Emekçiler miting düzenledi: Borçlu değil alacaklıyız

Emekçiler miting düzenledi: Borçlu değil alacaklıyız

Emeklilikte adalet isteyen emekçiler, kademeli emeklilik talebiyle Kartal’da miting düzenledi. “Borçlu değil alacaklıyız” sloganlarının atıldığı mitingde konuşan Emeklilikte Adalet Derneği (EMADDER) Genel Başkanı Mihriban Uğurlu, "Hakkımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kademeli emeklilik hakkı bir talep değil, anayasal haktır" dedi.

Emeklilikte Adalet Derneği (EMADDER), 1999 sonrası sigortalı çalışanların anayasal emeklilik hakkını savunmak ve kademel emeklilik talebiyle ilgili emekçilerin sesini duyurmak amacıyla bugün Kartal Meydanı’nda miting düzenledi. Yurdun dört bir yanından gelen emekçiler, “Borçlu değil alacaklıyız, hak hukuk adalet” sloganları atarak kademeli emeklilik istedi.

"KADEMELİ EMEKLİLİK HAKKI BİR TALEP DEĞİL, ANAYASAL HAKTIR"

EMADDER Başkanı Mihriban Uğurlu sosyal güvenlikte eşitlik ve adaletin anayasal bir gereklilik olduğuna vurgu yaparak şöyle konuştu:

"Bir buçuk yıldır bıkmadan dile getirdiğiniz mağduriyetimiz şudur, 3 Mart 2023 tarihinde düzenlenen 7438 sayılı YT yasası tüm çalışanlar için adil bir emeklilik sistemi getirmek yerine Anayasa Mahkemesi kararına göre düzenlenen kademe tablosunu ortadan kaldırıp, sadece 8 Eylül 1999 öncesinde işe başlayanları kapsayan bir düzenleme olarak yürürlüğe girdi. EYT yasası 8 Eylül 1999'dan sonra işe başlayanlar için Anayasa Mahkemesi'nin 23 Kasım 2001 tarihli iptal kararında yer alan adil, makul, kademeli bir düzenleme içermediği için Anayasa’nın 2'inci, 5'inci ve 60'ıncı maddelerine aykırıdır. Hükümetimize haklı davamızı anlatana kadar, hakkımızı alana kadar mücadelemize devam edeceğiz. Kademeli emeklilik hakkı bir talep değil, anayasal haktır."

"DEVLETİNE GÜVENİP HUZURLA ÇALIŞAN BİZLERİ ATEŞLERE ATTINIZ"

Uğurlu şunları söyledi:

"Gelinen durumun tam bir felaket olduğu doğrudur. Yaşı küçük olan emekli, yaşı büyük olan cezalı. Primi az olan emekli, primi fazla olan cezalı. Herkesin konuştuğu EYT yasasının en büyük felaketini maalesef 2000-2008 arası çalışanlar yaşıyor. Devletine güvenip huzurla çalışan bizleri ateşlere attınız. En büyük felaketi bize yaşattınız.

"BU NASIL ADALET ANLAYIŞIDIR?"

Daha maaşımız yatmadan vergisi kesilen emekçileriz. Maaşımız yatmadan SGK primi ödenen emekçileriz. Çalıştık, ürettik. Devletimiz sosyal adaleti sağlamak zorundadır. Biz bu ülkeye katma değer sağlamaktan, vergi ödemekten, çalışmaktan başka nasıl bir yük oluşturmuş olabiliriz? Biz devletimize gelecekte kullanmak üzere emanet ettiğimiz primlerin karşılığını istiyoruz. Ama, ‘sihirli tarihi kaçırdıysan istersen 9 bin gün öde, istersen 10 bin gün öde 58-60 yaşına kadar size emeklilik yok’ diyemezsiniz. Hangi vicdan sahibi insan bu adaletsizliğe sessiz kalabilir, bu nasıl adalet anlayışıdır? Emekçi ağlıyor; emekli ağlıyor; esnaf ağlıyor; memur ağlıyor. Ülkenin her bir köşesi çığ gibi mağduriyetlerle dolmuş taşıyor. Vergimizi peşin ödüyoruz. Erteleme vergi hattı istemiyoruz. Devletten ihale beklemiyoruz. EYT yasasıyla bozulduğunu iddia ettiğiniz SGK bütçesinin yükünü, 8 Eylül 1999 tarihi sonrasında işe giren çalışanların üzerine yıkamayacaksınız" diye konuştu.

Kademeli emeklilik talebinde bulunan mağdurlar ise ANKA mikrofonuna şöyle konuştu:

Birce Göktaş: "Hakkımızı almak için geldik. 8 Eylül 1999 sonrası akranlarımızla aramızda 17-20 gibi emeklilik yaşında bir adaletsizlik gerçekleşti. Biz de hakkımızı almak için İzmir'den İstanbul'a geldik. Mitingimizde hakkımızı arayacağız."

Necdet Şahin: "Bizler 1 günle 17 yıla mahkum edildik. Akranlarımız emekli oldu, biz de 17 sene bekleyecek durumda değiliz. Hakkımız olan kademeli emekliliği istiyoruz."

Ali Osman Çelik: "EYT'yi 19 günle kaybettim. Burada büyük bir adaletsizlik var. Adam öldürsem 17 yıl olmaz. Devlet büyüklerimizden adalet bekliyoruz. Lütfen bu kadar insanı görmezden gelmeyin."

Mehmet Halim Sarıboğa: "Ben tam 40 günle kaçırdım EYT'yi. Fabrikada işçiyim, akranlarım arasında dalga konusu oldum. Ne olursun bu hakkımızı geri versinler."