Emre Yılmaz / YENİÇAĞ
Babacan, Ankara''da partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, sosyal politikalar eylem planını açıkladı. Babacan, "Bir süredir Deva Partisi olarak seçimden sonra kurulacak hükümetin iktidarımızın ilk 90 gününde yapılacakları eylem planı adı altında açıklıyoruz. Türkiye''de bir ilki gerçekleştiriyoruz. Henüz seçim tarihi belli değilken seçimlerden çok önce her alanda ne yapacağımızı, nasıl yapacağımızı ve nasıl bir süre içerisinde yapacağımızı bütün açıklığı ile ortaya koyuyoruz. İlk eylem planımızı bilindiği üzere tarım politikaları üzerine hazırladık. 17 Ağustos Depremi''nin yıl dönümünde afet yönetimi ile ilgili eylem planımızı açıkladık. Afet öncesinde, afet anında ve afet sonrasında yapılması gerekenlerle ilgili hazırlıklarımızı kapsamlı bir biçimde kamuoyu ile paylaştık" diye konuştu.
BU YÖNETİM YOKSULLUĞU ARTTIRDI
Şuanda Türkiye''de hakim olan kötü yönetimin ülkede yoksulluğu hızla yaygınlaştırdığını kaydeden Babacan, şunları söyledi:
"Ülkemizin en temel sorunlarının başında işsizlik, yoksulluk ve hayat pahalılığı geliyor. Toplumumuzun en zengin yüzde 5''lik kesimi ile en yoksul yüzde 5''lik kesimi arasındaki gelir farkı tam 26 kata çıkmış durumda. Ülkemiz sadece yoksullaşmıyor gelir dağılımı arasındaki fark da açılıyor. Markete, pazara gitmek artık insanlarımızı ürkütüyor. Türkiye''nin dört bir yanından yoksulluk intiharları haberlerini alıyoruz. RTÜK bunlara yayın yasağı getirdiği için vatandaşlarımız çok fazla bu haberleri takip edemiyor. Biz her il ilçede yoksulluk intiharları haberleri ile karşılaşıyoruz. İnsanımız sadece yoksullaşmıyor. Kendisine benim alanım ekonomi diyenlerin hataları neticesinde yarınlara dair umutlarını da yitiriyor. Vatandaşlarımız sadece bugğnden değil yarından da umudunu yitirmiş durumda."
VATANDAŞ GELECEK İÇİN KARAMSAR
Babacan, "Emekli, memur, esnaf, çiftçi, işçi, işsiz, öğrenci ve dar gelirli vatandaşlarımız gelecek için karamsarlığa kapılmış durumda. Bir yandan lüks otomobil satışlarının rekor kırdığı ülkemizde diğer yandan emeği ile çalışanlar için ikinci el araç almak dahi hayal haline geldi. Ülkeyi yönetenler lüksün, şatafatın içerisinde yaşarken emeği ile geçinmeye çalışanlar için aylık kirasını ödemek dahi büyük bir sorun haline dönüştü. Bu sebeplerden ötürü doğru sosyal politikaları vatandaşlarımız için hayati görüyoruz" dedi.
SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜM PAKETİ HAZIRLADIK
Türkiye''nin sahip olduğu imkanlar ile yoksulluk girdabını hızla geri çevirecek güce sahip olduğunu anlatan Babacan, "Bunun çok somut örneklerini görmekteyiz. İnanın bugün dahi doğru politikalar ile parlak yarınlara ulaşmamızın önünde hiçbir engel yok. Bizler üstümüze düşen sorumluluğun farkındayız. 43 maddelik sosyal politikalar eylem planımız ile liste hazırladık. Hedefimiz devleti gerçekten kimsesizlerin kimsesi haline getirmek. Sosyal yardımdan sosyal hizmete, çalışma hayatından sosyal güvenliğe, emeklilerden engelli vatandaşlarımıza uzanan çok çeşitli alanda uygulanabilir sürdürülebilir çözüm paketi hazırladık" ifadelerini kullandı.
ASGARİ GELİR DESTEĞİ VERİLECEK
Vatandaşlara asgari gelir desteği vereceklerini açıklayan babacan, "Hedeflediğimiz Türkiye''de tek bir ailenin bile yoksulluğun pençesinde yaşamaması asıl ilkemizdir. Yoksul yurttaşlarımıza asgari gelir desteği sağlama sözünü şimdiden veriyoruz. Asgari gelir desteği aile bazlı vatandaşlarımızın gelir ve geçim durumunu baz alıp bu geliri asgari bir seviyeye tamamlayacak farkın devlet tarafından ödenmesidir. Bir aileye ihtiyaç bazında ne kadar gelir giriyor bu aile de kaç kişi yaşıyor, gerçek ihtiyacı nedir? İhtiyaç ile gelir arasındaki farkı devletin ödeyeceği bir asgari gelir desteği sistemini hazırladık. Seçimlerden sonra uygulamaya başlayacağız" diye konuştu.
SOSYAL POLİTİKALAR ŞANTAJ ALETİ DEĞİLDİR
Mevcut sosyal politikaların iktidarın elinde tüm toplumu rehin almaya yarayan adeta bir şantaj mekanizması haline döndüğüne dikkat çeken Babacan, "Yardımlar çoğu yerde iktidar partisinin üyelerine bağlanmış durumda. Biz bu uygulamaya son vereceğiz. Yardımları adil bir şekilde dağıtacağız. Halkımızı yardımlarla yaşamaya muhtaç olmaktan en kısa süredede kurtaracağız. İktidarın toplumumuza verdiği en büyük zararlardan bir tanesi yoksulluğu kader haline getirmesidir. Deva Partisi''nin ülkeyi yönettiği bir Türkiye''de tek bir vatandaşımız bile hak kaybı yaşamayacak" dedi.
SOSYAL YARDIM İÇİN KAPI KAPI GEZMEK BİTECEK
Babacan, şunları kaydetti:
"Yönetimde olduğumuz dönemde top yekün kalkınmayla, zenginleşmeyle beraber tüm vatandaşlarımız sosyal yardım ve desteklerden adil bir şekilde istifade edecek. Satın alma gücü asla düşmeyecek. İsrafı, yolsuzluğu durdurmak büyük bir kaynak yaratacaktır. Faizleri düşürerek, faizleri düşürecek güven ortamını sağlayarak oluşacak kaynak bu ülkeyi kanatlandırıp uçurur. Şuanda kaynaklar faize gidiyor. Kötü yönetimin sonucunda yüksek faizi ttüm millet olarak ödüyoruz. Yolsuzluktan elde edilecek kaynakları sosyal yardımlara ayıracağız ve herkesin yüzü gülecek. Sosyal yardımlar hak bazlı olmalı. Yapılan sosyal yardımların paraları vatandaşlardan toplanan vergiler ile verilmektedir. Kimsenin sosyal yardıma bağlı yaşam süremesine izin vermeyeceğiz. Vatandaşlarımız sosyal yardım alabilmek için kapı kapı gezmeyecek. Sorumlu tek bir kurum oluşturacağız. Vatandaşlarımızın sosyal yardım talep etmelerini dahi beklemeyeceğiz. Hiçbir vatandaşımız sosyal yardım alabilmek için ilçe başkanlıklarının kapısında beklemeyecek. Çocukların ve yaşlıların en iyi koşullarda yaşam sürmeleri bizim iktidarımızda öncelikli olacak. Bu doğrultuda tesisler inşa edeceğiz."
EMEKLİ VATANDAŞIN FERYADI BİTECEK
Gezdiği her yerde emekli vatandaşların feryadını duyduğunu ifade eden Babacan, "Çok dertliler ve haklılar. Emeklilerin bu durumda olmasını sağlayan herkes için bu durumun utanç vesilesi olduğunu biliyoruz. Deva Türkiyesi''nde emeklileri enflasyon karşısında ezdirmeyeceğiz. Gerçek hayat açıklanan enflasyondan hızlı ağırlaşıyor. Evine en küçük alışveriş yapan vatandaş biliyor ki açıklanan enflasyondan çok farklı bir gerçek var. Gıda ürünlerindeki artış çok yüksek. TÜİK dahi gerçekleri saklayamıyor. Yüksek gıda enflasyonu en çok emekli ve asgari ücrete çalışan vatandaşlarımızı vuruyor. Partili taraflı Cumhurbaşkanın akraba bakanla el ele veripte ülke ekonomisini yönettiği dönemde artık devletin açıkladığı rakamlar gerçek tabloyu göstermiyordu. 200 liralık banknot çıktığı dönemde 123 dolar değerindeyken bugün 23 dolara düştü. Cebinde 200 lira taşıyan tüm vatandaşlarımız bu süre içerisinde tam 100 dolar kaybetmiştir. Paramız pul oldu. Bu durumu halkımız derinden hissediyor" diye konuştu.