Engellenemeyenler

Parayla ahlâk, erdem veya namus eksikliği giderilemez ama engelliler için hayatı biraz daha kolaylaştırabilecek bazı eksikler giderilebilirdi... Önceki gün Engelliler Günü kutlandı!.. İster istemez akla yine o kiralık binalar geldi... Hani şu devletin milyonlarca lira ödediği kiralık kamu binaları...
Bunların en şöhretlilerinden birisi Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın binası... Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün de bağlı olduğu Bakanlık binası... Kiralama furyasının gözde örneklerinden birisi... İddialara göre bu bina daha önce bir başka kamu kuruluşu tarafından kiralanmak istenmiş, fakat aylık üç yüz bin lira istenince pahalı bulunmuş ve kiralama yapılmamış... Fakat mal sahipleri ‘kısmetli’ymiş!.. Yeter ki malın olsun, çok geçmeden müşteri çıkmış, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı çıkagelmiş!..
Belli ki, biraz da eli rahat bir Bakanlık!.. Bakan Fatma Şahin’in soru önergesine verdiği cevaba göre stopaj hariç aylık altı yüz seksen bin liraya anlaşılmış... Bu kiralamanın ilgili bakanlığa yıllık maliyeti sekiz milyon yüz altmış bin lira... Demek ki, kısmet böyle bir şey!.. Biraz dişinizi sıktığınızda devletin bir başka kuruluşu çok daha bereketli bir teklifle kapınıza gelebiliyor!..
Ankara bu açıdan ‘kiralama cenneti’... Para devletin kasasından çıktığı için yöneticilerin eli fazlasıyla açık, kimse kendisini fazla kasmıyor!.. Ödenen bu yüksek bedellerle o binalar veya benzerleri, kamu bankalarının kredilendirmesiyle satın alınabilecekken, yani binalar aynı bedeller ödendikten bir kaç yıl sonra devlete kalabilecekken, bu kiralama yöntemiyle ‘şanslı’ mal sahiplerine devletin milyonlarını akıtıp, sonra da tası tarağı toplayıp binayı terk edecek olmak ilginç bir durum değil mi?
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve kirada oturan diğer devlet kurumlarının yöneticileri, kendi özel şirketlerine bina arıyor olsalardı, bu bedellerle söz konusu binaları kiralarlar mıydı? Evet, para kendi kasalarından çıkacak olsaydı, böyle bir ticareti ‘verimli’görürler miydi? Ya da ilgili birimleri bu tür bir ticarete kalkışsalardı, onları işten tekme-tokat kovmazlar mıydı?
Devlet olunca problem yok!.. Alan razı, satan pardon kiraya veren razı!.. Şimdi o ‘şanslı’ mal sahibi, yeni arazi alıp, banka kredisiyle inşaatı tamamlayıp, sonra da o krediyi kendisine kira yoluyla ödeyerek bedavaya getirecek bir kamu kuruluşunu bacak bacak üzerine atıp beklemesin mi? Dünyanın neresinde bu kadar tatlı ticaret var? Her biri yüz milyonlara mâl olan statları yapan TOKİ ‘mucize’si niye bu konuda yıllar öncesinden devreye sokulmadı, insan merak ediyor doğrusu!..
Engellilere hizmetle görevli bir Bakanlığın ödediği yüksek kiralama bedeli, Engelliler Günü’nde daha farklı sırıtıyor ister istemez... Yıllık sekiz milyon, eski parayla sekiz trilyon... Kim bilir kaç engellinin yüzünü güldürecek akülü sandalye demek? Kim bilir kaç engelli rampası, kaç engelli asansörü, kaç protez bacak demek? Onların hayatını kolaylaştıracak özel saat, özel bilgisayarlar ve programları, özel baskılı yazıcılar, rehabilite üniteleri demek...
Bunları yaparsanız Engelliler Günü’nde konuşma hakkınız olur, yoksa kamunun parasıyla kiralanmış şatafatlı binalarda protokol cakası yaparak değil... Hiç bir kamu kuruluşuna bu tür binalarda faaliyet göstermek yakışmıyor da, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı bir başka fecaati temsil ediyor... Eğer kulelerde oturmanın bedeli, engelliye daha az hizmet olarak dönüyorsa -ki öyle- bunun vebali elbette ağırdır...
Denilebilir ki, bu siyasî iktidar engellilere ve bakıma muhtaç kişilere maaş bağladı ya!.. Doğrudur ve iyi yapmıştır... Ama kabul edelim ki, burada kimsenin kendi bütçesinden bağışı yoktur, kamu bütçesinden ihtiyaç sahiplerine aktarma yapılmaktadır... Oysa bina kiralamada, bir tarafta kamu, diğer tarafta ‘özel şahıslar’ vardır ve elbette bu sözleşmeler kurcalanmaya mecburdur...
Engellilere hizmette kullanılabilecek bir kaynak, yüksek kiralama bedelleriyle israf ediliyorsa ve ilgili Bakan Fatma Şahin soru önergesine cevap verirken, belli ki mal sahiplerinin aslında sanılan kadar çok kâr yapmadığını vurgulamak için “Mülk sahipleri ayrıca Gelir ve Kurumlar Vergisi ödemektedir” deme ihtiyacı hissediyorsa durum vahim demektir... Bu durumda Engelliler Günü’nü coşkuyla kutlayan kutlasın tabii ki!..

Yazarın Diğer Yazıları