Elektrikli araçlar var. Şarj istasyonları yok
15 Mayıs 1961'de Cumhurbaşkanı merhum Cemal Gürsel Otomotiv Endüstri Kongresi’nde dedi ki;
“Otomotiv endüstrisi söz konusu olduğunda, modern bir ülke kendi ulaşım araçlarını üretmelidir.
Bazı insanlar Türkiye'de otomobil üretmenin imkânsız olduğunu söylüyor. Bu düşünce kara zihinlerin ürünüdür.”
Bu sözler üzerine Eskişehir'de 130 günde TÜLOMSAŞ fabrikası kuruldu.
İkisi krem, ikisi siyah renkli dört araba yapıldı ve Cumhuriyet Bayramı kutlamaları için Ankara'ya gönderildi.
Kömürle çalışan lokomotifin bacasından çıkacak kıvılcımların yaratacağı güvenlik tehdidi sebebiyle araçlara sadece manevra yapabilecek kadar benzin konmuştu.
Motor performansını arttırmak, motor vuruntusu olmadan çalıştırmak için yüksek oktanlı benzin sadece Ankara'da vardı.
Cumhurbaşkanı Gürsel yakıt ikmali yapılmadan önce siyah araca bindi. Yaklaşık yüz metre ilerledikten sonra benzin bitti, araç durdu.
Gürsel benzini doldurulmuş krem renkli arabaya bindi ve onunla Anıtkabir'e gitti.
Ah bu medya yok mu?
Ertesi gün gazete manşetleri şöyle atıldı:
-"Devrim 100 metre gitti ve durdu…"
Medya da siyasiler de uzun yıllar Devrim arabaları ile alay ettiler.
Gelelim ilk Türk otomobili Anadol’a.
1959 yılında Ford Motor Company ve Koç Holding'in ortak girişimi olarak İstanbul'da Otosan fabrikası kuruldu.
Türkiye'nin ilk seri üretim otomobil markası 1966'da Anadol A1'in seri üretim ve satışına başladı.
Saç kalıp üretimine göre çok ucuz olan ve yarış arabalarında da kullanılan fiberglas kullanıldı.
Bugün hâlâ yollarda gördüğümüz Anadol için bizim medya (!) dahiyane başlıklar attı:
-“Öküz yedi…”
Merhum efsane sanayici ve iş insanı Vehbi Koç anılarında şöyle yazdı:
-“Bu otomobil piyasaya çıktığı zaman aleyhinde çeşitli yazılar yazıldı. Fiberglas gövdeyi öküzün, atın yiyeceğinden bahsedildi. Bu alay tiyatrolara kadar girdi.
Anadol'u alanlar Avrupa'ya, Afrika'ya gittiler, geldiler, arabanın yolda kalmadığını gördüler.”
Gelelim günümüze.
Bu çağda yerli ve millî (!) elektrikli Togg üretimi yapıyor ve satıyor Türk iş insanları
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eşi, bakanlar kullanıyor ama minik bir eksiklik var.
Tıpkı Devrim aracına benzin konulması unutulduğu gibi.
“Canım o kadarcık hata kadı kızında da olur” dersiniz ama AKP’li eski milletvekili Mehmet Metiner diyor ki;
-"Elektrikli araçların ya her yerde şarj istasyonları oluşturulmalı ya da satışı durdurulmalıdır. Akaryakıt istasyonlarına niçin şarj üniteleri kurulmaz anlamak mümkün değil. Tam bir rezillik yaşanıyor. Şarj istasyonu bulmak için yaşanan rezillik tarifsiz. Çok yazık!
Bildiğim kadarıyla elektrikli şarj ünitelerini akaryakıt istasyonlarına koyma mecburiyeti getirildi. Ama uyan kim? Hiç bir yerde bulamıyorsunuz. İlgili bakanlık gereğini yapmalı. Yolda yaşanan sıkıntının gerçekten bir tarifi yok.
Biz İzmir otobanından Muğla’ya doğru gidiyoruz. Hiç bir yerde yok. Söke’de bir oto tamircide bulabildik. Yavaş şarj ünitesi. Aracınızda saatlerce beklemek zorundasınız. Oturma yeri bile yok.”
Metiner’e aracın Togg mu diye sorunca dedi ki;
-“Ne yazık ki değil…”
Nereden nereye?..
Benzin koymayı unutmak,
Anadol’u öküz yedi demek,
Elektrikli araçlar için şarj istasyonları kurdurulması unutulmuş…
Hepsi birer Temel fıkrası…
Şunu da ekleyeyim;
-Togg’u gerçekten beğeniyor ve destekliyorum…
Umarım dünya pazarında da yer alır…