Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Tarabya Köşkü'nde sanatçı ve sporcular ile bir araya geldiği iftar programında yaptığı konuşmasında, "Kültürü, sanatı, sporu belli kesimlerin tekelinde tutma saplantısının ülkemize hiçbir faydası olmadığı gibi, tam tersine bu tavır her alanda üzüntü verici bir sığlığa yol açmıştır." diye konuştu.
"TAKSİM'DEKİ O SAĞLIKSIZ VE ÇİRKİN YAPIYI YIKIP..."
Cumhurbaşkanı Erdoğan,"Ülkemize böyle bir eseri (Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi) kazandıran anlayışı, Taksim'deki o sağlıksız ve kesinlikle çirkin yapıyı yıkıp yerine daha güzel bir eser kazandırmak istediği için uzun yıllar boyunca yerden yere vurdular. Ne sanatçı düşmanlığımız, ne sanata saygısızlığımız kaldı. Halbuki biz hem İstanbul'a hem de kültür sanat dünyamıza yakışır bir eseri ülkemize kazandırmak için çalıştık. Harbiye Kongre Merkezi bunun bir örneğidir. Oradaki Muhsin Ertuğrul neydi, biz onu şu anda ne hale getirdik? Şimdi inşallah Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'ni aynı mimari gruba yaptırdık, proje şu anda bitti. Gerek yan gerekse arka taraftaki boşlukları da oraya dahil etmek suretiyle yıkıp orayı yeniden hakikaten çok ama çok güzel bir eseri İstanbulumuza kazandıracağız." diye konuştu.
"DEVLET SANATTA, SPORDA YÖNETEN DEĞİL DESTEKLEYEN, TEŞVİK EDEN OLMALI"
Erdoğan, "Şimdi birileri hemen diyecek ki 'Efendim siz devleti temsil ediyorsunuz, şikayet değil, icraat makamındasınız.' Bu sözün anlamı; 'Kültürü, sanatı, sporu niye yönetmiyorsunuz?' ithamıdır. Bana göre bu da bir başka yanlış bakış açısıdır. Devlet kültürde, sanatta, sporda yöneten değil, destekleyen, teşvik eden konumunda olmalıdır." dedi.
"SANATÇILARIN DEVLET MEMURU OLMASINI DAHİ DOĞRU BULMUYORUM"
"Teessürle belirtmem gerekir ki Türkiye'nin gücü ve kapasitesiyle kültür, sanat ve spor alanında bulunduğumuz yer uyumlu değildir." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle konuştu:
İrfandan yoksun bir kültür, sanat ve ahlaktan yoksun bir sporla hiçbir yere varamayız. Bu yaklaşımla bırakınız dünya çapında isimlere ve eserlere sahip olmayı, milletimizin asgari beklentilerini dahi karşılayamayız. Şimdi birileri hemen diyecek ki 'efendim siz devleti temsil ediyorsunuz, şikayet değil, icraat makamındasınız' bu sözün anlamı, 'kültürü, sanatı, sporu niye yönetmiyorsunuz' ithamıdır. Bana göre bu da bir başka yanlış bakış açısıdır. Devlet kültürde, sanatta, sporda yöneten değil, destekleyen, teşvik eden konumunda olmalıdır.
Çünkü devletin bizzat üstlendiği her iş ister istemez bürokrasiye, hantallaşmaya, verimsizleşmeye mahkumdur. Hatta daha ileri giderek söylüyorum, prensip olarak sanatçıların devlet memuru olmasını dahi doğru bulmuyorum. Ama ülkemizin çorak kültür sanat ikliminde, özellikle klasik Türk müziği, Türk halk müziği, folklor, hatta opera ve tiyatro gibi sanat dallarında devletin çekilmesinin yol açacağı boşluğun şu anda doldurulamayacağını biliyorum. Şartlar uygun hale geldiğinde tüm sanatçıların faaliyetlerini kendi özgür dünyalarında icra etmelerinin en doğrusu olduğunu düşünüyorum.