Ekrem İmamoğlu: Vatandaşın bağışlarına engel olmayın!

Ekrem İmamoğlu: Vatandaşın bağışlarına engel olmayın!

İBB Başkanı İmamoğlu, bloke edilen yardım paraları için "Bu para döner gelir bize, biz bunu yine vatandaşa dağıtırız olan sadece ihtiyacı olan vatandaşa o paranın geç gitmesi olur" dedi.

Orhan Uğuroğlu / ANKARA / ÖZEL HABER

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile Yeniçağ TV için video konferans ile özel söyleşi yaptık. İmamoğlu'nun  Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Millet İttifakı'nın belediye başkanlarına yönelik eleştirilerinden, engellenen yardım kampanyalarına kadar her konuda sorularımıza verdiği yanıtlar özetle şöyle:

* Sayın Cumhurbaşkanı'nın, CHP'li belediye başkanlarına yönelik "paralel devlet, FETÖ'cü taktikleri gibi çok ağır ithamları var. Ayrıca açılan bağış kampanyalarını bloke ettiler. Bu konuda neler söyleyeceksiniz?

Tümüyle bizi üzen uygulamalar ama gün bugün değil. Bunlara verecek cevaplarımız var bizim. Suskunluğumuz sadece şu anda bunlara cevap vermemekle ilgili değil işimize bakıyoruz biz. Yüzbinlerce insan ne yazık ki İstanbul'da işini kaybetmiş durumda. 20 gün içinde bize yaklaşık 650 bin insan başvurdu. Rutinde 230 bin insana yardım ediyoruz. Bu 650 bin ayrı, 650 bin yeni insan. Belediyeler büyük sıkıntı yönetiyorlar şu anda. İBB olarak 2020 sonuna kadar tahmin ettiğimiz kaybettiğimiz gelir miktarı 6,5 milyar civarında. Bu rakam büyük ama realite böyle. Biz mart ayının ilk haftasından itibaren yaklaşık 2 aydır ulaşım geliri olmadan ulaşım hizmeti yapan bir belediyeyiz.  Şu ana kadar merkezi hükümetin bize "Şunu yapma, şunu ötele, şunu alma, şunu verme" demenin dışında verdiği hiçbir şey yok. Biz bunlarla uğraşıyoruz. İçi boş lafların, tariflerin, suçlamaların bizim nazarımızda itibarı yok. Türkiye'nin her yerinde insanlar hastalıkla mücadele ediyor, binlerce insan hayatını kaybetmiş, yakınları acı içerisinde. Yani bizim çözmemiz gereken böyle sorunlar varken, böyle sözler yakışır mı Allah aşkına? İtibarlı siyasiler olmak istiyorsak, sözüne güvenilir siyasiler olmak istiyorsak, insanların güzel söz duyarak umutla geleceğe bakacak siyasiler olmak istiyorsak bu şekilde hareket etmemiz lazım. Ama ben böyle bir pandemi sürecinde sadece kendi belediye başkanlarıyla toplantı yapmasını hayatım boyunca unutmayacağım.

* Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bağış yardımınızı engellemesi ve bedava ekmeği yasaklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

İftiraya maruz kalmak hoş bir durum değil. Bize yardım için uzanan ellerin geri boş dönmemesi için mücadele ediyoruz.

O yüzden bu tarz söylemlerin hiçbiri zihnimizde karşılık bulmuyor şu anda. Benim bir hayat felsefem var; Kötü söz sahibine aittir. Kim olursa olsun makamı ne olursa olsun. Hele hele Ramazan ayında kimsenin ağzına yakışmaz, 'İnançlıyım oruç tutuyorum' diyen kimsenin ağzına yakışmaz.

* Bağış paralarına konulan blokenin hemen açılması gerekmez mi?

Vali'nin talimatı usulsüz bankanın paramıza bloke koyması kanunsuz. Yani hukuka uygun değil. Bunun bu şekilde sürdürülmesinin tek karşılığı vardır siyasi kibir ve inat. Vatandaşın bize yolladığı parayla ne yaptık biliyor musunuz? Yaklaşık 5 milyon lirayı kullandık, kartlara 600 ve 300 lira yatırarak bize başvuran vatandaşlarımıza tek tek dağıttık. Direkt nakdi yardım yaptık bunu da aynı şekilde yapacağız. Yazık günah ahlaka ve hukuka uymayan bir davranış. Vatandaşın parasına da bir şey olmaz bizim itibarımıza da bir şey olmaz. Bu para döner gelir bize, biz bunu yine vatandaşa dağıtırız olan sadece ihtiyacı olan vatandaşa o paranın geç gitmesi olur.

* Rahmetli Özal, "Halka hizmet hakka hizmettir" derdi. Bu hizmeti yasaklamak hakka hizmeti de yasaklamak anlamına gelmiyor mu?

Belediyelerin, 5393 No'lu yasaya göre devletimizin en uç noktadaki kılcal damarları olduğunu unutmayalım. Biz devletin bir kurumuyuz, Anayasa'nın bize verdiği yetkiyle vatandaşa hizmet etmek zorunluluğumuz var. Vatandaşın refahını mutluluğunu sağlamak zorundayız, vatandaş bizi bu yüzden seçiyor. Bizi 'Yerinde otur Ankara'dan birileri yapacak sen de uzaktan seyret' diye seçmedi. Biz kamu kurumuyuz. Sanki bunlar unutuldu sanki bir parti ya da bir kişi kurumun başındaymış gibi bir algı süreci yönetiliyor. Bunu tümü yanlış. Esas olan devletimizdir, esas olan bir vatandaşa bir faydanın bir hizmetin gitmesidir. Bizim ortaya koyduğumuz felsefe budur. O yüzden rahmetli Özal'ın dediği yüzde yüz doğru. Bizler 'İnsanını yaşat ki devlet yaşasın' diye kurulan bir imparatorluğun devamıyız.

* Eskişehir'de aşevinin parası bloke edildi. Muhtaç insanlara bir tas çorba bile çok görüldü. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı Hükümet Sistemi denilen yapıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?

Çok net olan bir şey var. Cumhurbaşkanının partisi olmaz. Hem bir partinin başkanı hem de Cumhurbaşkanı bu Türk halkına çok uygun bir süreç değil. Sağlık Bakanımız 'Pandeminin merkezi İstanbul' diye açıkladı. Biz de kaç aydır bunu söylüyoruz. Böyle bir ortamda daha senkronize, daha koordineli bir çalışma biçimini neden oluşturamıyoruz? Tek engeli var o bahsettiğimiz partili yönetim sistemi. Partili yönetim sistemi olmaz. Partili kisvesinden kurtulmalıyız. O bir saplantıya dönüşüyor ve o partizan ruh bütün kamu kurumlarına resmen enjekte oluyor ve orada iş üretmek mümkün değil.

* Sayın Cumhurbaşkanı sizi aradı mı telefonla, 'Ekrem Başkan, bir şeye ihtiyacınız var mı' diye?

Keşke arasa, insan o kadar mutlu olur ki. Ben karşımdakinin mutluluğunu görüyorum. Arasa ben çok mutlu olurum. Dünyanın birçok şehriyle görüşmeler yapıyorum. Bunların birçoğu büyük kentler Londra, Los Angeles, Paris, Lizbon, Milano, Seul, gibi şehirlerle görüşmeler yaptım. Birçoğu da ülke yönetimiyle farkı siyasi partilerden oluyor olmasına rağmen büyük bir çoğunluğu uyumlu bir çalışmadan bahsediyor. Biz boynumuzu büküyoruz hoş bir durum değil.

VATANDAŞIN BAĞIŞINA ENGEL OLAMAZLAR

* İçişleri Bakanı Soylu sizin için bir soruşma başlattı. Bu soruşturma için ifade verdiniz mi? Nedir bu soruşturmanın boyutu?

İfadelerimizi, savunmalarımızı verdik. İşin boyutu yapılan bu bağışların usule uygun olmadığı yönünde bir iddia. Soruşturma süreci devam ediyor. Bunun kanunu usulü var. Şartsız bağışınızı yapabilirsiniz. Vatandaşlar şu anda bağış yapıyorlar zaten engel olamazlar buna. Vatandaş 'Ben bağışımı sana vermek istiyorum' diyor. 'Şartsız bağış' diye kanunda yeri var. Bunu kabul etme yetkisi belediye başkanına aittir. 'Ediyorum' dediğiniz an bitmiştir.

* "650 bin kişi belediyeden yardım almak için başvurdu" dediniz. Bu 650 bin kişinin hepsi CHP'li mi? 650 bin kişi cezalandırılmış olmuyor mu?

Gayet tabii, bütün çabamızı bu yönde harcıyoruz. Valiliğe başvurduk. Önümüzdeki hafta için Olağanüstü Meclis çağrımız var. Bakalım Bakanlık nasıl bir karar alacak. İstanbul'da bütün iyiliğin yaygınlaşması için yardımlarla başladık, bağışlar var, şu anda 500 bin koli yardımımız sahada devam ediyor, 23 Nisan ile ilgili 100 bin çocuğa paket ulaştırdık. Bunların dışında 230 bin insana nakit yardım yapıyoruz. Dolaylı yoldan bizi 800 bin üzerinde aileye bu süreçte katkı sunmaya çalışıyoruz.

* Yatırımlarda bir aksama var mı?

Başta metro çalışmaları olmak üzere stratejik noktalardaki yatırımlarımızı sürdürüyoruz ama İstanbul'un çok dağınık bir yatırım haritasını devraldık. Zaten kötü bir finans yönetiminin toparlanma süreci içindeydik o bakımdan bazı yatırımları bu süreç içinde yapma şansımız yok ama aksatılmaması gereken makro ölçekteki yatırımlarımızı başta metro olmak üzere finans kaynağını oluşturduğumuz ya da kredi kaynağını oluşturduğumuz bu işleri devam ettirme konusunda kararlıyız.

AYNI MASAYA OTURABİLSEK SORUNLARIN YÜZDE 90'INI ÇÖZERİZ

* 16 Nisan öncesi olsaydı size "TBMM'den Başbakandan, hükümetten, Cumhurbaşkanından bir talebiniz var mı Sayın Ekrem İmamoğlu" derdim. Şimdi bu soruyu daha kısa sorma imkânım var Sayın Erdoğan'dan bir talebiniz var mı?

Olmaz mı? Birçok çağdaş ülke bu yönde atım atıyor. Bütün siyasi partileri masanın bir parçası yapıp, bu süreci bir seferberlik ruhuna dönüştürmeleri gerekir, seferberlik ruhu da masayı bütünleştirmekle olur, masaya gelmek isteyenleri kovarak süreç yönetilmez. Beklentim uzlaşı. beklentim 16 milyonluk kent başta olmak üzere yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, maddi olarak ek ödeme ihtiyacı var belediyelerin acil bir ulaşım şurası toplayarak yeni dönemde alınacak tedbirlerin nasıl bir ekonomik karşılığı var, nasıl bir merkezi desteğe ihtiyaç duyulabilir noktasında belediler olarak müşterek bir çalışma talebimiz var.

Aynı masaya oturabilsek, ülkemizin sorunlarının yüzde 90'ınını çözeriz ve yenidünya düzenine giden dünyanın en öndeki aktör ülkelerinden bir tanesi olabiliriz. Ama ne yazık ki bu dağınık bir sistemde siyasi kavganın gürültünün çok çıktığı üretimin az çıktığı bir ülkeye dönüşebiliriz. Benim Sayın Cumhurbaşkanından talebim budur. Kararlıyız bizi hiçbir dayatma, zorluk yıldıramaz. Sürece dair inancımız hâlâ yüksek. En büyük güvencemiz vatandaşımızın o güzel ruh hali, insani tarafı, iyi insan olma tarafı hep birlikte bunun altından kalkacağız. Biz de bu sürece tüm iyi niyetimizle tüm çalışkanlığımızla İstanbul ölçeğinde önderlik yapmaya devam edeceğiz. Allah hepimizin yardımcısı olsun, Allah milletimizi ve bütün insanlığı korusun.