Ekrem İmamoğlu 5 yılda 1.019 ayrı teftiş ve denetimden geçtiklerini açıkladı. 'Hepsinden alnımızın akıyla çıktık'

Ekrem İmamoğlu 5 yılda 1.019 ayrı teftiş ve denetimden geçtiklerini açıkladı. 'Hepsinden alnımızın akıyla çıktık'

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, yaptığı açıklamada,“Ne yaptıysak, hukuk ve dürüstlük içerisinde yaptık. O nedenle, 5 yıl boyunca, tam 1.019 teftiş ve incelemeden alnımızın akıyla çıktık. Ülkemizin tarihinde, hiçbir belediyeye karşı böylesine bir teftiş dönemi ve teftiş süreci yaşatılmamıştır. Bu bir rekordur” ifadelerini kullandı.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, 2023 yılı “Faaliyet Raporu Sunumu”nu gerçekleştirdi. İmamoğlu, Meclis Başkanvekili Nuri Aslan’ın yönettiği toplantı öncesinde CHP, AKP ve MHP gruplarını ziyaret etti.

"İSTANBUL’UN GEÇMİŞTEN BUGÜNE GELEN BÜYÜK SORUNLARINA ÇÖZÜMLER ÜRETTİK"

Saraçhane’deki Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantıda konuşan İmamoğlu, “Önceki yıllarda olduğu gibi, 2023 de bizim için, her günü hizmetle, icraatla, yatırımla dolu bir yıl olması gurur vesilemiz olmuştur. Bir yandan, İstanbul’un geçmişten bugüne gelen büyük sorunlarına çözümler ürettik, bir yandan da şehrimizi geleceğe hazırladık. Ne yaptıysak ortak aklın, bilimin yol göstericiliğinde, hemşerilerimizin ihtiyaç ve taleplerine uygun olarak yaptık. Siyasi hesaplarla hiçbir zaman davranmadık. Asla belirli kişi ve grupları koruyup kollama anlayışı içerisinde de olmadık. Olmamaya da devam edeceğiz. Her zaman çok çalışkan, gayretli ve adaletli olduk. Gayretli ve adaletli olmanın İstanbul’a bereket getireceğini bilen bir ekibiz” ifadelerini kullandı.

ekrem-1.jpeg

“NE YAPTIYSAK, HUKUK VE DÜRÜSTLÜK İÇERİSİNDE YAPTIK”

“2023, bu inancımızın kanıtlandığı bir yıl oldu” diyen İmamoğlu,

"Ne yaptıysak, hukuk ve dürüstlük içerisinde yaptık. O nedenle, 5 yıl boyunca, tam 1.019 teftiş ve incelemeden alnımızın akıyla çıktık. 1.019 teftiş ve incelemenin bir Türkiye rekoru olduğunu da burada sizlerle paylaşmak zorundayım. Ülkemizin tarihinde, hiçbir belediyeye karşı böylesine bir teftiş dönemi ve teftiş süreci yaşatılmamıştır. Bu nedenle bu, bir rekordur. Ama şunu söyleyeyim: Milletimiz biliyor ki; benzeri görülmemiş yoğunluktaki bu teftişler, bize yönelik itibarsızlaştırma çabalarının bu şekilde yönetilmesi, yönlendirilmesi, beklenilen sonucu vermemiştir. Yeni dönemde bu tür tavır ve davranışların işe yaramadığının ve buna dönük hamlelerin yapılmasının, en azından kasıtlı süreçlerin işletilmesinin doğru olmadığını, karar alanları dahi zor durumda bıraktığının farkına varılacağını ve ders çıkarılacağını umuyorum" ifadelerini kullandı.

ekrem-2.jpeg

İmamoğlu, konuşmasının devamında şunları söyledi,

“İLGİLİ MAKAMLARA, KONU İSTANBUL OLDUĞUNDA, KOŞA KOŞA GİTMEYE HAZIRIZ”

23 Haziran 2019 İstanbul seçimleri, milletin iradesini yok saymaya kalkanlar için ibretlerle doluydu. 31 Mart 2024 seçimleri de yerel yönetimleri ‘bizden olan ve olmayan’ diye ayırmanın, ‘Bizim adaylarımıza oy vermezseniz hizmet alamazsınız’ demeyenlerin, bu anlamda milleti tehdit etmeyenlerin kendisinden kabul etmediği kişileri ya da kurumları, kuruluşları cezalandırma anlayışıyla hareket etmeyenlerin ve buna karşı duranların, açık ve net ifade edeyim, kazandığı bir seçim olmuştur. O bakımdan bu ve benzeri davranışları ya da bu dili kullananlar açısından da ibretlerle dolu bir seçim olmuştur 31 Mart 2024 seçimi. Milletin verdiği dersin, umuyorum ki anlaşılacağını ve herkesin bu anlamda gereğini yapacağını umut ederim. Merkezi hükümetle, yerel yönetimler arasında hizmet üretme ve sorun çözmeye odaklı, uyum ve işbirliğini hedefleyen yeni bir anlayışın en üst seviyede hakim olmasını diliyorum. Biz bu yolda, her zaman olduğu gibi, dünden hazırız ve üzerimize düşen görevi yapmaya hazırız. Ve üzerimize düşen görevi, en üst seviyede yapmaya, ilgili makamlara, konu İstanbul olduğunda, koşa koşa gitmeye hazırız.

ekrem-3.jpeg

“YAPTIĞIMIZ DEVASA İŞLERİ KÜÇÜK GÖRMEYE, YOK SAYMAYA VE HATTA BİRKAÇ ADIMA SIĞDIRMAYA KALKAN SİYASET ANLAYIŞI 31 MART’TA TARİHE GÖMÜLMÜŞTÜR”

2023, Büyükşehir Belediye yönetiminin icraatçı ve halkçı karakterinin daha da iyi görüldüğü, daha da güçlü hissedildiği bir yıl oldu. Sosyal adaletin sağlanmasına katkıda bulunmak amacıyla, ‘kente özen ve insana saygı’ anlayışıyla uyguladığımız halkçı politikaların, ne kadar doğru ve etkili olduğunu hep birlikte yaşadık ve gördük. Son derece yoğun, yenilikçi, özenli sosyal politikalarla büyük bir fark yarattık, güçlü bir model oluşturduk. ‘İstanbul Modeli’ni her alana yaydık. 2019’da ‘Sosyal destekleri kesecekler’ diye aleyhimizde kara propaganda yapanların, bu durumdan gerekli dersi çıkarmalarını ve artık yeni bir siyaset mücadelesi ve dilini benimsemelerini diliyorum. Metro yapımında ulaştığımız olağanüstü başarılarla, gerçekleştirdiğimiz büyük çevre ve altyapı yatırımlarıyla, icraatçılık vasfımızı da çok net bir şekilde milletimizin huzurunda ortaya koyduk. Yaptığımız devasa işleri küçük görmeye, yok saymaya ve hatta birkaç adıma sığdırmaya kalkan siyaset anlayışı da 31 Mart’ta artık tarihin sayfalarına gömülmüştür.

ekrem-4.jpeg

“MECLİS ÜYELERİ HUZURUNDA SÖZ VERİYORUM”

Hakikat üzerinden ve sadece vatandaşın menfaati gözetilerek yapılacak muhalefete, bilimsel ve sağduyulu eleştirilere, tüm yöneticilerin ihtiyacı vardır. Yeni dönemde, Meclisimizin de bu açıdan ve bu bakış açısıyla çok doğru ve güzel bir sınav vermesini diliyorum. Bu kapsamda, sadece bu mecliste muhalefet edenlere ya da muhalefet görevini elde edenlere değil, iktidar olduğunu düşünen Cumhuriyet Halk Partisi grubuna da benzer yönde tavsiyelerimi yapmaktan hiçbir zaman çekinmedim, çekinmeyeceğim. Zira katılımcı bir modelin daha fazla kapsayıcı, daha fazla bir arada iş üretme, daha fazla birbiriyle diyalog kurarak, işleri ilgili komisyonlarda konuşma, görüşme noktasında 39 ilçe belediyesiyle eş güdüm şeklinde çalışma bilincinin, her belediyeye yansıtılması noktasında, işbirliği seviyesini en üst seviyeye taşıma noktasında da ben üzerime düşenleri yapmaya, burada bütün Meclis üyeleri huzurunda söz veriyorum. Benzer uygulamaları da yine başta Cumhuriyet Halk Partisi grubu olmak üzere, burada bulunan bütün siyasi parti gruplarının da vermesi gerektiğinin altını çiziyorum.

ekrem-5.jpeg

“İSTANBUL’UN YOL HARİTASINI HAZIRLAYAN İSTANBULLULARDIR”

Faaliyetlerimizi 10 başlık altında özetlemeye çalışacağım. Bu 10 başlık, aynı zamanda bizim İstanbul’a kazandırmaya ya da güçlendirip pekiştirmeye çalıştığımız özelliklerdir. Bu başlıkların her biri, İstanbul’u refaha ve mutluluğa kavuşturacak yol haritasının önemli parçalarıdır. Biz, kendimizi bu yol haritasını harfiyen uygulamakla yükümlü görüyoruz. Ama haritayı belirleyen biz değiliz. İstanbul’un yol haritasını ya da tam adıyla söyleyecek olursak, gerek ‘İBB 2020 – 2024 Stratejik Planı’nı ve gerekse ‘İstanbul Vizyon 2050 Strateji Belgesi’ni hazırlayan İstanbullulardır. Vizyon 2050 Strateji Belgesi, farklı uzmanlık alanlarından bilim insanları, sivil toplum örgütleri, kamu ve özel sektör temsilcileriyle, gündeminde İstanbul olan paydaşların katılımıyla, 2 yıldan fazla bir sürede hazırlandı. Tam anlamıyla katılımcı, ortak akla ve rızaya dayanan bu belgede, 20.000’den fazla İstanbullunun etkin emeği vardır.

ekrem-6.jpeg

“BİZE EMANET EDİLEN BÜTÇEYİ NASIL KULLANDIĞIMIZIN HESABINI VERMEK İSTİYORUM”

İstanbullularla belirlediğimiz hedefler doğrultusunda neler yaptığımıza geçmeden önce, bize emanet edilen bütçeyi nasıl kullandığımızın hesabını sizlere vermek istiyorum. Göreve geldiğimizde, ‘Mali disiplin ve adil kaynak dağılımı esasına dayanan bütçe disiplinimiz, bizim için önemli bir kalite göstergesidir” demiştik. İBB, bu anlayış içinde, 2023 yılında da adil ve disiplinli bütçe yönetimi sayesinde başarılı bir finansal performans sergilemiştir. 5 yıllık dönemimizde; 101 milyar 745 milyon TL yatırım yaptık. Hane halkına 33 milyar 425 milyon TL'lik cari transfer gerçekleştirdik. 115 milyar 380 milyon TL ile ulaşımı destekledik. Çevre için 31 milyar 540 milyon TL kaynak kullandık. Sağlık ve sosyal hizmetler için kullandığımız kaynak 25 milyar 475 milyon TL. Spor, kültür, eğitim hizmetlerimiz için gerçekleştirdiğimiz harcamalarımızın toplamı 19 milyar 645 milyon TL. 37 milyar 545 milyon TL raylı sistemlerimize sermaye yatırımı yaptık. Fen İşleri eliyle 29 milyar 945 milyon TL sermaye yatırımı gerçekleştirdik. Yol yapım ve bakımı için gerçekleştirdiğimiz harcama, 14 milyar 355 milyon TL. Ulaşımı bu dönemde 21 milyar 415 milyon TL ile sübvanse etmek durumunda kaldık.

“ALTERNATİF FİNANSMAN KAYNAĞI YARATMA KONUSUNDA ÜLKEMİZE ÖRNEK OLDUK”

Bütün bunları, ülke yönetiminin akıl dışı ekonomi politikalarının yol açtığı anormal seviyedeki kur ve fiyat artışlarına rağmen gerçekleştirdiğimizin de altını çizmek istiyorum. Kaynaklarımızı doğru yönettiğimiz için hem borçlandığımızdan daha fazla borç geri ödemesi yaptık hem de İstanbul’un her yanında ciddi ve büyük yatırımları bu süreç içerisinde gerçekleştirdik. Alternatif finansman kaynağı yaratma konusunda ülkemize örnek olduk. Belediye olarak, yerel yönetimlerde Türkiye’de bir ilki gerçekleştirerek, uluslararası standartlarda ‘Yeşil Finansman Çerçeve Metni’ni hazırladık ve yayınladık. Bu doğrultuda, yalnızca ülkemizin değil, bölgenin de ilk yerel ‘Yeşil Bono’sunu ihraç ederek, yerel yönetimlere alternatif finansman konusunda çok örnek bir işi başardık. Göreve geldiğimiz 2019 Haziran’ından bu yana iç ve dış borç geri ödemelerinde çok yüksek bir performans sergiledik. Pandemiye, her türlü kesintiye ve makro ekonomik çöküşe rağmen, İBB’nin borçlarını, döviz cinsinden azalttık. Bu zor koşullarda ve zor dönemde, bütçemize kesinlikle bereket getirdik.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın, İBB’ye devrettiği hatların paralarını, önceki dönemlerde uzun yıllara yayarak, kendilerinden ise 10 gibi kısa bir sürede tahsil ettiğini hatırlatan İmamoğlu konuşmasına şöyle devam etti:

“BU UYGULAMA, KAMU VESAYET GÜCÜNÜN, PARTİZAN VE VİCDAN DIŞI BİR UYGULAMASIDIR”

Bu anlamdaki işler, 10 ayda geri ödediğimiz işler, daha önce 16 yıl, 17 yıl, 18 yılda geri ödemesi planlanan işlerdir. Yani 16’yı, 18’i, 20’yi; 12’yle çarpın. Yaklaşık 240 ay yapar. Bizden ise 10 ayda geriye ödemesi alınarak, tahsil edilmiştir. Bu garabeti sergiledikleri, bir gerçektir. Bunun altını çizmem lazım. Bir başka örneği de görülmemiş bir durumdur. Bu uygulama, gerçekten kamu vesayet gücünün, partizan ve vicdan dışı bir uygulamasıdır. Kelimenin tam anlamıyla, kesinlikle ve kesinlikle, görevi kötüye kullanmaktır. Biz kendimiz, aynı ihaleleri, belki çok düşük fiyata, çok daha uzun vadeye ve çok daha standardı yüksek şekilde yapabilecekken, hükümetimizin bu adaletsiz uygulamasını, milletimizin dikkatine tekrar sunuyorum. Bu anlamda da geri adım atılmasını ve bu işin düzeltilmesini, İstanbul halkı adına tekrardan talep ediyoruz. Ve insaf düzeyini aşan, gerçekten vicdanen değerlendirildiğinde, bir kamu finansmanı vesayeti şeklinde yorumlanan bu uygulamaya son vermesini diliyorum.

10 HEDEFİ AÇIKLADI

Bize emanet edilen kamu kaynaklarını, kamu yararı ve mali disiplin esaslarını gözeterek, 2050 Vizyonu çerçevesinde belirlenen şu 10 hedefe ulaştırmak için harcamaya devam edeceğiz:

Adil İstanbul

Ulaşılabilir İstanbul

Yeşil İstanbul

Yaratıcı İstanbul

Tarihi Mirasa Sahip Çıkan İstanbul

Afetlere Dayanıklı İstanbul

Olimpik Kent İstanbul

Girişimcilik ve Teknoloji Kenti İstanbul

Gıda ve Su Güvenliğini Sağlayan İstanbul

Özgür, Demokratik ve Lider İstanbul.”

Tüm başlıkların altını detaylı bir şekilde dolduran İmamoğlu, iştirak şirketlerinin mali durumlarına da ayrı paragraf açtı ve şu bilgileri paylaştı:

“2023 YILINI, BELTUR VE METRO İSTANBUL DIŞINDAKİ 28 ŞİRKETİMİZİN TAMAMI KARDA KAPATMIŞTIR”

İştirak şirketlerimizin satış gelirleri, 2023 yılında, 2018 yılına kıyasla, 6,1 kat artarak, 109 milyar TL olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında vergi öncesi kar, 2018 yılına kıyasla 4 katına yakın artarak, 4,9 milyar TL gerçekleşmiş olup, vergi öncesi karlılık yüzde 4,5’tur. 2023 yılında yatırımlar, 2018 yılına göre yaklaşık 6 kat artarak, 4 milyar TL seviyesinde gerçekleşmiş, şirketlerin öz kaynakları da 2018 yılına göre 11 kat artarak, 107 milyar TL’ye ulaşmıştır. Şirketleri devraldığımız 2019’un ilk yarısı sonunda 14 şirket zarardayken, bu şirketler verimli ve etkin yönetim ile karlı hale getirilmiş olup, 2023 yılını, BELTUR ve Metro İstanbul dışındaki 28 şirketimizin tamamı, karda kapatmıştır. Bu sonuçta, sundukları hizmeti yüksek enflasyona rağmen vatandaşa makul fiyatlarla arz etme politikasının önemli bir etkisi olduğunun altını çizmek gerekir. BELTUR’un zarar etmesinde, EYT kaynaklı 61 milyon TL kıdem tazminatı yükü, ayrıca Galata Kulesi’nin ve Devlet Hastaneleri’nin BELTUR’dan alınmasının etkili olduğunun altını çizmek gerekir. Metro İstanbul’un karlılığı ise, bilet fiyatlarının ve belirlenen sübvansiyon tutarlarının, enflasyon kaynaklı maliyet artışlarının mecliste karşılanmamasından kaynaklı olduğunu da belirtmekte fayda var.

“HESAP VERMEYE YANAŞMAYAN ANLAYIŞA SON VERDİK”

Buraya kadar, 2023 yılı faaliyetlerimizi sayılarla, verilerle özetlemeye çalıştım.100 bine yakın kişinin emek verdiği, ülkemizin en büyük kamu kurumlarından biri olan İBB’nin şehrimize katkılarını, sadece sayılar üzerinden anlamak ve anlatmak mümkün değil elbette. Birlikte yaşam kültürü, kentlilik ve vatandaşlık bilinci, yöneticilik ahlakı gibi değerler açısından da bu şehre köklü dönüşümler yaşattığımız bir dönemi geride bıraktık. Örneğin; adalet kavramının kentsel yaşamın temellerinden biri olarak görülmesini sağladık. İmkansızlıklar nedeniyle süt içemeyen, okul öncesi eğitim alamayan çocukların; öğle yemeklerini çoğu zaman geçiştirmek durumunda kalan işçilerin, öğrencilerin, emeklilerin yaşadıklarını, büyük bir adaletsizlik olarak gördük ve ortadan kaldırmak için gayret sarfettik, sarfetmeye devam edeceğiz. Hesap vermeye yanaşmayan, kamu kaynaklarını vicdansızca kullanan, vatandaşın yönetime demokratik katılımına engeller koyan anlayışa bu dönemde son verdik.

“YAPMADIKLARIMIZ”

Kamuya ait binaların, meydanların, sahillerin, yeşil alanların vatandaşların kullanımından kaçırılıp, belirli kişi ve gruplara tahsis edilmesini, büyük bir adaletsiz olarak gördük ve bununla mücadele ettik, etmeye devam edeceğiz. Kadınların çalışma hayatından dışlanmasını, tüm inanç gruplarına eşit hizmet verilmemesini, siyasi görüşleri, kökenleri, yaşam tarzları nedeniyle, hemşerilerimizin eşit hizmet alamamasını bir adaletsizlik olarak gördük ve gidermek için çok çalıştık. Halkçı belediyecilik anlayışıyla yaptıklarımızın asla bir lütuf olmadığını, bu şehrin asıl sahibinin 16 milyon İstanbullu olduğunu bilerek hizmet ettik. Yöneticiliğin; en temelde, milletin parasını millete vermekten, halka ait olanı halkın kullanımına sunmaktan ibaret bir iş olduğunu bilerek hizmet ettik ve bunu her zaman vatandaşlarımıza anlattık. Sadece yaptıklarımızla değil, yapmadıklarımızla da İstanbul’a hizmet ettik. Örneğin; partizanlık yapmadık. Kişiye, parsele özel imar düzenlemeleri yapmadık. Çevreye zarar verecek tek bir projeyi hayata geçirmedik.

“İSTANBUL’DA, 2019’DAN BERİ BİR ZİHNİYET DEVRİMİ YAŞANIYOR”

İstanbul’da, 2019’dan beri, bir zihniyet devrimi yaşanıyor. Kentli olmanın, vatandaş olmanın, yönetici olmanın anlamı yeniden tanımlanıyor. Siyasetin anlamı ve işlevi, yeniden tanımlanıyor. İstanbullular bu gerçeği, bizzat yaşayarak gördüler ve bu siyaset anlayışının devamı yolunda güçlü bir onay verdiler. Bu anlayışın kök salması için bize ‘tam yol ileri’ emrini verdiler. Biz her zaman, her ortamda, meydanlarda söyledik. Bu emri veren halkımızın, zaten emir vermekte tek yetkili kurum olduğunu söyledik, söylemeye devam edeceğiz. Emri halkımızdan alacağız. Yeni dönemdeki sorumluluğumuzun ne kadar büyük ve ağır olduğunun farkındayız. Artık biz, bu süreçten sonra, kendi kendimizin rakibiyiz. Bizden önceki 25 yıllık dönemin değil, geçtiğimiz 5 yılın performansını artırmak zorunda olan bir ekibiz. Bu, ulaşılması daha zor ve daha büyük bir hedeftir. Ama biz de artık çok daha tecrübeli, çok daha iddialı ve kararlıyız. Deneyimli kadrolara sahibiz. 16 milyon İstanbullunun iradesiyle, sevgisiyle, desteğiyle çok daha güçlü ve inançlıyız.

“DOĞRU YOLDA YÜRÜMEMİZİ SAĞLAYAN 16 MİLYON İSTANBULLUYA ŞÜKRANLARIMI SUNUYORUM”

Eminim ki, Belediye Meclisi’mizde muhalefet görevini üstlenen değerli arkadaşlarımız da İstanbulluların sandıkta verdiği mesajı en doğru şekliyle anlamışlardır. İnanıyorum ki, bu kadim şehre hizmette birlikte, çok doğru ve güzel işlere imza atacağız ve hemşerilerimizin gönlünde çok müstesna bir yere hep birlikte sahip çıkacağız. Bu inançla, yaptığımız her işe emekleriyle can veren, ruh katan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm kademelerindeki mesai arkadaşlarıma ve ailelerine çok çok teşekkür ediyorum. Geçtiğimiz dönemde birlikte çalıştığımız, tüm değerli Büyükşehir Belediye Meclis üyelerimize buradan teşekkürlerimi iletiyorum. Şehirlerine ve haklarına sahip çıkarak bizi yönlendiren, doğru yürümemizi sağlayan ve bizimle beraber İstanbul'un muhafızı olmaya devam eden 16 milyon İstanbulluya şükranlarımı sunuyorum

İlgili Haberler