İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) 2022 yılı bütçesini İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu açıkladı. İBB yatırım bütçesinin geçen yıla oranla iki katına çıkarılacağını söyleyen İmamoğlu, rakamları paylaştı ve kur krizi nedeniyle hükümeti uyardı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB’nin 2022 yılı bütçesinde gelirlerin 35 milyar TL, giderlerin de 43 milyar 650 milyon TL olacağını açıkladı. İBB’nin 8 milyar TL’lik finansman ihtiyacı var. 2022’de toplam 2 milyar TL kredi, 3 milyar 800 milyon TL de döviz borcu ödenecek.
BÜTÇENİN YÜZDE 42''Sİ YATIRIMA AYRILIYOR
İmamoğlu''nun açıklamaları şöyle oldu:
“Bütçemizden yatırıma, altyapı ve metro inşaatlarına 18 milyar 240 milyon TL ayrılıyor. Yüzde 42’si yatırımlara ayrılıyor. 2021 yatırım bütçemizi, oranlamayla baktığımızda ikiye katlıyoruz. Ağırlıklı olarak yatırım bütçesi olarak da tanımladığımızı hem meclis üyelerimize hem de vatandaşlarımıza duyurmak istiyorum” derken vatandaşlara yapılan yardımların da arttırılacağını duyurdu. Yerel yönetimlerin yatırımlarının 4’te 1’i İBB’ye ait.
“Vatandaşlara yapılan yardımlar 2017’de 1 milyar 77 milyon TL iken 2019’da 2 milyar 108 milyon TL’ye çıktı” diyen İmamoğlu, şöyle devam etti: “Pandeminin başlamasıyla 2020’de 3 milyar 139 milyar TL’ye yükseldi. Bu yıl sonunda da bu rakam, 3 milyar 840 milyon TL’ye ulaşacak. 2022’de ise sosyal yardım bütçe hedefi olarak 4 milyar 98 milyon TL olarak belirlendi. İBB gelirlerinin yüzde 9,4’ünü ihtiyaç sahibi vatandaşlara ayrılan sosyal yardımlar oluşturuyor.”
İç kredi borçlarını Eylül 2021 itibariyle 3 milyar 182 milyon TL’ye indirdik. Dış kredi borcumuz 2 milyar 544 milyon TL’dir” diyen İmamoğlu, bundan sonraki konuşmasını kur krizine ayırdı: “Borcun 2 milyar TL’si bizden önceki dönemden kaldı. 2019’da 6,6 olan Euro bugün 14,5 civarındadır. 2,5 yılda kötü ekonomi yönetiminin ek faturası 20 milyar TL’yi aşmıştır. Bir yılda yapacağımız toplam yatırımlara denk gelen rakam, hatta biraz fazlası. Ekonomiyi yönetmek ilgi ister, liyakat ister. Ancak uzun bir süredir faizleri düşürerek kuru yükseltmeye çalışıyoruz. Güya bu yolla ihracat artacak, cari açık kapanacak. Bunun adına da yeni ekonomi programı diyorlar. Kurun yükselmesi ve TL’nin erimesi hükümeti yönetenlere göre ülkenin önündeki yegane çözüm anahtarı. Ama piyasa aktörlerinin tamamı, iktidarın yanlış yaptığını söylüyor.”
“Son üç ayda Türkiye’nin toplam dış borç yükü 1 trilyon 740 milyar TL arttı”
"SON ÜÇ AYDA TÜRKİYE''NİN TOPLAM DIŞ BORÇ YÜKÜ 1 TRİLYON 740 MİLYAR LİRA ARTTI"
“Hepimizin gözleri önünde son üç ayda politika faizini üç kez düşürdüler. Bu akıl dışı politikanın sonucu dolar önce 8,89’a, sonra 9,59’a sonra 12,7 TL’ye fırladı. Her 1 liralık döviz artış dış borç yükünü 450 milyar TL’ye kadar çıkardı. Sadece son üç ayda Türkiye’nin toplam dış borç yükü 1 trilyon 740 milyar TL arttı. Bu sabah doğan bir bebek bile 20 bin TL’lik ek dış borçla doğdu. Malesef ama malesef kötü ekonomi yönetiminin sonucudur bu. Döviz kuru yüzde 45 arttı. Merkez Bankası’nın faizi düşürmesi, devlet tahvillerinin faizini düşürmek bir yana yükseltiyor. Enflasyonun ne kadar arttığını ise önümüzde cuma göreceğiz. Gülünecek durumda değiliz. Bugünkü ekonomiyi konuşmazsak, özellikle genç kardeşlerim dinlemezseniz kamunun yönetim anlayışına dair özgür ve bağımsız fikirlere sahip olamazsınız. Ekonomi okumuş, 30 yıllık ticaret hayatı olan bir insanı dinlerken birkaç kelime alırsanız mutlu olacağım. Asgari ücret 200 dolara inmek üzere.”
“Kıymetli AKP’li meclis üyesi arkadaşlarım 20 yıla yakındır ülkeyi yönetiyorsunuz. Eksileriniz artılarınız, faydalarınız zararlarınız oldu. Ama ülkenin devraldığınız ekonomi tablosunda kişi başına milli geliri 11 binlerden kıvanç duyulan anları anlattıktan sonra bugün 5 binin altına inmesini yorumlamayacak mısınız? Üzülmüyor musunuz? Keşke 13 bin, 14 bin olsa. Benim içim yanıyor. Siz polemik konuşması yapıyorsanız takdirinize bırakıyorum.”
''EKONOMİ BÖYLE YÖNETİLİRSE BÜTÇEMİZİ REVİZE ETMEK ZORUNDA KALABİLİRİZ''
Görevde oldukları 30 ayda, kente ve İBB’ye aynı ölçüde değer kazandırdıklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Belediyemizin kurumsal yapısını dönüştürdük. Özgürlükçü, eşitlikçi, çoğulcu ve kapsayıcı bir çalışma ortamı yarattık. Sosyal ve kültürel açıdan çok boyutlu, çok dinamik bir kurumsal kimlik oluşturduk. Bu kurumsal yapıyı, şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri ile aydınlatıyoruz; bu ilkelerin ışığında önümüzü görüyoruz. Bu ilkelerimiz sayesinde yaptıklarımızdan ve kendimizden eminiz. Bugün burada sizlere sunduğumuz 2022 yılı bütçesini de bu ilkeler ışığında hazırladık. Ama ekonomi böyle yönetilir ve döviz kurları artmaya böyle devam ederse, bütçemizi kısa süre sonra revize etmek zorunda kalabiliriz. Umuyorum ki, buna mecbur kalmayız” ifadelerini kullandı.
''MERKEZ BANKASI YÖNETİMİNİ BAĞIMSIZLAŞTIRMALISINIZ''
İmamoğlu, son olarak şunları söyledi:
“Ülkenin yönetimini tek bir kişiye değil liyakate, kurumsal mekanizmalara emanet etmelisiniz. Siyasi iktidarlar değişse de Merkez Bankası yönetimini bağımsızlaştırmalısınız. İstanbul, Türkiye’nin ithalatının da ihracatının da yüzde 60’ına sahip. Türkiye ekonomisinin yüzde 50’si İstanbul’da, sanayisinin yüzde 60’ı İstanbul ya da yakın çevresinde. İstanbul’u yönetecek kişi bunları hissetmeyecek biçimdeyse onun anlatacağı bütçeden bir şey olmaz. Bunu dert etmeyen meclis üyesi varsa ona Allah yardım etsin, seçene de Allah yardım etsin.”