CHP ve İYİ Parti'nin ortak İBB adayı Ekrem İmamoğlu, AKP’nin adayı Binali Yıldırım'ın, isim vermeden kendisine yönelik söylediği, "Bazılar istihdam sözü veriyor ama belediyelerin böyle bir gücü de yok, yetkisi de yok'' eleştirine yanıt verdi. İmamoğlu, “Sayın Yıldırım’ın bizim ne yapmak istediğimizi ya da nasıl bir sistem ortaya koyacağımızı anlamasını beklemiyorum” diyen İmamoğlu, rakibine, “350 bin nüfuslu bir yerde 4,5 yıla yakın aktif süre içerisinde 4 bine yakın insana iş imkânı sağladık. İsterlerse gelip incelerler” ifadelerini kullandı.
İmamoğlu, 31 Mart yerel seçimlerine yönelik anket yaptırıp yaptırmadığına yönelik soruya da ilginç bir yanıt verdi: “Yüzümüzden belli olacak anketin ne olduğu. Güler yüzümüzü gördükleri her an, anlasınlar ki anketler çok iyi gidiyor. Diğerlerinin de yüzüne baksınlar bu arada. İkisini kıyaslayabilirler. Benim anketim yüzümde saklı.”
CHP İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü Belediyesi Kariyer Merkezi’nde gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladı. İmamoğlu, ”5 yılda 150 bin istihdam vaadiniz var ama rakibiniz Binali Yıldırım, ‘Belediyelerin böyle bir gücü de yok, yetkisi de yok. Bazıları istihdam sözü veriyor’ diyerek isim vermeden sizi eleştirdi. Bu vaadinizi nasıl gerçekleştireceksiniz, bir de belediyelerin böyle bir yetkisi var mı?” şeklindeki soruyu şöyle yanıtladı: ”Sayın Yıldırım’ın açıklamasına hiç şaşırmadım. Bugün TÜİK verileri açıklandı. Gençlerdeki işsizlik oranı acıtacak durumda. Ben, ‘5 gençten biri’ diyordum ama neredeyse 4 gençten biri işsiz bu ülkede. Bunu açıklayan devletin istatistik kurumu. Genel anlamda 4,5 milyona varan işsiz var. Çok can yakıcı ve sıkıntılı bir durum. Sayın Yıldırım’ın bizim ne yapmak istediğimizi ya da nasıl bir sistem ortaya koyacağımızı anlamasını beklemiyorum. Çünkü, bu işsizlik yaratan ortamın en yetkili ve değerli makamlarından birinde şu anda. Şu an tam da kariyer merkezindeyiz. Kariyer merkezini göreve gelir gelmez kurma konusunda çalışmalar başlattım. Çünkü, belediye balkanı olduğunuzda gelen insanların yarısı iş için geliyor. Bu veriyi yaşamış birisiyim. Oturup konuştuk ve çözüm için kariyer merkezimizi kurduk. İnsan kaynağı uzmanı arkadaşlarımız çalışıyor burada. İnsan kaynağı müdürlüğündeki arkadaşlarımız, yalnızca belediyenin insan kaynağını yönetmiyor, İstanbul’daki, Beylikdüzü’ndeki insan kaynağı açısından da çalışmalar yapıyor.”
“4 BİNE YAKIN İNSANA İŞ İMKANI SAĞLADIK”
Ellerinde 40 binden fazla CV olduğunu belirten İmamoğlu,” İnsanlara iş bulma konusunda yoğun bir çaba gösteriyoruz. 350 bin nüfuslu bir yerde 4,5 yıla aktif süre içerisinde 4 bine yakın insana iş imkânı sağladık. İsterlerse gelip incelerler. Bunun çok az miktarı belediye üzerinden yarattığımız iş imkanından faydalandılar, büyük bir kısmı ise görüştüğümüz iş kaynağını uygun istihdam yaratan firmalarla buluşturma kabiliyetimizle işe kavuşturduk. Bu, aslında insanların sosyal güvencesinin olduğu kurumlarla buluşturma çalışması. Bunun içinde kadına ve engellilere özgü çalışmalar da var. Bu, Beylikdüzü ölçeğinde bir ilçenin başardığı bir konu. İstanbul’da 39 ilçe var. Karşılığındaki ölçeği, çarpanıyla siz bulun. Ortaya koyduğumuz her eylemin bir gerçekliği var. İşi olmayan insanlara da meslek öğreteceği ve hemen o mesleği yapacağı ortamları da organize edeceğiz. Bu kadar net tanımlardan söz ediyoruz. Ben, açıkçası Sayın Yıldırım’ın bunları anlamamasını ya da bir belediyeyi bu konuda yetkili ve ne yapacak şeklinde tanımlamasını kamuoyunun ve 4 gençten birinin işsiz olduğu ortamdaki gençlerin ve kadınların bakış açısına emanet ediyorum bu sözünü” diye konuştu.
“BANA SÖYLEMEDİ HERHALDE!”
İmamoğlu’na, Yıldırım’ın, “Halcileri, kabzımalları günah keçisi ilan etmeyelim” sözleri de soruldu. Sorunun yanıtına, “Bunu kime söyledi bilmiyorum. Bana söylemedi herhalde” diye başlayan İmamoğlu, “Kabzımallar ve Pazar esnafımız neredeyse ‘terörist’ ilan edildi. Bu hoş bir durum değil. Günah keçisi ilan etmeyelim derken, bu iyi polis kötü polis gibi geldi bana. Edenlere sorsunlar o zaman. Gıdanın, ucuz ve sağlıklı erişimi konusunda çalışma yapacağımızı anlatıyoruz zaten. Kabzımalımızın da esnafımızın da yanındayız. Kurallara uymaları kaydıyla, her vatandaşımızın yanındayız” dedi. İmamoğlu, gıda fiyatlarının nasıl düşeceğine ilişkin soruyu da, “İBB’nin hiç ilgilenmediği, seyirci olduğu bir ortamdan söz ediyoruz; gıda erişimi. Sadece kabzımal esnafına bir alan tahsis etti. Girişinden çıkışından para aldı. Arada zabıta gitti, denetledi. Bu böyle olmaz. 16 milyonluk bir kentte, sürecin her aşamasında var olmalısınız. Bunu da en sağlıklı şekilde yürütme imkânınız var. Böylece devletin, hükümetin işini kolaylaştırıyorsunuz. Yakın bölgelerde tarımla, hayvancılıkla ilgili yenilikçi çalışmalar olacak. Halk süt gibi, hayvancılık gibi. Halk ekmeğin yanına süt fabrikası kuracağız. Erişim belli, satış noktası belli. Halk ekmeğin yanında satılacak. İnsanlar, aldıkları üründen emin, ceplerini yakmayan gıdaya, ete, süte ulaşma imkanına sahip olacaklar” şeklinde yanıtladı.
“16 MİLYON İNSAN GÜLER!”
İmamoğlu’na, “Rakibiniz, İstanbul trafiği için, ‘Yüzde 100 çözülecek bir konu değil, 20 kilometre hız olacak ama sürekli akan bir trafik vadediyorum’ dedi. Sizin İstanbul’un trafik sorununa yönelik çözümünüz nedir” sorusu da yöneltildi. İmamoğlu, bu soruya, “20 kilometre ile akan bir trafik? Bu bana bir çizgi filmi hatırlattı. Aynı hızda arka arkaya giden arabalar. Neyse. Ben buna açıklama bile yapmak istemem. Kıymeti harbiyesi yok. Belki özel bir tören yapılabilir, E-5 hattında arabalar arka arkaya dizilir, en öne Sayın Yıldırım geçer, 20 km hızla İstanbul seyredilir. Cevaba dair bir yöntem yok ama bizim İstanbul trafiğini çözecek yöntemimiz var. İçinde teknik ve bilim insanlarının olduğu birçok konu var. Sadece raylı sistem olamayacak. Ortak akılla çözüm aranacak. 20 kilometre konusu iyi bir espri olmuş. 16 milyon buna güler diye düşünüyorum” yanıtını verdi.
” TIKIR TIKIR ÇÖZECEĞİZ”
İmamoğlu, Kartal’daki bina üzerinden sorulan depremle ilgiyi soruyu ise, “İstanbul’un bina güvenliği milli bir sorundur. 17 Ağustos Gölcük depreminin üzerinden 20 yıla yıla yakın zaman geçti. Hala yıkılmaya hazır binadan bahsediyorsak, milyona yakın insanı etkileyecek bir ortamdan söz ediyorsak, hiçbir şey yapılmamış demektir. Yaklaşık 30 yıllık bir bina, insanların üzerine çöktü. Vahim bir olay. 21 insanımızı kaybettik. Allah rahmet eylesin. Benim yaşadığım acı tecrübeler var. Konuya siyasi bakıldığına tanığım. Öncelik çözümün olmadığı, yapı güvenliğinin elde edilmesinin olmadığı, öncelik birilerini egosunun tatmin olduğu bir sistemle ilerliyor. Biz de diyoruz ki, kim gelirse gelsin, partisine bakmaksızın, sorununa bakacak bir yönetim olacağız.
Bir bina, Kartal’ın bir mahallesini kaosa sürükledi. Bu arada bir büyük deprem olduğunu düşünsenize. Allah esirgesin, Allah korusun diyorum. Duadan başka acil olarak yapabileceğimiz bir şey yok şu anda. Gelir gelmez yapacağımız çok şey var ama. Son yirmi yılda, bu şehrin en nadide yerlerine koca koca binalar dikilmiştir. Devlet eliyle yapılmıştır. Ne yazık ki. Bu çok üzücü. Orada elde edilen rant ya da gelirin de İstanbul’a hiçbir faydası olmamıştır. Biz bunu tam tersini yapıp, insanların can güvenliğiyle ilgili, yapı güvenliğiyle ilgili sorunlarını tıkır tıkır çözeceğiz” şeklinde yanıtladı.
“İKİMİZİN YÜZÜNÜ KIYASLASINLAR”
İmamoğlu’na sorulan soruların en ilginci ise, “Ankara adayınız Mansur Yavaş, yaptırdıkları anket sonuçlarını açıkladı. Sizin anket çalışmanız var mı” sorusu oldu. İmamoğlu, bu soruya esprili bir karşılık vererek, “Tabi var. Olmaz mı? Biz de yapıyoruz ama biz açıklamayacağız. Yüzümüzden belli olacak anketin ne olduğu. Yani yüzümü gören, nasıl bir anket olduğunu İstanbul’da anlar. Rakamlarla işimiz yok. Vatandaşlarla buluşup, konuşacağız. Güler yüzümüzü gördükleri her an, anlasınlar ki anketler çok iyi gidiyor. Diğerlerinin de yüzüne baksınlar bu arada. İkisini kıyaslayabilirler. Benim anketim yüzümde saklı” dedi. İmamoğlu, açıklamalarının ardından Beylikdüzü Atatürk Kültür Merkezi’ne geçerek, “Nuri Çolakoğlu Kitaplığı”nın açılışını gerçekleştirdi.