Erciş'te Türkeş adını yaşatmak / Gültekin Çavuşoğlu

Erciş'te Türkeş adını yaşatmak /  Gültekin Çavuşoğlu

Bugüne kadar; inşa ettirmiş olduğum Erciş Alparslan Türkeş İlköğretim Okulu hakkında sosyal medyada ve basında çok sorulara muhatap olmama rağmen mecbur olmadıkca bir açıklamada bulunmamıştım.

Merak eden arkadasların ısrarı üzerine Erciş Alparslan Türkeş İlköğretim Okulu'nun hikayesi yazmak mecburiyetinde kaldım hakkınızı helal edin.

Çocukluğumdan beri memleketim Erciş'e imkanlar el verirse bir okul yapmayı arzu ediyordum.1995 yılı Milletvekili seçimlerinde  Erciş halkının büyük arzu ve baskıları sonucunda MHP Van 1. sıra milletvekili adayı olmuştum. Partili partisiz her partiden, sağ olsunlar halkın büyük teveccühüne mazhar olmuştuk. Bundan rahatsız olan siyasi partiler, gücümüzü kırmak için halka, "Haklısınız Gültekin bey iyi de, MHP nin %10 barajını aşması mümkün değil. Vereceğiniz oylar boşa gidecek" propagandasını yapmaya başladılar. Hatta ev ev bildiri dağıttılar. Ancak bir türlü gücümüzü kıramıyorlardı. Bu defa da  ANAP ve DYP büyük vaatlerde bulunmaya başladı. "Fabrikalar yapacağız, kadrolar vereceğiz" gibi vaadler havada uçuştu. Bu arada BDP de terörün yoğun olduğu o dönemde halkı tehdit ediyordu.. Ben de bu baskıları kırmak için Erciş Radyo'da canlı yayında, Erciş halkına bunların yalan olduğunu söyleyip "Baskılarına inanmayın, size fabrika yapacağım dersem  yalan söylemiş olurum. Huzurlarınızda kazansam da, kaybetsem de Allah nasip ederse Erciş'e bir okul ve bir cami yaptıracağıma dair size söz veriyorum" dedim. 5 Haziran 1995 seçim sandıkları açıldığında, Erciş halkı beni mahçup etmemişti MHP olarak %30 civarında oy almış ve 1. parti olarak çıkmıştık.

Bu oy oranı sadece Doğu ve Güneydoğu'da değil, tüm Türkiye'de MHP'nin almış olduğu en yüksek oy oranıydı. Burada değinmeden geçemiyeceğim, Erciş halkına minnet ve şükran borçluyum: Sadece 1995 seçimleri değil, 1977'de MHP Belediye Başkan adaylığımda ve yine 1987 MÇP Van Milletvekili adaylığımda da çok büyük destek vermişti.1987 Milletvekili Seçimleri de MÇP açısından bir rekordur. Şöyle ki 12 Eylül sonrası Milliyetçi Hareket'in ilk seçim sınavı 1987 Milletvekili seçimleridir. O seçimde de tüm Türkiye'de, bütün iller 5.Haziran 1977 seçimlerini baz aldığımızda, hiçbir il, oy artışını bir tarafa bırakın mevcut oylarını bile muhafaza edememişlerdi (Oylarını muhafaza eden Bitlis, Edirne ve Kocaeli hariç, o illerinde oy miktarı 1000 civarindaydı) Van ise 1977'ye göre 1987 seçimlerinde % 250 artış yaparak 7777 oy almıştı. Kısacası Erciş halkı 30 yıl her türlü baskının yapıldığı, menfaatin, rantın havalarda uçuştuğu dönemde, bunlara prim vermeyip hep beni desteklemişti. Benim yüzümden siyasi iktidarlaca, yıllarca çocukları işe giremedi, mahalle ve köylerine iktidarlar hizmet götürmedi, mağdur edildiler, cezalandırıldılar. Böylesine kadirşinas fedakar halka da benim vermiş olduğum okul sözünü yerine getirmem gerekiyordu.

Allah yalanı sevmez, o günlerde okul yaptıracak kadar imkanım da yoktu.. Allah büyük dedim, kimseden bir kuruş yardım almadan (hatta bir seramik firması çok israr etmelerine rağmen, seramikler bizim hediyemiz olsun tekliflerini de kabul etmedim) 1997 yılında temelini attığımız okulu bir yıl gibi kısa sürede, 1998 yılında hizmete hazır duruma getirdim. Bu okula Başbuğ'umuzun ismi yakışır kararını verdim, tabelayı hazırlattım. Tabi ben kendimden o kadar eminim ki isim konusunda bir sıkıntı olmaz diye okulun açılış gününü bile ilan ettim. Bana bir haber geldi, "O isimde fazla ısrar etmeseler daha iyi olur, burası hassas bölge, kendi ismini, baba veya dedesinin ismini koysa daha iyi olur" diye... Bunu duyunca kan beynime sıçradı. Haber gönderdim... Unutmasınlar dedim, Bugün Alparslan Türkeş ismine tahammül etmeyenler, yarında Türk bayrağına tahammül etmezler!.. Eğer o isim olmayacaksa aksi durumda dozeri dayar yaptığım gibi yıkarım dedim!.. Sonuçta beni Van Valiliğine davet ettiler protokol yaparak talebim kabul edildi.. İnternette, açılış videosunda izleneceği gibi devlet erkanının da katıldığı güzel bir açılış töreni yaptık.. Yeri gelmişken o mutlu günde çok üzülmeme sebep olan davetiyeler konusuna da değinmek istiyorum. Bütün siyasi parti genel başkanları ve TBBM Meclis Başkanı da davetliydi. Hepsi tebrik telgrafı gönderirken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli davetimize icabet etmediği gibi bir telgraf çekme zahmetindede bulunmamıştı!.. Açılışta siyasi parti genel başkanlarının telgrafları okununca utancımdan onlara ve misafirlere karşı mahçup olmamak için Erciş MHP İlçe Başkanımız Aydın Deniz beyden rica ettim, Devlet Bahçeli adına bir tebrik telgrafı yaz, gelmiş gibi okutalım dedim ve öyle yaptık..!

Ankara'da davetiyeler dağıtılırken Tuğrul Bey'e de davetiyesini iletmek için uğramıştım. O sıralar partiden ayrılacak gibi söylentilerden rahatsız olduğumdan, belki bölünmenin önüne geçerim düşüncesiyle, okulun açılışını vesile eder Bahçeli ve Tuğrul beyi aynı uçakla Van'a götürür, aradaki buzları eritir, belki bir hayıra vesile olurum diye düşünmüştüm. Maalesef Tuğrul Bey de gelmedi!.. Tebrik telgrafı göndermekle yetindiler. Hayırlısı olsun dedim geçtim.

1999 yılında iktidarın güçlü ortağıydık. MHP yönetiminden yeklililerle görüştüm. Bazı öğretmen açığımız vardı. Bu konuda yardımcı olmalarını rica ettim. Maalesef gerekli desteği göremedim. Benim amacım O büyük insanın adını taşıyan okul, adına layık, okullar arasında bilgi yarışmasında ve eğitimde hep önde olsun istiyordum olmadı.. Hatta çocuklar için özel bir mehter takımı kurmayı bile düşünüyordum o da olmadı.

Yaklaşık 15 yıl önceydi, Ankara'da  Sayıştay Daire Başkanı Ercişli çok değerli kardeşimiz Cavit Erdoğan Bey beni aradı. Çankaya'da Cumhurbaşkanlığının, Türkiye'de okul yaptıranlar için büyük bir töreni var sen gelmeyecek misin? deyince, Haberim yok beni davet etmediler dedim. Bunun üzerine Cavit Bey hemen Cumhurbaşkanlığının Genel Sekreterliğini arıyor ve isyan ediyor!

Arkadaşımızın girişimiyle Sonuçta beni aradılar. Herkese özel davetiyeler gönderirken, bana da faxla bir fotokopi davetiyesi geldi. Buna da şükür dedim, ya gelmeseydi!.. Plakete meraklı olduğumdan değil, ileride okulun başına isim yönünden bir iş gelirse, hiç olmazsa Cumhurbaşkanının vereceği plaketle okulu sağlama alırım diye kendimizi zoraki davet ettirdik.

***

Aradan yıllar geçti 7 Haziran 2015 milletvekili seçimlerinde Van MHP adayıyım. Yıllanın, çiyanın kol gezdiği, çok puslu bir ortamda, halkın üzerinde korkunç bir baskı ve tehdit altında yoğun seçim çalışmalarına devam ediyorum. Bir haber aldım bölücüler okulun varlığından son derece rahatsızlar. Mahalle muhtarını ikna edip, Müracaat et, deki mahalleli bu isimden rahatsız (gerçekte okul Erciş halkının ve mahallelilerin gururu, ya tutarsa diye düşünüyorlar). Ben de bunu haber alınca 7 Haziran seçimlerinde özellikle oyumu Alpaslan Türkeş İlkokulu'nda kullandım ve bunu sosyal medyada paylaştım. Mesajım hodri meydan!

7 Haziran seçimlerinde yapılan kamuoyu araştırmalarında geçmiş dönemdeki seçimler gibi yine rekor oy alacak durumdaydık: Muhaliflerimiz bile yazılı ve görsel medyada bize banko bir şans veriyorlardı. Halka öylesine bir baskı ve zulüm yapıldı ki, ev ev tehdit ettiler. Zaten belediyelerin % 90'ı HDP'li, bütün çalışanlarını milis olarak kullandılar. Yetmedi, seçim günü Kuzey Irak ve Suriye'den yandaşlarını bile hem destek amaçlı hem de zaferlerini kutlamak amacıyla sandık başlarına yığdılar. Sonuç 7 HDP, 1 AKP... Halbuki seçim öncesi 4 HDP 4 AKP milletvekili vardı. Sözün kısası açık oy gizli tasnif yapıldı.

***

5 ay sonra bayrak yere düşmemesi için bile bile lades dedim.1 Kasım seçimlerinde tekrar aday oldum. Seçim günü 1 Kasım'da da 7 Haziran'da olduğu gibi yine oyumu Başbuğumuzun adını taşıyan okulda kullanmaya karar verdim.  Sabah oyumu kullanmak için okulun bulunduğu yere gittiğimde; Eyvah okulum yok, acaba ben yanlış bir yere mi geldim, diye düşünürken üzerimde gök kubbe dönmeye başladı. Titremeye başladım, okul buharlaşmış yok olmuştu!.. Okul nerede derken yeğenim acı haberi verdi: Abi okulu 3 gün önce  yıktılar.. Sen seçim çalışmalarında idin, üzülmeyesin diye söylemedik.

Tarifi mümkün olmayan bir üzüntüye gark oldum.. Kendi kendime hiç olmazsa  ahde vefa gereği okulu yapana bir haber vermeleri gerekmez miydi diye okul müdürüne isyan ettim. Okulun yıkılışını dostlar üzülmesin, düşmanlar sevinmesin diye hep gizli tuttum. Başbuğumuzun damadı merhum Hamit Homriş beyin cenazesinde, oğluna taziyelerimi iletirken, Abi Başbuğumuzun okulu nasıl? deyince, ağzımdan kaçırdım: Maalesef o güzelim okul yıkıldı.!.

Babasının tabutunu göstererek Abi emin ol babamın ölümünden daha acı geldi dedi. Daha da üzüldüm.. Sabırla yeni okulun yapılmasını bekledim.. Okul müdürüyle yaptığım görüşmede son dönemde öğrenci sayısı çok artı, yeterli olmuyordu deyince rahatladım.

Yine sabırla yaşadığım olayları düşününce yeni okulun açılışını bekledim, Ya isim verilmezse endişesiyle kıvrandım durdum.. 15 gün önce mutlu sona ulaştık.

T.C. Devleti var olsun!

Önemli olan okulun fiziki yapısından ziyade O büyük insanın isminin yaşamasıydı... O isim yeni yapılan okul binasında yaşıyor. Hayırlı olsun.