Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın istifasını istediği belediye başkanları arasında bulunan ve istifa konuşması sırasında ağlayan eski Balıkesir Belediye Başkanı Edip Uğur sessizliğini bozdu.
Bandırma Gazete’de Necdet Mancılık‘a verdiği röportajda istifa süreci ve sonrası hakkında açıklamalarda bulunan Uğur, İYİ Parti’den teklif aldığı iddiasının doğru olmadığını söyledi.
İstifa sürecine ilişkin açıklamalarda bulunan Uğur, "Allah'tan korkmayanlar Ahmet Edip Uğur'dan korkuyor" dedi.
Edip Uğur’un röportajından satırbaşları şöyle:
“Benim o yedi dakikalık istifa konuşmam manifesto gibidir. Her bir cümlesi bir şeyler ifade eder. Yalnız Türkiye'de de değil, tüm dünyada yankı bulmuş bir istifadır. Ben orada inandığım şeyleri söyledim. Çünkü Allah'a şükür abdestimizden şüphemiz yok. Başımız dik, alnımız açık ve ne yaptığımızı biliyoruz. Elhamdülillah Cenab-ı Allah bize her türlü mevki ve makamı nasip etti. Yirmi beş yıla yakın zamandır önemli makamlar, mevkiler sahibi oldum. Bizim geldiğimiz bu makamlar kaç kula nasip olur? Onun için biz doğru bildiğimizi her zaman söyleriz. Burada da söylemek gerek. Eğer doğruları söylemezseniz, işler iyi gitmez. Bakın istifa ederken söylediklerimize yabana atılır şeyler değildir. Şimdi diyorlarmış ki, bu Edip Uğur'un bir üst aklı olması lazım, bu konuşmayı o üst akıl hazırlamıştır. Ne üst aklı, bu bizim kendi aklımız. ‘Ben şunu yaptım, bunu yaptım' diye çiçekli böcekli bir konuşma yapmak istemedim. Onun takdirini zaten milletimiz yapar ama esas iş devletin yönetimindeki durumdur. Burada bürokrasi siyasetin yerini alıyor. Devlet, milletin önüne geçiyor. Sadakat, liyakatin önüne geçiyor. Şu anda tüm bunlar doğrudur. Bizde bunların hepsini eksiksiz söyledik” diye konuşan Uğur, ailesinin tehdit edildiği iddiaları sorusu üzerine;
“HANİ DEMOKRASİ DE SEÇİMLE GELEN SEÇİMLE GİDERDİ; DEVLET MİLLETİN ÖNÜNE GEÇİYOR”
”Konuyla ilgili orada ne söylediysem o. O kadar. Nokta… O yetti zaten. Bakın şimdi istifa mistifa isteyemiyorlar. Yoksa sırada 4-5 tane daha Büyükşehir Belediye Başkanı vardı. Bunlar yanlış olaylar. Hani demokrasi de seçimle gelen seçimle giderdi. O zaman bu nasıl bir durum? Bakın demin söyledim, tekrar edeyim, o zaman ne oluyor? Devlet, milletin önüne geçiyor. Devletin bir ağırlığı vardır. Siyasette bu ağırlığı azaltmak içindir. Liyakatin yerini sadakat alırsa işte memleket bu duruma gelir. İşler onun için dengesinde gitmiyor.”
“ALLAH’TAN KORKMAYANLAR EDİP UĞUR’DAN KORKUYOR! BÖYLE BİR ŞEY OLABİLİR Mİ?”
“Valla hiçbir şey düşünmüyorum. Gördüğünüz gibi burada oturuyorum. Ziyaretçilerim geliyor. Geziyorum. Şu an için yaptıklarım bunlardan ibaret. Şimdi yerel seçimlere 14 aydan fazla var. On dört ay kısa bir süredir ama siyasette 24 saat uzun bir süredir. Su, yolunu bulur. Ben nevi şahsına münhasır bir adamım. Öyle o parti ile bu parti ile görüşmem. Ayrıca bana da kimse gelmedi. Buna rağmen yine de bir sürü dedikodu var. Yok, Abdullah Gül'le görüşüyormuşum. Benim istifa açıklamamı o hazırlamış.
Yok, İYİ Parti’de bir FETÖ'cü paşa varmış, ben onunla kontak kuruyormuşum. Aman Allah'ım, akla mantığa sığmayan dedikodular. Tabii ben böyle sakin ve rahat durunca korkuları daha fazla oluyor. Çünkü halkta benim karşılığım var. Şimdi gelmeden önce bir yere uğradım, bir görseniz ne demek istediğimi anlarsınız. Böyle olunca Allah'tan korkmayanlar Edip Uğur'dan korkuyor. Böyle bir şey olabilir mi? Sen Allah'tan kork. Edip Uğur'dan neden korkuyorsun?
Çünkü benim bu halka yaptığım hizmetler var. Bu halkta karşılığım var. Bakın, benim zamanımda bu led ekranlarda billboardlarda yaptığım hizmetler, projeler, yapacağımız işler yer alırdı. Şimdi bunlar sosyal medya döndürüyor. İki tane çocukla, Ayşe nineyle, Hasan amcayla tarladaki çalışanlarla çektirilmiş resimler. Eee, projeleriniz ne? Ne yapacaksınız? Ne yapıyorsunuz? Var mı bir şey? Bir de çok ilginç bir konu var.
Biz belediyeyi aldığımızda ne enkaz edebiyatı yaptık, ne de davul zurna çaldık ama bizden sonra ne oldu? Bakın bunu burada MHP'liler söylemiş. Ya, demişler Edip Uğur, belediyeyi MHP'den aldı, hiçbir kutlama yapmadı. Siz başka bir partiden almış gibi davulla zurnayla kurbanlar keserek kutladınız demişler. Orası kumpasla, yalan ve iftira ile oturduğunuz bir yer. Öyle olunca da orada rahat oturamazsınız ki.”