Deprem sebebiyle üniversitelerde uzaktan eğitime geçilmesi büyük tepki topladı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK), gelen eleştiriler üzerine Nisan itibarıyla yüz yüze eğitimi de kapsayan "hibrit" seçeneğinin değerlendirileceğini açıkladı.
Türkiye’de şu an dördüncü sınıfta olan üniversite öğrencilerinin çoğu, pandemi ve deprem sebebiyle üniversite hayatlarının sadece yarısını yüz yüze eğitimle geçirebildi. Eğitimciler YÖK’ün “acele” kararı ile hem Türkiye’deki üniversite eğitiminin niteliği için hem de toplum sağlığına karşı hata yaptığını düşünüyor.
İktidarın yaşanılan her krizde gözden çıkardığı ilk konunun eğitim olması akıllara "Ben cahil halka güveniyorum" diyen Prof. Dr. Bülent Arı''yı getirdi.
"BEN CAHİL HALKA GÜVENİYORUM"
2016 yılında KRT''den Çağlar Cilara''nın konuğu olan Prof. Dr. Bülent Arı, okuma oranı arttıkça kendisine afakanlar bastığını söyledi ve cahil, okumamış halka daha çok güvendiğini belirtmişti. Türkiye’deki en tehlikeli kesimin üniversite mezunları olduğunu söyleyen Arı, ülkeyi ayakta tutacak olanların okumamış cahil halk olduğunu kaydetmişti.
Arı ayrıca, "Erdoğan giderse tam bir felaketle karşı karşıya kalırız" diye konuştu.
“Türkiye''nin geleceği için sevdiklerimizden vazgeçmemiz gerekiyor” diyen Prof. Arı, "Gelecek nesillere bir şey bırakabilmemiz için evet bizim gerekiyorsa ölmemiz gerekiyor" diye konuşmuştu.
Türkiye''nin en tehlikeli kesiminin okumuş kesim olduğunu belirten Arı şunları söylemişti:
"Ben daha çok cahil ve okumamış tahsilsiz kesimin ferasetine (anlayış-sezgi) güveniyorum bu ülkede. Yani ülkeyi ayakta tutacak olanlar, okumamış, hatta ilkokul bile okumamış, üniversite okumamış cahil halktır. Onlar bu yanlışların hiçbirini yapmazlar, o beyannamenin ben neresinden tutayım. Daha önce Jön Türklerin yaptığı gibi ateşe sürüklüyorlar Türkiye''yi. Türkiye''nin okumuş kesimi, profesörlerden başlayarak geriye doğru en tehlikeli olanlar üniversite mezunları. Olayları en rahat okuyanlar ilkokul mezunları. Çünkü zihinleri berrak. Üniversite ve sonrası durum çok vahim çünkü gidişatı okuyamıyorlar, zihinleri bulanık."
KADIN AKADEMİSYENE TACİZ İLE YENİDEN GÜNDEM OLMUŞTU
İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde görevli Arı geçen Kasım ayında da kadın akademisyene taciz ile yeniden gündem olmuştu.
Arı’nın, Ş.K. isimli kadın akademisyenin odasını basarak, “Benim olacaksın, benimle evleneceksin, yoksa seni işsiz bırakırım” diyerek tehdit ettiği iddia edilmişti. Polis tarafından gözaltına alınan Prof. Arı, daha sonra serbest bırakılmıştı.
ARI''DAN AÇIKLAMA
Son aylarda sık sık gündeme gelen Prof. Dr. Bülent Arı, kendisiyle ilgili iddialara cevap verdi, bir konuşmasında cahilliği övdüğü iddia edilen Arı, oradaki kastını ilk defa açıkladı.
Prof Dr. Bülent Arı 2016''da katıldığı bir programda “okumamış olanların ferasetine güveniyorum” şeklindeki sözleri ile tepki çekmiş, o dönemde gündem olmuştu.
Peki, Arı burada neyi kastetmişti? Bir akademisyen bu sözleri nasıl sarf edebilir?
Prof. Dr. Bülent Arı yaptığı açıklamada, o dönem kendisine "Türk ordusu doğuda katliam yapıyor" diyen o meşhur bildiriye imza atan “PKK destekçisi Barış Akademisyenleri” ile ilgili bir soru sorulduğunu, bunun üzerine o sözleri söylediğini ifade etti. Arı ayrıca bu konuşmanın öncesinin ve devamının da dinlemesi gerektiğini, bu suretle oradaki mesajın bütününün görüleceğini ifade etti.
Bazı dönemlerde eğitim seviyesi düşük kesimin, yüksek eğitimli kişilerden daha ferasetli ve açık zihinli oluşunun, hakikatleri daha net görmesinin bir sosyal vaka olduğunu belirterek buna benzer bir tespiti bizzat Mustafa Kemal Atatürk’ün de yaptığını söylemiştir. Arı Atatürk’ün şu sözlerine dikkat çekti:
“Biz cahil derken, mektep görmemişleri kast etmiyoruz; kast ettiğimiz ilim hakikat bilmektir, yoksa okumuş olanlardan en büyük cahiller çıkabileceği gibi, hiç okumak bilmeyenden de hakikati bilen gerçek alimler çıkabilir.”
Meşhur Konuşmanın devamı şöyle:
-Şu anda Türkiye açık ya da gizli bir savaş halindedir. Bu gelişmeleri sıradan vatandaş açıkça görüyor, ama bu akademisyenler görmüyor. Ben bu durumda okumamış kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede! Mevcut durumda ülkeyi ayakta tutacak olanlar onlardır! Onlar bu yanlışların (PKK bildirisine imza atan akademisyenleri kast ederek) hiçbirini yapmazlardı! O beyannamenin neresinden tutalım? Jön Türklerde olduğu gibi bugün de Türkiye’nin okumuş kesimi, toplumu ateşe sürüklüyor! Zihinleri berrak olduğundan, olayların gidişatını en rahat okuyanlar ilkokul mezunlarıdır! Çünkü eğitimli kesimin muhakeme gücünün iyi olması beklenirken, gidişatı iyi okuyamıyorlar, zihinleri bulanık!
Arı konuşmanın devamından sonra bir ayrıntıya da dikkat çekerek, bu konuşmanın 15 Temmuz darbe teşebbüsünden kısa bir süre önce yapıldığını, o konuşmada darbeci Jöntürk (İttihatçı) örneğini vermesinin, yaklaşan FETÖ tehdidine dikkat çekmek olduğunu ifade etti.
Arı bu sözlerinin ardından çok geçmeden haklı çıktığını, çünkü Devlet kademesine yüksek okul okuyarak sahte belgelerle yerleşen binlerce kişinin FETÖ ile birlikte hareket ettiğini, bu darbe tehdidine karşı ise öncelikle eğitim seviyesi düşük kesimlerin karşı koyduğunu, sokağa ilk önce onların çıktığını ifade etti.
Arı buradaki darbeye karşı toplumun tepkisi ve müdafaasının, o derin ferasetinden kaynaklandığını kaydetti.
Tabii aradan geçen 6 yıldan sonra tahsilli kesimin de artık uyandığını, şu anda durumun aynı olmadığını ve tehlikenin geçtiğini ifade etti.