Ekrem İmamoğlu'ndan önemli açıklamalar (18 Mayıs 2020)

Ekrem İmamoğlu'ndan önemli açıklamalar (18 Mayıs 2020)

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Tele 1 ekranlarında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.

Tele1 ekranlarında Sedef Kabaş’ın sunduğu ‘Halk İçin Halk Adına’ programının konuğu olan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

CHP’li belediyelerin bağış kampanyasına ait hesapların bloke edilmesini yorumlayan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bu kararın sona erdirilmesi gerekir. Sabırla bekledim uzun bir zamandır. Bu konuda hiç konuşmuyordum. O parayla kimleri mutlu edeceğimizi hissettiğimde içim sızlıyor. Kızıyorum da biraz açıkçası. O bakımdan bu yanlıştan bir dönemlerini ve o parayı serbest bırakıp vatandaşları bizim bunu ulaştırmamızı bekliyoruz bir an önce. Bizi yargılıyorsanız zaten soruşturma açtınız. Yargılayın. Ama bırakın bağış yapmış insanların paraları bir an önce ihtiyacı olan insanlara ulaşsın” dedi.

31 Mart Yerel Seçimleri öncesi Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın söylediği, “İstanbul’u kaybeden, Türkiye’yi kaybeder” sözlerini yorumlayan İmamoğlu, “Cumhurbaşkanı halen 31 Mart öncesi gibi mi düşünüyordur, bundan mı belediyelere karşı yavaş mı işliyor bilmiyorum. Ama ne biz bir belediyeyi kazandık, ne de onlar kaybetti. Bu tip tarifler artık demode, artık halk bunlara prim vermiyor” şeklinde konuştu.

İstanbul’un bütçesinin geçmiş dönemde doğru yönetilmediğini ifade eden Başkan Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’un bütçesi doğru yönetilseydi, İstanbul bugün bambaşka bir yerde olurdu. İstanbul, bugün bizim devraldığımız gibi metro şantiyeleri durmuş bir şekilde olmazdı. Ya da İstanbul’un farklı ilçelerinde 40-50 şantiyesine durmuş bir şehre dönüşmezdi” ifadelerini kullandı.

İmamoğlu’nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Cumhurbaşkanı halen 31 Mart öncesi gibi mi düşünüyordur, bundan mı belediyelere karşı yavaş mı işliyor bilmiyorum. Ama ne biz bir belediyeyi kazandık, ne de onlar kaybetti.

Bir siyasi kimliğin kazanırsak, kaybedersek ya da ben şöyle düşünüyorum. Kim kazandı kim kaybetti. Siyasette kişisel, bireysel, duygular üzerinden kazanımların ne önemi vardır ben bunu anlamam ve seçimimde dahi “Bu bir zaferdir, seçimi ben kazandım” gibi tarifleri hiçbir zaman yapmadım.

Çünkü bahsettiğimiz şey bir görevi devralmak ki şuanda ben görevimi yapıyorum. Cumhurbaşkanının o zamanki sözleri hala aynı şeyimi düşünüyor veya bugün o düşünceyle bazı hususların yavaş işlemesi hatta yapılmaması, hükümet tarafından yapılan hamlelerin yanlışların ardı sırasına gelmesi bundan sebep midir bilemiyorum. Ben görevi devralıyorum ve kazananın 16 milyon insan olması için mücadele ediyoruz. Dolayısıyla o tür tarifler, bakış açıları artık çok demode. Bu tür siyasetten kazanım beklemek acizliktir.

ekrem-tele.jpg

"YEREL YÖNETİMLER GÜÇLENDİKÇE, REFAHI GÜÇLENDİREBİLİRSİNİZ"

Sahada ilk vatandaşın başvuru yaptığı ilk kurumlar belediyeler. Yerel yönetimler güçlendikçe, refahı güçlendirebilirsiniz. Yani Ankara’dan talimatla siz, Anadolu’nun her yerine yerine ulaşamazsınız. Bu mümkün değil. Bunun partisi olabilir mi? Allah aşkına.

Tam aksine herkes bir bütün bir seferberlik ilan edip bu süreci çözmeliydi. Ancak ne yazık ki süreç öyle işlemedi. Sıkıntılar yaşadık. Geldiğimiz noktada bugün baktığımızda belediye olarak çok güzel şeyler yaşadık. Gurur duyuyorum her bir arkadaşımla. Ama inanın bütün sıkıntılara rağmen sineye çekerek; gündem yapmayarak, işimize yapmaya devam ettik.

Hala çare arayışındayız. Dönem dönem belediyeler birliğini göreve davet eden yazılar yolladık. Bakın Türkiye’nin yerel yönetimlerini temsil eden Belediyeler Birliği vardır. Kanunla varlığını tescil eden bir kurumdur.

"6.5 MİLYAR LİRAYA YAKIN BİR BÜTÇE KAYBINA SAHİBİZ"

Bizim şuan ki tespitlerimize göre 6.5 milyar liraya yakın bir bütçe kaybına sahibiz. Zaten bizim geçen senelerden kalan borçlardan dolayı geçtiğim yıl yaptığımız bütçede bu seneye denk getirebilmemiz için 4.3 milyar borçlanma yapmamız gerekiyordu. Birçok tasarruf tedbiri alıyoruz şuanda bazı projeleri durduruyoruz. Ama buna rağmen ciddi bir borçlanma ihtiyacımız var. Bunu ayan beyan açık seçik kendileri biliyor.

"YARDIM İÇİN BİZE ULAŞAN İNSAN SAYISI 1 MİLYONU AŞTI"

Bugün tarihi bir dönem. Dünya, bir sınav veriyor, ülkemiz, şehrimiz milyonlarca kişinin işsizlik içinde olması bakın bugün bizim İstanbul’da bizim birimlerimizi arayarak bize ulaşan insan sayısı 1 milyonu aştı. Yani böyle bir sayının, “İhtiyaç duyuyorum ve yardım talep ediyorum” diye başvuruyorsa bu çok ciddi bir meseledir.

Türkiye’nin tüm belediyeleri ve unutulmasın ki halkımızın oylarıyla seçilmiş insanlarız. Partizanca davranan meclis üyelerinin davranışları bizleri üzüyor. İnsanlar öyle siyasi eleştirilere alışmış ki.

"EN FAZLA YARDIM TALEP EDEN AKP'NİN İLÇELERİ"

En fazla yardım talep eden AKP’nin ilçeleri. İstanbul’a biz bütüncül baktık ve hareket ettik. Biz hangi insan aç, süt bile bulamayan çocuk var dedik. Biz mümkün odluğu kadar her vatandaşımıza yardım ulaştırma görevini gücümüz yettiği ölçüde yerine getirme konusunda hassas davranacağız.

Bütün belediyeler oraya ortaktır. Zor günlerde hele hele bu tur ortamlarda tarihi sorumlulukları vardır. Ama bugün ne yazık ki yerel yönetimler adına Belediyeler Birliği’nin hiçbir mücadelesi olmamıştır. Ne yazık ki sınıfta kalmıştır.

“BİZİ YARGILAYACAKSANIZ YARGILAYIN, BIRAKIN BAĞIŞLAR İHTİYAÇ SAHİPLERİNE ULAŞSIN”

Mahkemeye başvurumuz var. Hala mahkemenin adaletli bir şekilde karar vereceğine inanıyoruz ve bu süreci sonlandıracağını düşünüyoruz. Oradaki parayı ki farklı belediyelerimizin de farklı miktarlarda bloke edilen parası var. Tekrardan altını çiziyorum. Ayıptır günahtır, yazıktır. Daha önceden de söyledim ne yazık ki bir siyasi kibir üzerinden verilmiş bir karardır. Bu kararın sona erdirilmesi gerekir. Sabırla bekledim uzun bir zamandır. Bu konuda hiç konuşmuyordum. O parayla kimleri mutlu edeceğimizi hissettiğimde içim sızlıyor. Kızıyorum da biraz açıkçası. O bakımdan bu yanlıştan bir dönemlerini ve o parayı serbest bırakıp vatandaşları bizim bunu ulaştırmamızı bekliyoruz bir an önce. Bizi yargılıyorsanız zaten soruşturma açtınız. Yargılayın. Ama bırakın bağış yapmış insanların paraları bir an önce ihtiyacı olan insanlara ulaşsın.

"İSTANBUL'UN BÜTÇESİ DOĞRU YÖNETİLSEYDİ..."

İstanbul’un bütçesi doğru yönetilseydi, İstanbul bugün bambaşka bir yerde olurdu. İstanbul, bugün bizim devraldığımız gibi metro şantiyeleri durmuş bir şekilde olmazdı. Ya da İstanbul’un farklı ilçelerinde 40-50 şantiyesine durmuş bir şehre dönüşmezdi. Biz bütün bunları biliyoruz. Var olan sermayeyi düzgün yönetme çabası içerisindeyiz.