Haziranda yüzde 2,61 olarak açıklanan tüketici fiyat enflasyonunu emekli aylığıyla geçinenler yüzde 2,65 olarak hissetti. En yoksul yüzde 20’lik kesim içinse bu oran yüzde 2,74 oldu.
Birleşik Metal İş Sendikası Sınıf Araştırmaları Merkezi (BİSAM) tarafından hazırlanan Enflasyon ve Hayat Pahalılığı Haziran 2018 Dönem Raporu’nun sonuçlarına göre, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından bir önceki yılın aynı ayına göre gerçekleşen fiyat artışları yüzde 15,39’a ulaşırken, yaptığı harcamaya göre fiyat artışlarını en çok hisseden gruplar yüzde 16,54 ile ücretsiz aile işçileri ve 16,04 ile kendi hesabına çalışanlar oldu. Aylık olarak TÜFE’deki artış 2,61 olurken, nitelikli tarım, ormancılık ve su ürünleri çalışanları için bu artış yüzde 2,93, emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 2,65 olarak gerçekleşti. En yoksul yüzde 20’lik kesim için haziran ayı enflasyonu yüzde 2,74 olarak gerçekleşirken, en zengin yüzde 20’lik kesim için yüzde 2,25 oldu.
ARABANIN AĞIRLIĞI EKMEKTEN YÜKSEK
Enflasyon sepetinde en fazla ağırlığa sahip olan ürünü yüzde 6,6 ile araç alımı oluşturuyor. Buna karşın ekmeğin enflasyon sepetindeki ağırlığı ise yüzde 2,1. En zengin yüzde 20’lik dilim için araç alımı ve işletiminin sepetteki ağırlığı yüzde 18,1 iken, en yoksul için bu oran yüzde 7.5’te kaldı.
Enflasyon toplumun her kesimini yaptıkları harcamalara göre farklı olarak yansıdı. Örneğin gıda fiyatlarındaki artış dar gelirliyi daha fazla etkiliyor. Nitekim farklı gelir gruplarına ve statüye sahip olan kesimler, fiyat atışlarını farklı düzeylerde hissediyor. Tüm gelir grupları için tek bir Tüketici Fiyat Endeksi açıklanıyor. Bunun bir sonucu olarak halkın enflasyonu ile resmi enflasyon ile uyumsuzluk gösteriyor.
MEVCUT HESAPLAMA YOKSULLAŞTIRDI
TÜİK Tüketim Harcamaları İstatistikleri ve TÜİK Tüketici Fiyat Endeksi Harcama Gruplarına Göre Endeks Sonuçları kullanılarak farklı gelir grupları için yapılan enflasyon hesaplamasına göre, enflasyon çeşitli gelir ve tüketim grupları için farklı sonuçlar yarattı. Buna göre,
»Haziran 2003-Haziran 2018 dönemleri arasında genel TÜFE yüzde 257 artış gösterirken bu oran düzenli ücretlilerde yüzde 281,
»Yevmiyeli çalışanlar için yüzde 295,
»Emekli aylığı ile geçinenlerde yüzde 288,
»Nüfusun en yoksul yüzde 20’lik kesiminde yüzde 290 oldu. En zengin yüzde 20’lik dilim için ise enflasyon yüzde 277,5 olarak gerçekleşti. Buna göre enflasyon hesaplaması yoksulu daha da yoksullaştırdı.
GİZLİ YOKSULLAŞMA
BİSAM tarafından Haziran 2003-Haziran 2018 dönemlerine göre gizli yoksullaşma oranları da hesaplandı. Genel enflasyon rakamları ile farklı gelir gruplarının enflasyonlarının arasındaki farktan kaynaklanan gizli enflasyon verilerine göre, son 15 yıllık dönemde (Haziran 2003-Haziran 2018) gizli yoksullaşmayı en yoğun olarak yaşayanlar, işteki duruma göre yüzde 10,7 ile “Yevmiyeliler”, temel gelir kaynağına göre yüzde 10,5 ile diğer transferlerle geçinenler oldu. Enflasyon nedeniyle yaşanan gizli yoksullaşma, en yoksul yüzde 20 için yüzde 9,3 seviyesinde gerçekleşti. Buna karşın en zengin yüzde 20 için gizli yoksullaşma yüzde 5,7 oldu.
SÜT ÜRÜNLERİ, ASGARİ ÜCRETİ ERİTTİ
2018 yılı haziran ayı için asgari ücret bir önceki yılın aynı ayına göre özellikle süt ve süt ürünlerinde ve sebzede çarpıcı bir biçimde alım gücünü kaybetti. Süt, peynir ve yumurtada enflasyon ortalama yüzde 30 olurken, sebzede yüzde 60’a ulaştı. Asgari ücretli geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre süt, peynir ve yumurta karşısında yüzde 12, sebze karşısında yüzde 28 yoksullaştı. Sağlıklı beslenmek için yapılması gereken gıda harcamalarında süt ve süt ürünleri birinci sırada geliyor.
ENFLASYON NASIL DÜŞÜRÜLÜR?
Dar gelirli için ağırlığı son derece önemli olan kira ve gıdanın, sepetteki ağırlığının sistematik olarak azalması enflasyon verileri üzerinden yaşanan tartışmaları artırıyor. BİSAM’a göre, enflasyon hesaplamasına şu etkenler dikkate alınmalı:
»Ücret artışlarında dar gelirlileri dikkate alınacak ayrı bir endeks oluşturulmalıdır.
»Toplum tarafından yaygın olarak kullanılmadığı halde, yüksek değer taşıdığı için enflasyonu önemi oranda etkileyen ürünlerin mal sepetindeki ağırlığı gözden geçirilmeli, teknolojik gelişmeye koşut olarak fiyatları sürekli olarak gerileyen ürünler gelir gruplarının tüketim ölçütleri üzerinden ele alınmalıdır.
»Her türlü sübjektif müdahaleye açık olan yıllık sepet değişiminden vazgeçilmeli. Sepetteki değişiklikler 3’er yıllık dönemler halinde gerçekleştirilmelidir.
»İstatistik konseyinin kapsamı genişletilerek emek örgütlerinin katılımı ve denetimi sağlanmalıdır.
»Hükümetin TÜİK’e müdahalesi anlamına gelecek yaklaşımlardan ve söylemlerden uzak durulmalıdır.
»Enflasyon hesaplamasında araştırma kapsamında belirtilen unsurlardan kaynaklı olarak yaşanan gelir kayıpları giderilmelidir.