye devam edeceğiz. Her seçim önemlidir. Ama geldiğimiz noktada 2023 seçimleri Türkiye için tam bir kader seçimine dönüşmüştür.