Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ''Şimdi ne diyorlar; ‘Amerika uçak gemisi gönderiyor 2’nci uçak gemisi de gelecek. Bay Amerika; Amerika nere, Akdeniz, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada? Şimdi Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır?'' dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Türkiye Gençlik Vakfı Teşkilat Buluşması'nda konuştu. Erdoğan, "Türkiye Gençlik Vakfımız 81 il ve 571 ilçede temsilcilikleriyle 340 bini aşan üye sayısıyla ayrıca yurtları, kıraathaneleri ve gençlik merkezleriyle ülkemizin gurur abidesi olan kuruluşlarımızdan biridir. İster ortaokul-lise-üniversite olsun isterse iş hayatına atılmış olsun hiçbir ayrım yapmadan tüm gençlerimize yönelik faaliyetler yürüten vakfımızla iftihar ediyoruz. Aynı şekilde TÜGVA’nın eğitim ve öğretim çalışmaları yanında kamplarıyla, kültür sanat ve spor faaliyetleriyle gençlerimizin hayatına dokunan hizmetlerini takdirle karşılıyorum. TÜGVA’nın en önemli başarılarından biri de yurt dışındaki çalışmalarıdır. Bir dönemde sadece ülkemizin sınırları içinde faaliyet yürüten gönüllü kuruluşlarımız artık hudutlarımızın çok ötesinde varlık gösteriyor" dedi.
“TERÖRİSTLERE ‘ÇİÇEK ÇOCUK’ MUAMELESİ YAPANLARIN SİZİ HEDEF ALMASININ NEDENİ BUDUR”
Erdoğan, konuşmasının devamında, "Sizlerin sadakati ve samimiyetini gördükçe biz de kendimizi toparlıyor, yükümüzün ağırlığının şuuruna varıyoruz. Sizi bizim iftihar kaynağımız, birilerinin de korkulu rüyası haline getiren işte bu özelliklerinizdir. Gençler şunu unutmayın; dağdaki teröristlere ‘yere izmarit atmıyorlar’ diyerek ‘çiçek çocuk’ muamelesi yapan paçavraların sürekli sizi hedef almasının, sürekli size iftira atmasının, sizi lekelemeye çalışmasının sebebi de budur. Varsın onlar sizin çalışmalarınızdan rahatsızlık duysun. Biz hayırlı hizmetlerinizde sizlere destek olmaya devam edeceğiz. Eğitim alanında çok önemli bir boşluğu dolduran vakfımızın da var oluş gayesine uygun şekilde; iyiyi, güzeli, adaleti esas alan çalışmalarıyla mücadelemize omuz vermeyi sürdüreceğine inanıyorum. TÜGVA’lı kardeşlerimizle son olarak geçen sene yine Ekim ayında 5’inci olağan genel kurulu ve 6’nci gençlik buluşmasında birlikte olmuştu. Türkiye’nin 81 vilayetinden 25 bini aşkın gencin bir araya geldiği, ‘gençlik burada’ sloganları eşliğinde birlikte ve beraberliğimizin güçlendiği o muhteşem etkinlikteki kardeşlik ruhunu halen hatırlıyoruz" diye konuştu.
“NE 6’LI MASA TUTTU NE 16’LI MASA TUTTU”
Erdoğan, seçim sürecini başarıyla tamamladıklarını belirterek, "Cumhuriyet tarihinin en kritik seçimlerinden birisi olarak kayda geçen 14 ve 28 Mayıs seçimlerini tam bir demokrasi şöleni içerisinde yüzde 90‘ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekten istisnai bir atmosferde icra ettik. Mecliste Cumhur İttifakı’nın, Cumhurbaşkanlığında da şahsımızın zaferle çıktığı seçimler siyasi tarihimize bir dönüm noktası yazıldı. Pek çok çirkinlikle karşılaştık. Sayısız iftiraya ve ithama maruz kaldık. Daha önce siyasetle hiç görmediğimiz kirli pazarlıklara şahit olduk. Ne dediler; ‘6’lı Masa’ dediler. Ne dediler; ‘Gerekirse 16’lı Masa’ dediler. Ne dediler; ‘Gerekirse bin 600’lü masa’ dediler. Ne oldu? Ne 6’lı masa tuttu, ne 16’lı masa tuttu ne bin 600’lü masa tuttu. Gençler şunu unutmayın; Bakın şu anda parlamentoda bu masadan bir kişi var mı? Nerede bunlar? Yok oldular. Ama kim var; millet var millet. Terör örgütlerinin siyasete alenen müdahale ettiği sahnelerle karşılaştık. Ülkemizdeki sığınmacıların hedef gösterildiği provakasyonları gördük. Ama tüm bunlara rağmen her 2 seçimde de aziz milletimizin teveccühüne de mazhar olmayı başardık" ifadesini kullandı.
“GAZZE’DE SU YOK, EKMEK YOK; NEREDE BATI?”
Erdoğan, İsrail ve Filistin arasında yaşanılanlara değinerek konuyla alakalı olarak konuşmasında şunları söyledi:
"3 gündür gerek bölge gerek dünya liderleriyle görüşüyorum, konuşmalar yapıyorum. Şu an itibari ile Gazze’de su yok, ekmek yok, gıda yok. Bütün bunlar insan hakları evrensel beyannamesine ters. Nerede batı? Herhangi bir bu noktada aldıkları tedbir var mı? O da yok. Şimdi ne diyorlar; ‘Amerika uçak gemisi gönderiyor’ 2’nci uçak gemisi de gelecek. Bay Amerika; Amerika nere, Akdeniz, İsrail-Filistin nere? Ne işin var senin orada? Şimdi Amerika gibi bir ülkeye barışı tesis mi yakışır yoksa oraya benzinle körükle gitmek mi yakışır? Amerika’dan beklenen nedir; bu. Ama düşünün Türkiye’ye ait Suriye’de bir SİHA’yı terörle mücadele ederken düşürecek kadar ferasetini kaybeden bir anlayış var. Biz senle NATO’da beraber değil miyiz? NATO’da beraber olduğun Türkiye’nin SİHA’sını terörle mücadele eden, bu ülkenin SİHA’sını nasıl düşürürsün ya? ‘Görmedim, bilmedim, farkında değilim’ bunu nasıl söylersin? Biz kriz ilk patlak verdiğinde tüm tarafları itidalle hareket etmeye çağırdık. Telefon diplomasisi ile çatışmalara diyalog yoluyla çözüm bulmaya gayret ettik. Bugüne kadar devlet ve hükümet başkanı seviyesinde 13 liderle telefon görüşmem oldu."
“KATLİAM DERECESİNE VARAN SALDIRILARIN HİÇBİR İZAHI YOK”
Erdoğan, "Dışişleri Bakanımız bir taraftan muhataplarıyla irtibata geçerek görüşmelere devam ediyor. ‘Neler yapabiliriz?’ Bunun üzerinde duruyoruz. Düşünün Mısır’ın refah kapısını bombaladılar. Buradan insani yardım gönderme noktasında; ‘adım atalım, bunun çalışmasını yapalım’ dedik. Ama orayı da bombaladılar. Sayın Sisi ile de bu konuyu görüştük. Atacağınız adımlar var. Bu insanlar susuz, bu insanlar gıdasız. İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi’nde bunlara yönelik atılması gereken adımları gerektiren görevler var. Ama asla; bunların böyle bir derdi yok. Onların yok ama bizim var. Sivillere yönelik hiçbir eylemi tasvip etmediğimizi açık ve net bir şekilde ifade ettik. Hamaset peşine düşmeden tüm bölgemize sıçrama riski olan bu ateşi bir an önce söndürmenin derdinde olduk. Bugün de aynı yerde duruyoruz. Orantısız şiddetin daha fazla şiddete, daha fazla acıya, daha fazla yıkıma, daha fazla istikrarsızlığa sebep olacağını söylüyoruz. Gazze’de yaşananlar tam olarak budur. Gazzeli kardeşlerime yönelik katliam derecesine varan saldırıların hiçbir izahı olamaz" dedi.
“UÇAK GEMİSİNİ GÖNDEREREK NE YAPMAK İSTİYORSUN?”
Erdoğan, İsrail ile Filistin arasında yaşanılanlara ilişkin konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Toplam 360 kilometre karelik dar bir alanda yaşayan 2 milyon Gazzelinin elektriğini, suyunu akaryakıtını, gıdasını kesmek ne insanidir, ne vicdanidir ne de bunun savaş hukukunda yeri vardır. Sene 1947 ve sene 2023. Sürekli olarak İsrail buraları işgal ederek ne yaptı; şu anda ufacık bir yere Filistin’i mahkum etti. Olması gereken ne? 1967 sınırları içerisine Filistin’i kavuşturmaktır. Sonucu ne kadar can yakıcı olursa olsun hiçbir eylem böyle bir zulmü haklı kılmaz. Devletler ile örgütleri ayıran en temel özellik uluslararası hukuka ve insani değerlere olan bağlılıktır. Örgütlerden farklı olarak devletler savaş hukukuyla insan haklarına riayet etmekle mükelleftir. Bu çizginin giderek kaybolduğunu görüyoruz. İçinde binlerce askerin, uçağın, silahın olduğu uçak gemisini göndererek ne yapmak istiyorsun? Filistin halkına yönelik insani yardımları durdurarak ne yapmak istiyorsun? Gazze’de yaşanan insani trajediye kör ve sağır kesilerek barışı hizmet edilmeyeceği açıktır. Barışa hizmet etmeyen her adım savaşa destek vermek demektir. Biz bu çatışmaların, bu saldırıların, daha fazla büyümesini ve Allah korusun bölgemize yayılmasını istemiyoruz. Bölgede söz ve etki sahibi tüm aktörleri körü körüne birilerini desteklemek yerine gerilimi düşürmek için çaba harcamaya çağırıyoruz" diye konuştu.
Erdoğan son olarak, "Türkiye olarak Gazzeli kardeşlerimize insani yardım malzemesi ulaştırmak için de çabalarımızı yoğunlaştırdık. Duygularımızın politikalarımıza tesir etmesine fırsat vermeden inşallah bu krizi hassasiyetle, devletimizin binlerce yıllık tecrübesine yakışır basiret ve soğukkanlılıkla yöneteceğiz" dedi.