1283 içimizde! Atamızın harp okuluna girişinin 124. yılı kutlu olsun

1283 içimizde! Atamızın harp okuluna girişinin 124. yılı kutlu olsun

En büyük Harbiyeli olarak nitelendirilen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Kara Harp Okulu'na girişinin 124'üncü yıl dönümü kutlu olsun.

Mustafa Kemal Atatürk 1898 yılı Aralık ayının ortalarında Manastır Askerî İdadisi’ni, notları kendisiyle aynı olan Selanikli Ahmet Tevfik ile birlikte birinci olarak bitirmiş ve orta öğrenimini tamamlamıştır.

1899 yılının Mart ayı ortalarına kadar Selanik’te tatilini geçiren Mustafa Kemal, İstanbul Pangaltı’daki Harbiye mektebinde yükseköğrenimine devam etmek için Selanik’ten vapura biner ve İstanbul’a hareket eder. Böylece bütün çocukluğunun ve ilk gençlik yıllarının geçtiği Makedonya’dan ilk defa ayrılır.

Birikimiyle yeni bir hayata atılacağı, kişiliği ve düşüncelerinin daha da olgunlaşacağı Harp Okulu’na girişi (duhulü) 1 Mart 1315 / 13 Mart 1899, Apolet Numarası 1283’tür. Harbiyeli Mustafa Kemal, buradaki 1315 Duhullülere Mahsus Künye Defteri’ne “Selanik’te Koca Kasım Paşa Mahalleli gümrük memurlarından müteveffa Ali Rıza Efendi’nin mahdumu uzun boylu, beyaz benizli Mustafa Kemal Efendi Selanik 96” olarak, 1282 Selanikli Ahmet Tevfik Efendi (96) ile 1284 Manastırlı Recep Fahri Efendi (95) arasına kaydedilecektir.

Mustafa Kemal, o sene sınıf mevcudu bazı hatıralara göre 900’ü geçen, bazı kaynaklara göre de 736 olan Harp Okulu’nda altı kısma ayrılan birinci sınıfların ilk kısmında idi.

Harp Okulu’nun komutanı Mustafa Zeki Paşa’dır. 1884 yılında getirildiği okul komutanlığı görevini 1906 yılına sürdürmüştür. Tam 22 yıl okul komutanlığı yapması ile de Harbiye’de en uzun süre hizmet eden okul komutanı olmuştur. Mustafa Zeki Paşa, âlim bir komutandır. Çok okumakta ve yazmaktadır. Memlekete bilgili, vatanperver subaylar yetiştirmek için çok çalışmakta ve öğrencileri ile ilgilenmektedir. Mustafa Kemal, İsmet İnönü, Kazım Karabekir ve Fevzi Çakmak gibi birçok ünlü komutanı yetiştirmiştir.

Mustafa Zeki Paşa, Goltz Paşa’nın “askerî okullar müfettişi” olması ve Esat (Bülkat) Paşa’nın “ders nazırı” olması ile de Harp Okulu’nu çağa uygun bir müfredata uydurmak için gerekli kadroları oluşturur. Alman, Fransız, Belçika harp okullarının ders programları tetkik edilerek okul programını yeni baştan oluştururlar. Artık Harp Okulu, talim ve terbiye bakımından yeni bir devreye girer. Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının belki de en büyük şansı okulun bu yeni devresinde Harp Okulu’na girmeleridir.

Atatürk, İstanbul’a gelerek 13 Mart 1899’da Harp Okulu’ndaki eğitimine başladı. 1283 apolet numarası ile okula başladıktan iki ay sonra arkadaşları arasında öne çıkarak sınıf çavuşu oldu. Burada yıllarca dost kalacağı arkadaşları Ali Fuat Cebesoy ve Asım Gündüz ile tanıştı.

Harp Okulu’ndaki birinci yılı gençlik hayalleri ve çok sevdiği İstanbul’un çarpıcı havası içinde geçen Atatürk, sınavlarını başarıyla vererek ikinci sınıfa başladı. İlk yıl, ağırlığı sosyal hayata vermesine rağmen oldukça başarılı olan Atatürk, ikinci ve üçüncü sınıflarda dersleriyle çok daha fazla ilgilenmeye başladı. Zira Harp Okulu’nda dereceye girmek oldukça önemliydi. Çünkü kurmay sınıfına ayrılmak okulda üstün başarı göstermekle mümkündü. Atatürk, üçüncü sınıfta 459 öğrenci arasından 8. olarak dereceye girdi ve kurmaylığa hak kazandı. Sicil numarası 1317-P.8 (1901-P.8) idi. Mustafa Kemal 10 Ocak 1902’de teğmen rütbesi ile Harp Akademisi’nde öğrenimine başladı. Sınıfta topçu ve süvari okullarından gelenlerle birlikte 43 öğrenci vardı.

Mustafa Kemal, Harp Akademisi’nde iken onun üstün niteliklerini ilk keşfeden Osman Nizami Paşa olacaktı. Paşa, Ali Fuat’ın babası İsmail Fazıl Paşa’nın evinde kendisini mahcubiyetle dinleyen Atatürk ile konuşup şunları söylemişti:

Mustafa Kemal Efendi oğlum görüyorum ki, İsmail Fazıl Paşa seni takdir etmek hususunda yanılmamış. Şimdi ben de onunla hemfikirim. Sen bizler gibi yalnız erkân-ı harb zabiti olarak normal hayata atılmayacaksın. Keskin zekân ve yüksek kabiliyetin memleketin geleceği üzere müessir olacaktır. Bu sözlerimi bir kompliman olarak alma, sende memleketin başına gelen büyük adamların daha gençliklerinde gösterdikleri müstesna kabiliyet ve zekâ emareleri görmekteyim. İnşallah yanılmamış olurum. 

Gelecek günler Osman Nizami Paşa’nın görüşlerini haklı çıkaracaktı.

Harp Akademisi’nin öğretmenleri dil bilen, iyi yetişmiş ve seçkin kişilerden oluşuyordu. Akademideki sınıf arkadaşı Asım Gündüz’e göre, Atatürk Fransızcasını ilerletmek için Fransız bir öğretmenden ders aldı. Bu dönemde Paris’teki Jön Türk gazeteleri ile Fransızca gazetelerini getirtiyor ve arkadaşlarını etkilemeye çalışıyordu. Siyasal düşüncelerinin Harp Okulu’nda olgunlaşmaya başladığını söyleyen Atatürk, bir yandan öğreniminde başarılı olmak için sürekli çalışıyor bir yandan da ülkenin kaderine kafa yoruyordu. Zira ülkenin siyasetinde yanlışlar olduğunu fark etmişti. Ülkedeki yanlışlar hakkında herkesin bilgi sahibi olmasını isteyen Atatürk, Harp Okulu’nda başladıkları el yazısı ile gazete hazırlama işine geri döndü ve gazete çıkarmaya başladı. Gazete az kullanılan bir dershanede hazırlanıyor, elden ele dolaştırılıyordu. Konuyla ilgili olarak şunları dile getirmişti:

Binlerce kişiden ibaret olan Harbiye talebesine bu keşfimizi (memleketin idaresinde ve siyasetinde fenalıklar olduğu konusundaki keşfi) anlatmak hevesine düştük. Mektepte el yazısıyla bir gazete tesis ettik. Sınıf dâhilinde ufak teşkilatımız vardı. Ben heyet-i idareye dâhildim. Gazetenin yazılarını ekseriyetle ben yazıyordum.

Ancak bir süre sonra durum Mektepler Nazırı Zülüflü İsmail Paşa tarafından öğrenildi. Bu durumla ilgili bilgi alan akademi komutanı bir gün ansızın dershaneye bir baskın yaptı ve öğrencileri suçüstü yakaladı. Komutan konu hakkında takibat yapmayıp sert bir ihtarla yetindi. Fakat Atatürk ve arkadaşları faaliyetlerine ara vermediler. Bir ev tutarak gazeteyi çıkarmaya devam ettiler ancak bir muhbir tarafından ele verilerek tutuklandılar. Meslek hayatlarını söndürmeyen ancak birkaç ay hapiste kalmalarına neden olan olay sonrasında serbest bırakıldılar. Mustafa Kemal 11 Ocak 1905’te üç yıllık notlarının toplamına göre akademiyi beşinci olarak bitirdi. Atatürk, Harp Akademisi yıllarını yabancı dilini geliştirerek, vatan şairi Namık Kemal’in düşüncelerini izleyip bunları okul içinde yayarak geçirdi. Askerî öğrenimi boyunca yabancı dil, şiir, dans, hitabet gibi o dönemin askerî öğrencisi için pek de alışık olunmayan konularla ilgilendi.

ATATÜRK’ÜN HARP OKULU’NDA ALDIĞI DERSLER VE NOTLARI

Mustafa Kemal’in birinci sınıfta bulunduğu 1899-1900 eğitim-öğretim yılında Harbiye’de okutulan dersler şunlardı: “Akaid-i Diniyye, Topografya, Hendese-i Resmiyye, Hikmet-i Tabiyye, Askerî Kimya, Askerî Kitabet, Talim Nazariyatı, Terbiye-i Askerî, Lisan (Fransızca, Almanca, Rusça), Harita Tersimi (Çizimi), Talim Ameliyatı (Uygulaması), Topografya Ameliyatı (Uygulaması)”.

Kolağası Mehmet Esat’ın Mirat-ı Mekteb-i Harbiyye eserinde verdiği 1900 ve 1901 yıllarında okutulan dersler listesine göre de birinci sınıfta; “Akaid-i Diniyye, Topoğrafya Nazariyatı, Hendese-i Resmiyye, Hikmet-i Tabiyye, Kimya, Talim Nazariyatı, Malumat ve Terbiye-i Askerîyye, Harita Tersimi, Hendese-i Resmiyye Eşkali, Topoğrafya Ameliyatı, Talim Ameliyatı, Alman veya Rus Lisanı, Kitabet” dersleri okutulmaktaydı.

Mustafa Kemal’in ikinci ve üçüncü sınıf notlarını ihtiva eden defterler, Kara Harp Okulu Arşivi’ndedir. Birinci sınıf notlarını içeren not çizelgeleri de Hayrullah Gök ve Mesut Uyar tarafından İstanbul Üniversitesi, Nadir Eserler Kütüphanesi’nde bulunarak, yeni bir inceleme ile bilim âlemine duyurulmuştur. Buna göre 1899-1900 eğitim-öğretim yılında, birinci sınıfta 635’i piyade, 88’i süvari ve 16’sı baytar sınıflarından olmak üzere toplam 739 öğrenci vardı. Bu yıla ait not çizelgelerinde notları bulunmayan 25’i piyade, 8’i süvari ve 3’ü baytar sınıfından toplam 36 öğrencinin muhtemelen okuldan ayrıldıkları ve gerçekte ikinci sınıfa devam edenlerin toplam 703 kişi olduğu anlaşılmaktadır.

Mustafa Kemal, birinci sene piyade sınıfından eğitim ve öğretime devam eden toplam 610 arkadaşı arasından, toplam 484 not alarak ve 9. olarak ikinci sınıfa geçmiştir. Bu seneye ait not çizelgelerine göre “beher dersin tam numarası yekûn-ı umumisi 530” ve “beher dersin üss-i mizanı yekûn-ı umumisi 234” idi.

Mustafa Kemal’in birinci sınıfta okuduğu dersler ve aldığı notlar şu şekildedir: “Akaid-i Diniyye (42), Topoğrafya Nazariyatı (33), Hendese-i Resmiyye (29), Hikmet-i Tabiyye (44), Kimya (42), Kitabet (45), Talim Nazariyatı (37), Malumat-ı ve Terbiye-i Askerîyye (45), Lisan-ı Fransevî (44), Harita Tersimi (19), Hendese-i Resmiyye Eşkali (20), Topoğrafya Ameliyatı (20), Talim Ameliyatı (20), Alman veya Rus Lisanı (44).

Bu sınıfta okutulan toplam 14 ders vardır ve 4 adet dersin tam numarası 20, diğer 10 dersin tam numarası 45’tir. Bu duruma göre Mustafa Kemal, 5 dersten tam numara almıştır. Sınıfın birincileri, Üsküplü Ali Şevket Efendi ve Vanlı Müştak Efendi’lerdir. Ali Şevket ve Müştak’ın toplam notları 509’dur.

Mustafa Kemal, 1922’de anlattığı anılarında, İstanbul’da geçen bu ilk yılı için sadece şunları söyler:

Birinci sınıfta gençlik hayallerine tutuldum. Dersleri ihmal ettim. Senenin nasıl geçtiğinin farkında olmadım. Ancak dersler kesilince kitaplara sarıldım.

Tahsin Ünal’ın, birinci sınıftaki toplam 703 öğrenci için verdiğini tahmin ettiğimiz başarı durumu doğru ise, Mustafa Kemal’in sınıfını tüm öğrenciler içinde 29’uncu; not çizelgesindeki 610 piyade sınıfı öğrencisi arasından da 9’uncu olarak tamamlayıp bir üst sınıfa geçmiş olması, derslere fazla çalışmadan böyle büyük bir başarı sağlaması onun üstün yetenekli bir öğrenci olduğunu göstermektedir.

Mustafa Kemal, ikinci sınıfa geçtiği 1900-1901 eğitim-öğretim yılında 420 arkadaşı arasından, toplam 522 not alarak ve 11. sırada üçüncü sınıfa geçmiştir. Bu seneki numara defterine göre “beher dersin tam numarası yekûn-ı umumisi 575” ve “beher dersin üss-i mizanı yekûn-ı umumisi 256.5” idi.

Mustafa Kemal’in ikinci sınıfta okuduğu dersler ve aldığı notlar şu şekildedir: “Akaid-i Diniyye (45), Hidemat-i Seferiyye (38), Dâhiliye Kanunname-i Hümayunu (45), Fenn-i Mimarî (41), Fenn-i Furusiyyet Nazariyatı (45), Lisan-ı Fransevî (42), Talim Nazariyatı (43), Malumat-ı ve Terbiye-i Askerîyye (31), İlm-i Ahlak (43), Kılıç Talimi (12), İstikşafat-ı Askerîyye (14), Harita Tersimi (18), Talim Ameliyatı (20), Ceza Kanunname-i Hümayunu (44), Alman veya Rus Lisanı (41)”.

Bu sınıfta okutulan toplam 15 ders vardır ve 4 adet dersin tam numarası 20, diğer 11 dersin tam numarası 45’tir. Bu duruma göre Mustafa Kemal, 4 dersten tam numara almıştır. Sınıfın birincisi, Manastır Askerî İdadisi’ni de birincilikle bitiren Selanikli Ahmet Tevfik; ikincisi de Bursa Askerî İdadisi’ni birincilikle bitiren Ispartalı Faik’tir. Ahmet Tevfik’in toplam notu 552, Faik’in toplam notu 551’dir.

Mustafa Kemal, üçüncü sınıfa geçtiği 1901-1902 eğitim-öğretim yılında 459 arkadaşı arasından, 17.5 not olan üss-i mizan ve üç yıllık notlarının toplamı üzerinden Harp Okulu’nu 8’inci olarak bitirmiştir. Numara defterine göre, “beher dersin tam numarası” bakımından öğrencilerin “üç senede kazandıkları numaraların yekûn-ı umumisi 1635” idi. Mustafa Kemal’in üç yıllık not toplamı ise 1498’dir. “Üç sene nihayetinde umumda sıra numarası 8” idi. Bu sıra aynı zamanda sicil sırasını da göstermektedir. Diploma numarası ise 5998’dir.

Mustafa Kemal’in üçüncü sınıfta okuduğu dersler ve aldığı notlar şu şekildedir:

Sunuf-ı Salise Tabiyesi (41), İstihkamat-ı Hafife (40), Fenn-i Esliha (45), Hıfz-ı Sıhha-ı Askerî (45), Coğrafya-ı Askerî (42), Devlet-i Aliyye Ordu Teşkilatı (43), Talim Nazariyatı (44), Malumat ve Terbiye-i Askerîyye (41), Lisan-ı Fransevî (43), İstikşafat-ı Askerîyye (17), İstihkam Eşkali (18), Talim Ameliyatı (19), Tabiye Tatbikatı (18), Alman veya Rus Lisanı (36).

Bu sınıfta okutulan toplam 14 ders vardır ve 4 adet dersin tam numarası 20, diğer 10 dersin tam numarası 45’tir. Bu duruma göre Mustafa Kemal, iki dersten tam numara almıştır. Sınıfın birincisi yine Selanikli Ahmet Tevfik; ikincisi de yine Ispartalı Faik’tir. Ahmet Tevfik’in üç senelik toplam notu 1571, Faik’in toplam notu 1570’tir.

İlk ona giren diğer öğrencilerin sırası ve üç yıllık toplam notları şu şekildedir:

3’üncü Mehmet Müştak, Van (1555); 4’üncü Hayri, Davutpaşa (1519), 5’inci Ali Şevket, Üsküp (1519), 6’ncı Mehmed Cemil, Süleymaniye (1508), 7’nci Selim, Çerkes (1505), 8’inci Mustafa Kemal, Selanik (1498), 9’uncu Ahmed Müfid, Kırşehir (1494), 10’uncu Halil, Trabzon (1490).

Kaynak: MSÜ

İlgili Haberler