Habertürk’ün haberine göre; Kireçlenme, kilo artışı, anatomi, hormonal denge ve aktivite düzeyi gibi sebeplere bağlı olarak ortaya çıkabiliyor. Ağrı, tutukluk ve eklem hareketlerinde kısıtlılık gibi belirtilerle kendini gösteren eklem kireçlenmesi, erken evrede tespit edildiğinde cerrahiye gerek kalmadan tedavi edilebiliyor.
Güncel verilere göre, kadınlarda osteoartroz yani eklem kireçlenmesinin erkeklere göre iki kat daha fazla görüldüğünü belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Aykın Şimşek, bunun sebeplerinin net olarak bilinmese de kilo artışı, anatomi, hormonal denge ve aktivite düzeyi gibi faktörlerin yaygın olarak bilindiğini söyledi.
EKLEM KİREÇLENMESİ KADINLARDA DAHA FAZLA GÖRÜLÜYOR
Eklem kireçlenmesi bulunan hastalarda ağrı, tutukluk ve eklem hareketlerinde kısıtlanma gibi şikayetler görülebiliyor.
Prof. Dr. Şimşek, "Menopoz dönemi sonrası oluşan kilo artışı, kadın cinsiyetin anatomisindeki elastikiyetin erkeklere göre daha fazla olması ve bu sebeple eklemlerin daha fazla mikrotravmalara uğraması söz konusu olabiliyor" dedi.
Şimşek, sözlerine şöyle devam etti: "Osteoartrozun hangi eklemde olduğu, hastalığın şiddeti, hastalığın belirtileri ve günlük yaşama etkileri, hastanın yaşına, mesleği ve buna bağlı günlük aktivitesine göre bir bütün olarak ele alınıp ona göre planlanmalıdır."
EKLEM KİREÇLENMESİNİ ÖNLEMEK MÜMKÜN MÜ?
Eklem kireçlenmesini engellemeye yönelik önerilerde bulunan Şimşek, "Kişisel vücut kitle endekslerine uygun sağlıklı bir kiloda olmak, günlük aktivitede eklem sağlığına zarar vermeyen egzersizlerin yapılması, osteoartroza sebep olan diğer hastalıklarda uygun tedavinin uygulanması (romatolojik, enfeksiyöz vb.) osteoartrozu engellemeye yardımcıdır" diye konuştu.
EKLEM KİREÇLENMESİNİN ERKEN EVRELERİNDE CERRAHİYE GEREK KALMIYOR
Hastalığın erken evrelerinde sıklıkla cerrahi dışı tedavilerin yeterli geldiğini aktaran Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hayat tarzı modifikasyonları, kilo verme, fiziksel tıp ve rehabilitasyon programları, eklem içi enjeksiyonlardan erken evrelerde fayda görüldüğü biliniyor. Bu tedavilerden fayda görmeyen hastalarımızdaysa cerrahi tedavileri değerlendirmekte fayda var."
Prof. Dr. Şimşek, eklem kireçlenmesine bağlı şikayetleri olan ya da artan hastalara robotik kol destekli ortopedik cerrahi sistemiyle ameliyatlar yapılabidiğini belirterek, bu yöntemde uygulanacak olan protezin, her hastanın kendi kemik anatomisine en uygun açı, dizilim ve boyutlarda yerleştirildiği için protezin sağ kalım süresinin daha uzun olmasının beklendiğini söyledi.
Prof. Dr. Şimşek, özellikle diz protezi ameliyatlarında çok önemli olan eklem dengesinin, ameliyat esnasında anlık verilerle iyi bir biçimde sağlandığını ve bu sayede protezin hastanın kendi anatomisine en uygun şekilde yerleştirildiği için ameliyat edilen eklemin hareket kısıtlanmasının en aza indirgendiğini dile getirdi.
Ameliyat esnasında robota işlenmiş olan verilerde yer alan bölgenin dışına çıkılamayacağı için hata ve komplikasyon oranlarının (damar ve sinir yaralanmaları) yok denecek kadar az olduğunu vurgulayan Şimşek, şunları söyledi: "Ameliyat sonrası dönemde de hastanın iyileşme süresi ve günlük hayata dönüşü daha kısa sürer. Hastanede yatış süreleri kısalır ve daha hızlı rehabilitasyona imkan verir. Ayrıca kalça protezi özelinde konuşmak gerekirse ameliyattan önce robotik verilerle yapılan planlama sayesinde ameliyat sonrası karşılaşılan bacak uzunluk farkı ve çıkık gibi istenmeyen durumlar minimum seviyeye indirgenmiş olur."