Ekonomist Neslihan Vural: "Enflasyon zamları gelecek"

Ekonomist Neslihan Vural: "Enflasyon zamları gelecek"

Ekonomist Doç. Dr. Neslihan Vural, artan enflasyonun etkisinin bir iki ay içerisinde daha net anlaşılacağını ve üretim ekonomisine geçilmemesi halinde krizlerin devam edeceğini savundu.

Süha Çardaklı / YENİÇAĞ

Ekonomist Doç. Dr. Neslihan Vural, TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarını ve ülkenin içerisinde bulunduğu ekonomik tabloyu Yeniçağ'a değerlendirdi.

Dolar kurundaki sert yükseliş nedeniyle enflasyonun artmaya devam edeceğine dikkat çeken Vural, bu gelişmelerin ülkedeki işsizlik oranına olumsuz yönde etki edeceğini savundu.

Vural, ekonomik daralmanın 2019-2020 yıllarında da devam edeceğini ifade etti ve krizden korunmak için tasarrufa yönelip harcamalara dikkat edilmesi gerektiğine vurgu yaptı.

Üretim ekonomisine geçilmemesi halinde daha büyük krizlere yol açılacağını söyleyen Doç. Dr. Neslihan Vural'ın açıklamaları şöyle: 

ENFLASYON ETKİSİNİ BİR İKİ AY İÇİNDE GÖSTERECEK

"Bilindiği gibi TÜİK dün enflasyon rakamlarını açıkladı. Buna göre bir yıllık enflasyon yüzde 24.52 olarak gerçekleşti. Peki fiyatlar genel düzenindeki 24.52'lik artış son nokta mı? Bu artışın üzerine yeni fiyat artışlarını görecek miyiz? Buna cevap ne yazık ki evet. Çünkü son 1 yılda yüzde 71 oranında kur artışı gerçekleşti. Dolayısıyla yüzde 71'lik kur artışının fiyatlar genel düzeyine yansıması henüz tam olarak gerçekleşmedi. Bunun gerçekleşmesi için birkaç ay süreye daha ihtiyaç var ne yazık ki.

Dolayısıyla enflasyon giderek artmaya devam edecek. Peki enflasyon arttığında ülkemizde nasıl ekonomik sorunlarla karşılaşacağız? Aslında en temel sorunumuz enflasyon ancak enflasyonun sebep olduğu diğer makro ekonomik problemler de küçümsenmeyecek kadar büyük.

Neler bu sorunlar? Enflasyon fiyatlar genel düzeyinin yukarı doğru gidişidir. Dolayısıyla fiyatların artışıyla birlikte insanlarımız eskiden tükettiği, satın aldığı ürünleri alamıyor olacaklar. Dolayısıyla bir fakirleşme söz konusu olacak. Paramız değer kaybediyor olacak ve ürünler rafta kalacak."

HER DÖRT GENÇTEN İKİSİ İŞSİZ KALACAK

"Peki ürünler raflarda kalınca ne olacak? Bu bir domino etkisi. Ürünler raflarda kaldıktan sonra ise bu ürünleri üreten firmalar üretim düzeylerini düşürecekler. Bir fabrika ne kadar az üretim yaparsa o kadar az işçiye ihtiyaç duyar. Dolayısıyla da aslında enflasyonun sebep olduğu en temel problem olan işsizlik ki zaten yüzde 10 barajını yukarıya kırmış durumda, bu işsizlik artmaya devam edecek. Genç işsizlikte şu an 4 gençten biri işsiz iken belki de her 4 gençten 2 tanesi işsiz olacak ülkemizde ne yazık ki."

2019-2020 YILLARINDA DA EKONOMİK DARALMA DEVAM EDECEK

"Bu durum nasıl düzelir? Bu durumun düzelmesi için ne yapılabilir? Ya da bu süreç ülkemizde ne kadar sürecek? Benim tahminim bu süreç ne yazık ki 2019-2020 yıllarında da ekonomik daralmayla birlikte devam edecek. Bireysel olarak kendimizi ekonomik krizlerden ve bu bunalımlardan korumak için neler yapmalıyız bu ekonomik daralma varken? Mümkün mertebe nakitte kalmalıyız, tasarrufa yönelmeliyiz ve harcamalarımıza dikkat etmeliyiz, bilinçsizce yapılan tüketimden kaçmalıyız. Bu şekilde ancak korunabiliriz."

EN BÜYÜK SIKINTI...

"Çalışan ücretli insanlar için en önemli sıkıntı, devletin paraya ihtiyacı olacağı için vergi oranlarında artışlar gelecek, dolayısıyla bu en çok ücretli çalışanları etkilediği için mümkün mertebe işsizlik sigortası yaptıralım bunun dışında bireysel olarak yapabileceğimiz çok da bir şey yok. Toplumsal olarak tabii ki var. Devletin, hükümetin yapması gereken yatırımlar var ve onlar da açıklandığı üzere kemer sıkma politikasına geçtiler. Bu politika gereği aslında mali sıkılaşma uygulanacak. Enflasyonun olduğu dönemlerde enflasyonun etkisiyle oluşan durgunluk etkisini kamu harcamalarıyla devlet destekler ve ekonomiye canlılık vermeye çalışır. Ancak o da devletimiz şu anda bu harcamalarda bir kısıntıya gittiği için buradan da bir ekonomik canlanma maalesef beklemiyoruz."

KRİZLERE GEBE KALABİLİRİZ

"Ülkemizi ekonomik anlamda zor günler bekliyor. Bunun için yapmamız gereken şey aslında çok açık. Üretim ekonomisine geçmeliyiz. Bir tüketimin, bir kur artışının bizi bu kadar etkilemesindeki en önemli sebep Türkiye'nin bu zamana kadar tüketerek büyümesi. Tükettiği ürünlerin girdisinin yüzde 70'inin ithal ürün olması. Bu sadece gidip yabancı marka telefon almak değil. Ülkemizde kullandığınız yerli malı telefonların içinin de yüzde 70'inin aslında yabancı mal olması. Dolayısıyla Türkiye bu yabancı bağımlılığı devam ettiği sürece bu sıkıntılara en ufak kur artışlarında bu tip ekonomik dalgalanmalara, krizlere ne yazık ki gebe kalacaktır."

İlgili Haberler