El Classico'da Bellingham fırtınası. Real Madrid'i ipten aldı. Abdullah Şaşkın yazdı
Abdullah Şaşkın- YENİÇAĞ
Bugün İspanya'nın ekranlara kilitlendiği gün. Yani El Classico günü. Dünyanın en büyük derbisi. Son senelerde eski tadı vermese de yine de yerini her zamanki gibi taptaze koruyor.
Barcelona, 2010 senelerinin ritmini oturtmaya başladı. Tabii bu takımın başında Xavi var. O seneleri bilen, oyununu takıma yansıtan bir takım oluşturdu. Pep Guardiola'dan sonra Barcelona, ritmini ikinci kez sahaya yansıtıyor.
Real Madrid'in Benzema gibi bir forveti olmasa da Jude Bellingham, sahanın her yerinde kimseye göz açtırmıyor. Gol atıyor, asist yapıyor, kilit paslar veriyor. İtalyan Don Carlo, bu sezon formda olan İngiliz yıldızına çok güveniyor.
Gözler bu maçta da Messi- Ronaldo ikilisini görmek istese de maalesef yine futbolseverler bu yıldızlardan yoksun oldu. Fakat yeni yetişenlerler arasında kıyas değil de hak vermek lazım. Vinicius Junior, Gavi, Pedri, Bellingham ve daha diğer genç yıldızlar...
Arda Güler'i de unutmamak lazım. Gönül isterdi ki bu sahada 11'de ya da yedeklerden oyuna girsin. Fakat sakatlığını atlatsa da Ancelotti hoca onu dinlendirdi ve kadroya almadı.
Nou Camp'ta gündüz bir havada başladı mücadele. Orta sahada geçti ilk 5 dakika. Tempo tam düşecek derken o da ne? Gol geldi. İlkay Gündoğan perdeyi açtı.
Maçın henüz 6. dakikasında Alaba'nın bariz hatasını iyi değerlendiren Türk asıllı Alman yıldız, plase vuruşla Kepa'yı avladı ve ev sahibi ekip öne geçti.
Golden sonra Barcelona, evinde olduğunu taraftarına her dakika hissettiriyor. Oynanan oyun adeta Real Madrid'e göz açtırmıyor.
14. dakikada La Masia'dan çıkan Fermin Lopez'in direkten dönen şutu da bunu kanıtlar nitelikteydi.
Maçta tempo da tansiyon da iyice arttı. Real Madrid, Barça yarı sahasında boşluk bile bulamadı. Hemen ardından Felix ile çıkılan kontraatakta Portekizli, rakibini bir güzel ilkten geçti. Sonrasında savunmaya takıldı ve hakem pozisyon için devam kararını verdi.
İlk yarıda Barcelona pek çok pozisyon bulsa da golle sonuçlanmadı. Real Madrid'in sadece tek şutu vardı. O da Carvahal'e sahipti.
İlk yarı da bu skorla sona erdi.
İkinci yarı yüksek tempo ile başladı. 50. dakikada Araujo'nun kafa vuruşu direkten döndü. Sanırım Barcelona'ya Real Madrid savunmasından çok direkler izin vermedi.
Real Madrid cephesine yine dönelim. Ancelotti, Modric ve Joselu'yu oyuna soktu. İtalyan hoca defansif oyun anlayışından çok hücumsal anlamda bir fark koymak istiyor artık.
Tam Real Madrid kötü giderken ayağa kalkar ya. Son 2 sezonun özeti bu. Şimdi de kalktı ayağa Kralın takımı. Jude Bellingham öyle bir vurdu ki topa, maçın spikeri bile "Madird'den vurdu Bellingham" dedi. Hakikaten de doğru dedi. Benzema'dan aldığı gol yükünü şimdi bu İngiliz genç yıldız çekiyor. İnanılacak gibi değil. 13 resmi maç. 11 gol ve 3 asist... Gerçekten mükemmel bir istatistik. Hem de bir forvet oyuncusu olmamasına rağmen.
Bu golden sonra iyice ataklarını sıkıştırdı Bordo Beyazlılar. Vinicius'un Joselu'ya aktardığı ara pası İspanyol oyuncu değerlendiremedi.
Ama son söylenecek bir söz vardı. Yine aynı isim. Yine aynı yıldız. Jude Bellingham'dı o. Başkası olabilir miydi bu 21 kişinin arasından. 90+2'de Katalanları susturdu. Carvahal içeri çevirdi, Modric pasını aktardı ve Bellingham da bu topu tamamladı.
Maç da bu skorla sona erdi.
Ancelotti'li Real Madrid, zirveye çıktı.
Barcelona ise 24 puanda 3. sırada kaldı.
Maçın yıldızı seçtirseler direkt zaten gözler kapalı olarak Jude Bellingham seçilecek.
11 goldü, 12'ye çıktı.
Önünde parlak bir gelecek var.