Hanife AÇIKALIN / Yeniçağ
Eslen, "Benim de bugüne kadar savunduğum buydu. Daha realist, daha akılcı ve mantıklı bir düşünce olur. Şehitler veriyoruz. IŞİD ile sadece biz mi mücadele edeceğiz" dedi.
DAHA GÜNEYE İNMEYE GEREK YOK
Türkiye'nin El Bab'ı dört taraftan kuşatarak IŞİD'e zayiat verdirdiğini belirten Eslen şunları kaydetti: "Ama askeri
güç şehrin içine girmişse neticede yok olur. IŞİD şehirlerde savaşan bir güç. Dolayısıyla eninde sonunda El Bab temizlenecektir. Şehrin içine girersen zayiat fazla, kuşatır beklersen zayiat daha az olur. El Bab'a gitme amacımız bölgenin IŞİD'den temizlenmesi ve PYD koridorunun Fırat'ın batısında birleşmesini engellemekti. Bu siyasi amaç da sağlandı. El Bab'a giden yollar kontrol edildi. PYD koridoru engellendi. El Bab düştüğünde de bu askeri harekâtı yönlendiren siyasi amaç sağlanmış olur. Daha güneye gitmeye de gerek yok."
ORTADOĞU'DA DENGE POLİTİKASI
Açıklamanın denge politikası izlemek amacıyla yapıldığına değinen Eslen, "El Bab'a harekat yapmamızı Amerika istemiyordu. Bizim için Amerika önemliydi onlar için Rakka önemliydi. Erdoğan, bunu dengelemek ve PYD'nin buraya harekât yapmasını önlemek için bu açıklamayı yapmış olabilir" diye konuştu.
GÜVENLİKLİ BÖLGE TEKLİKESİ
Nejat Eslen, ABD Başkanı Trump'ın nerede olacağı belli olmayan güvenlikli bölge planının ise Trump'u tercih yapmaya mecbur bırakacağına dikkat çekti. Eslen, sözlerine şöyle tamamladı:
"Trump güvenlikli bölgeyi çok uzun zamandan beri savunan biri. Başkan olduktan sonra Pentagon'a emir verdi planlar hazırlansın dedi. Pentagon önüne alternatifler koyacak. Trump, burada Türkiye'yi mi Suriye'yi mi tercih edecek? Burada İncirlik kozumuzu unutmamalıyız. Ama güvenlikli bölgenin nerede oluşacağı belirsizliğini koruyor. Lübnan sınırı yakınında da olabilir PYD koridoru içinde de olabilir ki bu çok tehlikeli olur. Bir de Türklerin temizlediği bölgelerde olur ona da gerek yok. Amerika'nın güvenlikli bölge adımı geç kalmış bir inisiyatiftir."