Emekli bir asker gözüyle / E. Albay Tahsin Ataizi

Emekli bir asker gözüyle / E. Albay Tahsin Ataizi

Ne savcıyım, ne avukat, ne de doktor. Dolayısı ile; hiç kimsenin ne savcısı, ne avukatı ne de doktoru değilim. Ancak, aklın yolu birdir felsefesiyle hukuktan adaletten yanayım.

Öyle bir gün gelecek ki hukukun adaletten yana herkese gerekli olduğunu bugün göremeyenler, yarınlarda görecektir…

Kimsenin “keşke” mazeretine ve özrüne sığınmasını arzu etmem…

“Hakim, savcı değilim” dedim ama, “Herkesin gördüğü, bildiği kadar konuların hakimiyim.”

Türk Tabipler Birliği ve Türkiye Barolar Birliği’nin başındaki Türk kelimesinden kim, kimler, neden rahatsızlık duyuyor anlayamadım gitti…

Varsa bir rahatsızlık, rahatsızlığı yaratanların hukuki yollardan cezalandırılması hakkında görüş  bildirilebilir…

Aksi takdirde 15 Temmuz’da ayaklanmaya kalkışan, kendilerini TSK (Türk Silahlı Kuvvetleri)  mensubu sananlar yüzünden TSK’daki Türk kelimesi kaldırılabilir mi?

Suçu kurumlara, kuruluşlara teşmil etmek haksızlık değil midir?

Ben şahsım olarak TSK’nın emekli ama EMEKLEMEYEN bir mensubu olarak suç işlediysem ki Allah Korusun; TSK kurumu hakkında konuşma, görüşme, medya, televizyon ve radyolarda beyanatlarda incelik gösterilmesi ve de suçluların yüzünden kurumlara suç yüklenmemesi görüşünü savunuyorum…

Eski makamı rütbesi ne olursa olsun, gerçek Atatürkçü komutanları hapsettirenleri, Zekeriya Öz ve onun gibi kaçak savcıları, Yunanistan’a iltica etmek için Yunan makamları önünde el pençe divan duran kendisini subay asker zannedenleri televizyonlarda gösterseniz ya!

 Ne istediniz de vermedik diyenler de bu yazıyı okumalı… Zira hatasını kabullenerek, o davranışın bir ERDEM olduğunu bilen makam sahipleri de var.

Sonuçta özetlersek, geçmişte 1960, 1971, 1972 muhtıra. 1980, 2016 15 Temmuz darbe ve teşebbüsleri yapılmış.

Sonuçta bizden (TSK’dan) olmayan o sefil kişileri geç de olsa zaman içinde yargılayan ve bazı kişilerin tahakküm baskısı ve yalancı şahitlerle ATATÜRK’çü komutan ve arkadaşlarım ve de kumpaslarla Silivri’ye mahkum edilen kişileri kumpas davalarında hala savunan Türkiye Barolar Birliği’nin çok değerli avukatlarıdır.

Sakin olup dürüstçe düşünelim biraz. Öfkeyle kalkıp zararla oturmayalım. Hukuk herkese lazım, gerçek ADALET için diyerek . Zira; “ADALET mülkün temelidir”…

Türkiye Barolar Birliğine; savunduğu ADALET ilkeleri için Allah kuvvet versin…

Kimseyi de savcıya, doktora muhtaç düşürmesin deseler de; Adaletli savcılarımız ve işini bilen ve en iyisini yapanları da eksik etmesin.

Savcıların adaletine, doktorların neşterine hepimizin ihtiyacı vardır.

Hukuka, adalet dağıtan hukukçularımıza, şifa dağıtan doktorlarımıza selam olsun

Bu yazımın etkisi, senelerin yorgunluğunun narkozunda olanları da adalet anlayışı ile kendine getirir inşallah… Saygılarımla.