Eylül 2024'te Endonezya Merkez Bankası, faiz oranını beklenmedik bir şekilde 25 baz puan düşürerek %6’ya indirdi. Bu karar, piyasalarda büyük bir sürpriz olarak karşılandı çünkü daha önce faiz oranlarının yüksek seviyelerde kalacağı öngörülüyordu. Merkez Bankası’nın bu adımı, 2016'dan bu yana uygulanan en yüksek faiz oranının düşürülmesi anlamına geliyor.
Merkez Bankası Başkanı Perry Warjiyo, bu indirimle birlikte düşük enflasyon, güçlü bir rupiah ve ekonomik büyüme beklentileri arasında bir denge sağlamaya çalıştıklarını belirtti. Enflasyon oranı, Ağustos 2024 itibarıyla %2,12 seviyesine gerileyerek, hedef aralığında rahat bir konumda bulunuyor. Bu, Şubat 2022’den bu yana kaydedilen en düşük enflasyon seviyesi. Warjiyo, düşük enflasyonun, ekonomik istikrarı desteklediğini ifade etti.
Rupiah, bu dönemde değer kazanarak ABD Doları karşısında 15.330 IDR seviyesine yükseldi. Bu artış, bölgedeki diğer para birimleri olan Kore Wonu ve Hindistan Rupisi’ni geride bıraktı. Rupiah’ın güçlenmesi, hem ihracat hem de ithalat açısından Endonezya ekonomisi için olumlu bir gelişme. Güçlü bir para birimi, yurtdışında yapılan alışverişlerde ve dış borç ödemelerinde maliyetleri düşürebilir.
Ayrıca, gecelik mevduat ve kredi imkânı oranları da sırasıyla çeyrek puan düşürülerek %5,25 ve %6,75'e indirildi. Bu durum, hem bireysel tasarruf sahipleri hem de işletmeler için borçlanma maliyetlerini etkileyerek, ekonomik büyümeyi teşvik edebilir. Faiz oranlarındaki bu değişiklikler, kredi almayı daha cazip hale getirerek, harcamaları ve yatırımları artırabilir.
Merkez Bankası’nın bu adımı, Endonezya’nın ekonomik büyüme hedefleriyle uyumlu bir hamle olarak değerlendiriliyor. Ekonomik büyüme, istihdam oranlarını artırabilir ve hanehalklarının gelir seviyelerini iyileştirebilir. Bu nedenle, Merkez Bankası’nın faiz indirimleri, genel olarak ülkenin ekonomik sağlığına olumlu yansıyabilir.
Sonuç olarak, Endonezya Merkez Bankası'nın faiz oranlarını düşürmesi, ülkedeki ekonomik durumu yeniden şekillendirebilir. Düşük enflasyon, güçlenen rupiah ve ekonomik büyüme hedefleri, bu kararın arkasındaki temel nedenler. Gelecekte, bu değişikliklerin tüketiciler ve işletmeler üzerindeki etkilerini gözlemlemek önemli olacak.