Ekrem İmamoğlu davası için 3 önemli isim rapor hazırladı. Rapor her şeyi değiştirecek nitelikte

Ekrem İmamoğlu davası için 3 önemli isim rapor hazırladı. Rapor her şeyi değiştirecek nitelikte

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na açılan “ahmak davası”nın duruşması öncesi avukatları, dosyaya kritik bir mütalaa sundu. üç önemli isminin hazırladığı mütalaada, İmamoğlu’nun sözlerinde hakaret suçu olmadığı ifade edildi. Yargılama süreci de eleştirildi.

Cumhuriyet’te Barış Terkoğlu’nun haberine göre; İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun kamu görevlilerine hakaret suçlamasıyla yargılandığı davada, avukatı Kemal Polat, üniversitelerin hukuk fakültelerine bilimsel görüş için başvurdu.

Dekanlıkların görevlendirmesiyle, hukuk dünyasının yakından tanıdığı ve pek çok kanunun hazırlanmasında katkısı olan üç profesör, bir rapor hazırladı.

İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Adem Sözüer, Marmara Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Gökçen, Ankara Üniversitesi’nden Prof. Dr. İzzet Özgenç’in hazırladığı mütalaada şu sonuca varıldı:
“Ekrem İmamoğlu’nun dava konusu sözleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde,
seçimlerin iptaline yönelik eleştiri niteliğinde olduğu,
ptal kararı veren veya verdirenleri küçük düşürmeye, toplumdaki saygınlıklarını rencide etmeye matuf olmadığı açıkça görüldüğü,
bu nedenle dava konusu olayda hakaret suçunun unsurları itibarıyla oluşmadığı kanaatindeyiz.”

HEDEF SOYLU, HAKARET YOK

Üç hukuk profesörü, İmamoğlu’nun Soylu’ya yanıtında kullandığı “ahmak” ifadesini de irdeledi. Soylu ile İmamoğlu arasındaki söz düellosunu kelime kelime inceleyen Sözüer, Gökçen ve Özgenç; İmamoğlu’nun sözlerinin muhatabının YSK üyeleri değil İçişleri bakanı olduğu kanaatine vardı. Öte yandan söz konusu konuşmanın bütünü incelendiğinde, “ahmak” kelimesinin YSK üyelerini rencide etmek niyetiyle kullanılmış bir hakaret olmadığı ifade edildi. “Bir konuşma veya yazıda geçen bazı sözcükler metnin arasından seçilerek, bağlamından kopartılarak değerlendirilemez” denildikten sonra İmamoğlu’nun konuşmasının tamamı yorumlandı:

“Açıklamanın başında ve devamında İçişleri bakanı başta olmak üzere siyasi iktidarın seçimlerin iptalinde sorumluluklarının bulunduğuna vurgu yapılmakta ve bu durum ahmaklık,
yani akıl tutulması olarak nitelendirilmektedir.
Bir bütün olarak değerlendirildiğinde, ister İçişleri bakanına isterse seçim kararını iptal eden YSK üyelerine yönelik olsun,
eleştiri mahiyetinde sözler olarak kabul edilmek gerekir.”

BENZER DAVALAR CEZASIZ

Yargıtay’ın daha önce benzer davalarda, kamu görevlilerine yönelik tepkilerde kullanılan sözlere dair verdiği kararları da inceleyen profesörler, suçun işlenmediği sonucuna vardı: “Bu içtihatlar ışığında dava konusu olay değerlendirildiğinde,
İBB seçimini kazanan sanığın, seçimin iptaline yönelik karar tepkisi, herkesten daha fazla sert olabilecektir.
Yine sanığın bir siyasi kişi tarafından kendisine açıkça ahmak denilmesinin karşılığında,
buna bir tepki olarak aynı sözlerle karşılık vermesi de somut olgu temeline dayanan eleştiri olarak kabul edilmek gerekir.”

Daha önce de 7 ayrı bilim insanının suçun oluşmadığına ve Soylu’nun ahmak kelimesinin iadesinden ibaret olduğu vurgulanmıştı.

İlgili Haberler