Ünlü ekonomist Mahfi Eğilmez, kişisel bloğundaki dolar ve euro kurlarında yaşanan dalgalanmaya dikkat çektiği yazısında "ABD’de faizlerin yükseleceği beklentisi Doların dalgalanmasında önemli bir etki yaratıyor. Çeşitli yatırım fonlarının ABD ve Avrupa’daki düşük faizler yerine risk alarak yüksek getiri elde etmek üzere bizim gibi riskli ülkelere geldiği dönemlerde bizde Dolar nispeten bollaştığı için kur düşüyor." dedi...
Eğilmez''in yazısı şöyle:
"Bu sabah itibarıyla USD / Euro paritesi 1,18, Dolar Endeksi 92. Bu değerlere bakınca Doların son bir haftada bütün dünyada değer kazanmış olduğu görülüyor. Oysa yılbaşında Dolar değer kaybediyordu. Mesela 6 Ocak’ta USD / Euro paritesi 1,23, Dolar endeksi 89 idi.
Bizim gibi sıcak para çeken ekonomiler açısından, yerel riskler ve sorunlar nedeniyle, bu hareketin etkisi ve yarattığı dalgalanma bazen genel durumdan daha yüksek olabiliyor. Örneğin USD / TL kuru yılbaşında 7,43, 15 Şubat’ta 6,96, 8 Martta 7,75 idi. Bugün saat 15.30 itibarıyla 7,58. Kurların yükselmesi veya düşmesinden daha fazla risk yaratan konu oynak olmasıdır. Çünkü bu dalgalanmalar tıpkı işkenceye tabi tutulan bir insana elektrik şoku verilmesi gibi şok etkisi yaratıyor.
Bu aşırı dalgalanmaları yaratan bize özel riskler var. Bunları iki tablo halinde gösterelim:
Birinci tablodaki risklerden yüksek enflasyon ve önümüzdeki bir yılda vadesi gelecek yükümlükler riski sürekli var olan risklerdir. Buna karşılık TCMB’nin eksi rezervleri ve yüksek CDS primi riskleri konjonktürel risklerdir. Bunlar zaman içinde risk olmaktan çıkıp sonra tekrar girebiliyor.
İkinci tablodaki risklerin tümü konjonktürel risklerdir. Bunlar zaman içinde kalkabilir. Buna karşılık bunların yerine başka konjonktürel risklerin geldiğini de geçmiş deneyimlerimizden biliyoruz. Burada sıralananlar risklerimizin tamamı değil. Bunlar bugün itibarıyla geçerli olan en belirgin risklerimiz. Bunlara her an yenileri eklenebiliyor. Örneğin petrol fiyatlarının yükselmesi, ABD ile Yunanistan’ın sınırımızda ortak tatbikat yapması gibi konjonktürel olarak ortaya çıkan yeni riskler söz konusu olabiliyor.
ABD’de faizlerin yükseleceği beklentisi Doların dalgalanmasında önemli bir etki yaratıyor. Çeşitli yatırım fonlarının ABD ve Avrupa’daki düşük faizler yerine risk alarak yüksek getiri elde etmek üzere bizim gibi riskli ülkelere geldiği dönemlerde bizde Dolar nispeten bollaştığı için kur düşüyor.
Buna karşılık ABD’deki faizler yükselmeye başladığında bu fonlar yeterince risk aldıklarını düşünerek daha az getiri ve daha az risk tercihine yönelince buralardan çıkıyorlar. O zaman bizde Dolar azaldığı için kurlar yükseliyor ve zorunlu olarak faizleri artırmak zorunda kalıyoruz. Faizleri artırınca kurlar düşüyor ama bir süre sonra riskler değişmediği ya da yenileri ortaya çıktığı için aynı dalgalanmalar yeniden başlıyor.
ABD’de veya bizim dışımızda herhangi bir yerde olup bitenler için bir şey yapamayacağımıza göre bizdeki risklerin niçin yüksek olduğu ve nasıl düşürülebileceği sorusuna yanıt aramamız gerekiyor. Bu soruyu doğru yanıtlayabilirsek kur yükselişinin bizden kaynaklanan kısmını bu riskleri ortadan kaldırarak ya da düşürerek azaltabiliriz.