Eğitim ihracatında yeni ufuklar lazım
Küresel öğrenci hareketliliği giderek artıyor. Dünyada milyonlarca öğrenci anavatanından uzakta eğitim alıyor. Lisans, yüksek lisans ve doktora programlarının yanı sıra, dil okulu ve sertifika programları da giderek daha fazla eğitim hizmeti ihracatında öne çıkıyor.
Millî Eğitim Bakanlığı''na göre 20 bin civarında Türk öğrenci yurt dışında eğitim görüyor ve Bakanlık sistemine kayıtlı. Bakanlığın tahminlerine göre ise toplamda 50 bin civarı Türk öğrenci yurt dışında eğitim görüyor. UNESCO''ya göre ise 100 bin Türk öğrenci yurt dışında eğitim alıyor. Yalnızca üniversite eğitimi için değil dil okulu ve sertifika programları için de yurt dışına binlerce öğrenci gidiyor.
Geçmiş dönemde ülkemiz genel olarak yurt dışına öğrenci gönderen ve hizmet ticaretinin bu bölümünde açık veren bir ülke idi. Günümüzde bu durumun nispeten aşıldığı ve ülkemizin de yurt dışından yoğun bir şekilde öğrenci çekmeye başladığı görülüyor. Türkiye''de 250 bin civarı yabancı öğrenci var. Bu kontenjanların önümüzdeki dönemde daha da artması bekleniyor. Türkiye''nin sosyal sermayesinin yüksek olduğu ülkelerden ülkemize gelen öğrencilerin ülkemiz için ticaret, kültür ve siyaset gibi alanlarda yumuşak gücüne katkı sağlayacağını da unutmamamız gerek.
Eğitim ihracatı sektörünün sorunları ne?
Sektörün sorunları olarak kabaca yurt dışı tanıtım faaliyetlerinin eksikliği, acentelerin güvenilir olmaması, öğrenci çektiğimiz bazı ülkelerin ekonomik durumunun kötü olması, fuar ve ticaret heyetlerinin sayısının yetersizliği, öğrenci çekecek üniversitelerin sunduğu paketlerin cazip olmamasını gösterebiliriz. Bu alanlarda yapılacak iyileştirmelerle ülkemizin önümüzdeki dönemde daha da fazla öğrenciye ev sahipliği yapabileceğini belirtebiliriz.
Peki eğitim ihracatında yeni ufuklar ne?
Genel olarak eğitim ihracatında sadece üniversitelerin öğrenci çekmesine odaklanılıyorken Ticaret Bakanlığı tarafından 19/04/2022 tarihinde çıkarılan 5448 sayılı Hizmet İhracatına ilişkin genelge kapsamında özel öğretim kurumları da desteklenecek kurumlar arasına alındı. Bunun anlamı, ülkemizin artık eğitim sektörünün MEB''e bağlı çalışan özel öğretim kurumları da bu destekten yararlanabilecek.
Üniversitelerin genel olarak atladığı bazı kısımlar işte eğitim ihracatımız için bu noktada özel öğretim kurumlarına fırsatlar sunuyor. Antalya''da kışın boş kalan otelleri dil okulu hizmetleri ile doldurabilmek, uzaktan eğitim kurumlarının eğitimlerini sınır aşan bir şekilde konumlandırabilmek, otel yönetimi, restoran yönetimi, gastronomi, moda gibi ülkemizin güçlü olduğu alanlarda sertifikalı programlar düzenleyebilmek ana hedeflerimizden olmalı.
Bu noktada bazı eksiklikler de göze çarpmaya devam ediyor. Türkiye''de MEB''e bağlı olmayan ama hizmet ihracatı yapan bazı eğitim kurumları da bulunuyor. Bu kurumların hizmet ihracatı yapabilmesi için standartların yumuşatılması belirtilen tebliğden daha fazla kurumun yararlanmasını sağlayabilir. Özellikle Teknokentlerde bu şekilde çalışan birçok eğitim şirketi bulunuyor.
Diğer bir eksiklik de yabancıların Türkiye''de eğitim şirketi kurmasında karşılaşılan kısıtlar. Ülkemizi bu alanda etkili bir şekilde konumlandırmak istiyorsak, yabancıların da ülkemizde özellikle dil okulu ve diğer sertifika programlarını kurmasını desteklemeliyiz. Antalya''nın örneğin dil okulu kapasitesinde, Malta''yla yarışabilecek bir kapasitesinin olduğunu unutmamalı, çalışmalarımızı bu vizyona paralel bir şekilde yapılandırmalıyız.
Bu yeni ufuklarla Türkiye, bölgesinde en önemli eğitim hizmeti ihracatı gerçekleştiren ülke olacaktır.