Otomotiv endüstrisinin odağında yer alan elektrikli araçlar, geçtiğimiz günlerde İstanbul Pendik’te tır üzerinde çıkan elektrikli araç yangını ile ülkemizde tekrar gündeme geldi. Lityum-iyon pillerin zaman zaman aşırı ısınabildiğini ve içeriği sebebiyle yangınla ortaya çıkan gazların etkisiyle suyla söndürmenin zorlayıcı olduğunu belirten Motor Aşin CEO’su Saim Aşçı, “Elektrikli araçlarda yangın riski düşünüldüğü gibi yüksek değil. Ancak kaza ve yangın anında doğru müdahale için hazırlıklı olmalıyız.
BENZİNLİ ARAÇLARA 10 TON ELEKTİRİKLİ ARAÇLARA 25 TON SU GEREKİYOR
Aşçı: "Örneğin benzinli bir aracı söndürmek için 10 ton suya ihtiyaç duyulurken elektrikli araçlarda 25 ton su yetmeyebiliyor. 2 ton suyla söndürülebilecek bir yangın için 10 kat fazla suya ihtiyaç duyulabiliyor. Bu yangınları söndürecek solüsyonlar mevcut ancak ekonomik boyutta değiller. Bazı Avrupa ülkelerinde yeterli önlemler alınamadığı için elektriklilerin feribotlara ve kapalı otoparklara girişlerine izin verilmiyor. Premium araçlarda kullanılan sensörler ve devre kapama sistemleri araçları çok daha güvenli hale getirdiği için şu anda elektrikli araç dünyasında bu tür riskler, premium modellerde çok daha az.” şeklinde konuştu.
LASTİK DEĞİŞİMİNDE BİLE DİKKATLİ OLUNMALI
Sadece kaza sonrası müdahalelerde değil, araçlara yapılan rutin işlemlerde dahi toplumun bilinçli olması gerektiğini söyleyen Aşçı, “Bir lastik değişiminde bijonların sökülmesi esnasında eğer araçta bir elektrik kaçağı varsa, ciddi elektrik çarpmaları ortaya çıkabiliyor, dünyada örnekleri mevcut. Bu araçlar için özel olarak tasarlanan, elektriği iletmeyen ekipmanlar kullanılması gerekiyor.