İsmailoğulları, erkek ve kadın cinsiyetlerinin, fizyolojik ve zihinsel aktivite değişiklikleri dolayısıyla uyku ihtiyaçları ve sorunlarının da farklılıklar gösterdiğini söyledi.
Kadınlarda uykuyu etkileyen önemli nedenlerden birinin hormonal değişimler olduğuna dikkati çeken İsmailoğulları, gebelikte diyafram yükselmesinin, bebeğin anne karnındaki hareketlerinin, idrar kesesinde doluluğun, vücut ısısındaki dalgalanmalar ile mide bağırsak sistemindeki rahatsızlıkların uykuyu negatif etkilediğini bildirdi.
Fiziksel ve zihinsel daha fazla yorulan bedenin, uyku ihtiyacının daha fazla olduğunu aktaran İsmailoğulları, "Araştırmalar, kadınların erkeklere göre ortalama 20 dakika daha fazla uykuya ihtiyaçları olduğunu gösteriyor. Bunun ana nedenlerinden biri, kadınların gün içinde pek çok işi aynı anda yapması ve zihnini daha fazla çalıştırmasıdır." diye konuştu.
"BEBEK BAKIMI UYKUYU BOZAN NEDENLERDEN"
Doğum sonrası bebek bakımı için sık gece uyanmalarının da özellikle kadınlar için uykuyu bozan nedenlerden olduğuna değinen İsmailoğulları, menopoz döneminde ise sıcak basmaları, çarpıntılar, baş ağrıları, baş dönmeleri, uyuşmalar, gözlerde ve ağızda kuruluk gibi belirtilerin de kadınların uykusunu bozan diğer etmenlerden olduğunu dile getirdi.
"Elli yaşın üzerinde her 4 kadından biri uykusuzluktan şikayetçidir. Gebelik döneminde, özellikle de gebeliğin son üç ayında, horlama, uyku apnesi ve huzursuz bacak sendromu sıklığı artmakta." diyen İsmailoğulları, Kayseri'de 983 gebeyle yapılan bir çalışmada her 10 gebeden birinde huzursuz bacak sendromu olduğunun rapor edildiğini bildirdi.
Menopozdan sonra ise uykusuzluk ve uyku apnesi sıklığının arttığını anlatan İsmailoğulları, bu dönemde uyku apnesinde artışın en önemli nedeninin vücut yağ oranındaki değişiklikler, bel-kalça oranındaki artış ve boyun çevresinin genişlemesi olduğunu bildirdi.
Kadınlarda erkeklerden daha sık görülen diğer bir uyku hastalığının da "uyku ile ilişkili yeme bozukluğu" olduğunu aktaran İsmailoğulları, kadınların erkeklere göre daha erken uyumaya ve daha erken uyanmaya meyilli olduklarını, bu nedenle sabahları erkeklerden daha aktif olabildiklerini vurgulayarak, kadınlarda derin uyku döneminin erkeklerinkinden fazla olduğuna işaret etti.