Memur emeklisi Emine Akbulut, "Zorunlu harcamalar dışında bir şey yapamıyoruz. Seyahat, tatil, eğlence yok. Halk olarak çok mağduruz" dedi. Güngör Bahadır ise "Emekliler parklarda vakit geçiriyor. Bir çay içecek para bulamıyor. Çayın fiyatı 5 lira oldu. Bu insanlar nasıl yaşasın" diye sordu. Ahmet Erken de "Maaşlarımıza en az yüzde 50 zam istiyoruz. Bizim de insanca yaşamaya hakkımız var" şeklinde konuştu.
Öte yandan AKP, memur maaşlarına ilişkin kanun teklifini Meclis'e sundu. Teklifte emekli maaşlarına zam yapılması öngörülmezken, milyonlarca emekli ve memurun merakla beklediği enflasyon rakamları da TÜİK tarafından duyuruldu. Emekli ve memur maaşlarını etkileyecek olan haziran ayı enflasyonu yüzde 3,92, yıllık enflasyon ise yüzde 38,21 olarak gerçekleşti.
ANKA'nın haberine göre; Ankara’daki emekliler, aylıklarına yapılacak olan zamma ilişkin bugün ANKA Haber Ajansı’nın sorularını yanıtladı. Memur emeklisi Emine Akbulut, emekli maaşının yetersiz olması nedeniyle yiyeceklerinden kıstığını belirterek şunları söyledi:
“ŞU ANDA ZAR ZOR GEÇİNİYORUM. İKİ KİŞİYİZ, KENDİ EVİMİZ”
“Şu anda zar zor geçiniyorum. İki kişiyiz, kendi evimiz. Daha 10 yıldır ben evimin borcunu ödüyorum. Bu yılın ekiminde bitecek. Devlet memuru emeklisiyim, daha yeni bitecek Ekim’de. Benim aldığım maaş, 8 bin 300 lira. Memurlara 22 bin lira maaş verilecek herhalde. Ben de memur emeklilerinin en az 17-18 bin lira alması gerektiğini düşünüyorum. Benim özlük haklarım elimden alındı emekli olurken. Ondan dolayı yetersiz. Ben zar zor geçiniyorsam diğer 4 çocuk ailesi, 2 çocuk ailesi nasıl geçinecek? Evi kira olanlar nasıl geçinecek?
“YİYECEKLERDEN KISITLIYORUZ. GEZMİYORUZ, TATİLE GİTMİYORUZ. BAŞIMIZDAKİLERİN DEFOLUP GİTMESİNİ İSTİYORUM”
Çoğu şeyleri kısıtlıyoruz, yiyeceklerden kısıtlıyoruz. Gezmiyoruz, tatile gitmiyoruz. Başımızdakilerin defolup gitmesini istiyorum. O kadar sinirimiz bozuk ki… Biz halk olarak çok mağduruz. Çok kötü durumdayız. Psikolojimiz zaten alt üst. Halka yapmadı, kendi memurlarına yaptı. Zaten ‘kendi memurum’ demiyor mu? Kendi memuruna zammı yaptı. Halkı umursamıyor. Ölmüş mü kalmış mı? Yaşıyor mu yaşamıyor mu? Besleniyor mu beslenmiyor mu umurunda değil. Onun için ben bu hükümeti istemiyorum. Nefret ediyorum, defolsun gitsin başımızdan.
“O KADAR HİZMET VERDİM ALDIĞIM MAAŞ BU. BU HAK MI?”
Ben devlet memuru emeklisi olarak benim maaşım 8 bin 300, yani asgari ücretin altında kaldı. 33-34 yıllık devlet memuru emeklisiyim, o kadar hizmet verdim aldığım maaş bu. Bu hak mı? Ben soruyorum, bu hak mı?”
“BİZİM FAZLA PRİMLERİMİZ NEDEN ÖDENMİYOR? 5500 PRİM İSTENİYOR, 9000 PRİMİM VAR BENİM. FAZLA PRİMLER NE OLACAK?”
Başka bir SSK emeklisi ise 5500 prim şartı ile emekli olan EYT’liler ile arasında adaletsizlik olduğunu belirterek şunları söyledi:
“5500 prim ile emekli olanlar var. Ben 25 sene çalıştım. 8 sene de fazla çalıştım. EYT olarak bize vurdu, 33 sene çalışmışlığım var. Şimdi ben 5500 prim ödedim, 9000 primim var; 4 bin fazla primim var. Bu neden ödenmiyor? Şimdi EYT’liler 5500 ile emekli oldu; benimle aynı maaşı alıyorlar. Onlar da 7 bin 500 lira alıyor, ben de 7 bin 500 lira alıyorum. Ben normalde 6 bin 850 maaş alıyordum. Şimdi EYT’liler ile 7 bin 500 lira alıyor. Aramızda 650 lira fark var. Diyorlar ki; ‘7 bin 500 lira alanların üstüne zam yok’ diyorlar. Bana bir senede 650 lira zam yapılmış oluyor. Yani bizim fazla primimiz ne olacak? Biz emekli olarak bu para ile geçinebilir miyiz? Normal emekli maaşımızın 12 bin lira olması gerekiyor. Biz bu adaletten memnun değiliz. En düşük emekli maaşın 10 bin 500 olması lazım. Bize bir senede yapılan 650 lira zam. Bizim fazla primlerimiz neden ödenmiyor? 5500 prim isteniyor, 9000 primim var benim. Fazla primler ne olacak?”
“GEÇİNEMİYORUZ, O BİR GERÇEK”
Ahmet Erken ise emekli maaşına yapılması beklenen zamma ilişkin şunları dedi:
“Geçinemiyoruz, o bir gerçek. En az yüzde 50 olmalı diye düşünüyorum. Benim aklımdan geçen o. Memura yüzde 80 küsur verildi. En azından ona yakın olması lazım. Yüzde 50 civarında falan olursa iyi olur diye düşünüyorum.”
“İNSANLARIN DA VARLIKLARINI SÜRDÜRECEK DÜZEYDE, İNSANCA YAŞAYACAK DÜZEYE GETİRİLMESİNİ İSTERİZ”
Erken, emeklilerin en büyük sorununun parasızlık olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti:
“Geçinmek zor, her şey pahalı. Markete gidemiyoruz. Gitsek, iki bir şey aldığımız zaman 100-150 lira tutuyor. Emeklinin maaşı en az 7 bin 500 liraya çıkardılar ama ev kiraları olmuş 10 bin lira. Adam 7 bin 500 liranın üzerine 2 bin 500 lira daha katacak, ev kirası verecek. Ondan sonra ne yapacak? İyileştirilmesi lazım. İyileştirilmezse gerçekten emeklinin yapabileceği bir şey yok. Bir gücü yok. Evinde sıkıntı çıkar, sokakta sıkıntı çıkar; para olmadığı zaman cepte her yerde sıkıntı çıkar. En az yüzde 50 olsun isteriz. İrade onlarda. Bizimki bir temenni. İnsanların da varlıklarını sürdürecek düzeyde, insanca yaşayacak düzeye getirilmesini isteriz.”
“PARKLARDA BÜTÜN OTURANLAR EMEKLİLER, BİR ÇAY PARASI BULUP DA BİR YERE GİDEMİYOR”
Güngör Bahadır ise mevcut emekli ücret ile ev kirası bile ödenemediğine tepki gösterdi. Bahadır, şunları söyledi:
“Bir adamın evi yoksa, emekliyse, aldığı para 7 bin 500 lira; bu para ile bu adam nasıl kira ödeyecek de geçinecek? Bir ülke kuzu pirzola 5 liraysa, hayvanların otu 10 liraya satılıyorsa o emeklilere yazık. Toptan sabun fabrikasına göndersinler. Bak, parklarda bütün oturanlar emekliler, bir çay parası bulup da bir yere gidemiyor. Akşama kadar burada oturuyor; eğer evi varsa, geçineceği bir oturacak evinde. Yoksa akşama kadar parkı bekliyor, akşam da eve gidip yatıyor. Bir bardak çay 5 lira. Nasıl geçinsin bu insanlar?”
“GEÇMİŞTE DAHA İYİ GEÇİNİYORDUM”
Bahadır, emekli maaşının ne kadar olması gerektiğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:
“Biz ne bilelim, büyükler bilir. Gönül ister ki bir emekli tatilini yapabilsin ama nerede? Gördün mü sen hiçbir emeklinin tatil yaptığını? Adam bir de iş buluyor geçineyim diye, tatili bırak. 2 bin 800 lira maaş alırken ben şekerin kilosunu 5 liraya alırdım. Şimdi 7 bin 500 lira maaş alıyorum, şekerin kilosu 25 lira. Yağı ben 35 liraya alıyordum, şimdi yağ 150 lira. Benim alım gücüm yok. Benim paramı ne kadar artırırsan arttır. Katladıktan sonra değişmiyor ki… Geçmişte daha iyi geçiniyordum. Sebze haline giriyorum, meyvelerin yüzüne bakıyorsun. Meyve var, 10 liraya da var ama yenmez.”
“EMEKLİ MAAŞINI ARTIRSIN AMA ONDAN ÖNCE PİYASADAKİ ARTIŞA SON VERİLMESİ LAZIM”
Sezai Ceylan isimli bir başka emekli ise şunları söyledi:
“Emeklilerin büyük çoğunluğu asgari ücretin altında geçinmek zorunda kalıyor. Bu insanların bakmakla yükümlüm oldukları aileleri var. Aldığı parayı sadece kendine kullanmıyor. Hele ki ev sahibi olmayan insanlar için çok daha büyük sorun. Önceki dönemlere bakarsak şimdi, emekli ikramiyesi ile ev almak gibi bir avantajı vardı insanların. Şimdi o da yok. Ev sahibi olamıyorlar. Ev sahibi olmayınca bu koşullarda en az miktar olan 7 bin 500 lirayı kiraya vermek zorunda kalıyor. Emekli maaşını artırsın ama ondan önce piyasadaki artışa son verilmesi lazım. Hem kira olarak hem de ekonomik girdiler olarak. Bunların durması gerekiyor. Bunları durduramadığın ölçüde maaşları artırmak çok çözüm olmuyor. 2018 öncesinde kısıtlı olsa da tatil yapılabiliyordu. Tatil artık bir hayal oldu. Çünkü tatilde yapacağı harcamayı bir yerde biriktirme şansı yok. Kıyaslama yapmak gerekirse şu anda piyasada insanların yaşamını sürdürdüğü ürünlerde artışı oranında en azından zam olması lazım. TÜİK verileri, gönderiyor ama kendileri de büyük ihtimalle inanmıyorlar. Çünkü inanılır gibi değil zaten. Biz gündelik yaşamımızda da görüyoruz zaten. Yaptığımız alışverişimizde de görüyoruz onu.”