İHA’nın haberine göre; Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Altun, kişinin vücudundaki yağ oranını azaltacak şekilde düzenli spor yapması ve dengeli beslenmesinin beyne pıhtı atma ihtimalini düşürebildiğini ifade etti.
“İskemik serebrovasküler” hastalık olarak da bilinen beyne pıhtı atması, sık görülen bir rahatsızlık olarak dikkat çekiyor. Oldukça ani gerçekleşen ve kısa zamanda müdahale edilmesi gereken bir hastalık olan iskemik serebrovasküler hastalığı, müdahale edilmediği takdirde felç, vücudun çeşitli bölgelerinde işlev kaybı, doku hasarı gibi sorunlara veya ölüme neden olabiliyor.
''Beyne pıhtı atması'' olarak tabir edilen durumun vücudun herhangi bir yerinde bulunan kan pıhtısının kan dolaşımı yoluyla ilerleyerek beyine ulaşması ve beyin damarlarında tıkanıklığa yol açması sonucu oluştuğunu ifade eden Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Adnan Altun şu ifadeleri kullandı:
“Beyne pıhtı atması halk arasında inme olarak da bilinir. Beyin tüm organların işleyişinden sorumlu olduğundan beyinde gelişen herhangi bir damar tıkanıklığı vücudun farklı bölgelerine etki edebilir. Beyin damarlarındaki pıhtı kan akışını ve dokuların beslenmesini engeller. Beyne pıhtı atması olayı çok ani ve kısa sürede gerçekleştiğinden yüksek risk grubundaki bireylerin düzenli kontrolleri ihmal etmemesi önem taşır. Pıhtı oluşumunun pek çok muhtemel sebebi bulunur. Pıhtı oluşumu ve beyne pıhtı atması risk faktörleri; yaş, cinsiyet, ırk, aşırı kilo veya obezite, hareketsiz hayat tarzı, diyabet, insülin direnci, kolesterol ile alakalı problemler, sigara ve alkol kullanımı, düzensiz ve bilinçsiz ilaç kullanımı, genetik yatkınlık, ailede inme öyküsü bulunması gibi sıralanabilir”
BEYNE PIHTI ATTIĞI NASIL ANLAŞILABİLİR?
Beyne pıhtı atması erkeklerde, kadınlara nazaran daha sık görüldüğünün altını çizen Doç. Dr. Adnan Altun, “Hastalar, şiddetli baş ağrısı şikayeti ile sağlık kuruluşlarına başvurabilir, kol ve bacak gibi uzuvlarda hissizlik, işlev zayıflığı veya işlev kaybı görülebilir. Vücutta denge kaybının yanı sıra bilinçte bulanıklık veya bilinç kaybı, zaman zaman uyku hali gözlemlenebilir. Görmede ve konuşmada zorlanmalar, yüzde mimik kaybı gibi belirtiler de bulunabilir. Özellikle vücutta güçsüzlük ve yüzde mimik kaybının tek taraflı olması pıhtı ihtimalini düşündürür. Bu gibi belirtiler görüldüğünde vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Hastaneye beyne pıhtı atması şüphesi ile başvuran kişi hekim tarafından muayene edilerek değerlendirilir. Kişinin kan basıncının anlaşılması için çeşitli ölçümler yapılır. Bilgisayarlı tomografi yardımı veya manyetik rezonans görüntüleme teknikleri ile gerekli incelemeler yapılır. Pıhtı teşhisi konduktan sonra anjiyo uygulanarak da pıhtının durumu ve yeri tespit edilebilir, uygun konumdaysa pıhtı çıkarılabilir” diye konuştu.
“DÜZENLİ SPOR VE DENGELİ BESLENME BEYNE PIHTI ATMA İHTİMALİNİ DÜŞÜRÜYOR”
Tedavi yöntemlerinden de bahseden Altun, “Beyne pıhtı attığından şüphelenildiği durumda mümkün olan en kısa zamanda bir sağlık kuruluşuna başvurmak ve kişiyi acil müşahede altına almak gerekir. Bazı durumlarda verilen ilaçlar pıhtının dağılmasını sağlayabilir. İlaç tedavisi ile pıhtı yok edilemiyorsa pıhtının çıkarılması için anjiyografi yapılabilir. Pıhtı tehlikesi ortadan kaldırıldıktan sonra vücutta hareket kaybı, hissizlik gibi durumlar oluştuysa fizik tedavi seansları ile destekleyici tedaviler uygulanabilir. Beyne pıhtı atması oldukça yüksek riskli bir tablo olduğundan kişiyi korumaya ve hastalığı önlemeye yönelik tedbirler büyük önem taşır. Kişinin vücudundaki yağ oranını azaltacak şekilde düzenli spor yapması ve dengeli beslenmesi beyne pıhtı atma ihtimalini düşürebilir. Doymuş yağlardan uzak durulması, meyve ve sebze tüketimi ve vücudun ihtiyacı olan yağların balık ve kuruyemiş gibi sağlıklı kaynaklardan alınması oldukça önemlidir. Pıhtı oluşma ihtimalini azaltmak için alınabilecek tedbirler düzenli ve dengeli beslenme, aşırı yağlı ve tuzlu bir yemeklerin tercih edilmemesi, her gün meyve ve sebze tüketilmesi, hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi, düzenli egzersiz yapılması, alkol kullanımının azaltılması, tütün ürünlerinden uzak durulması olarak sıralanabilir. Ayrıca bireyler kan değerlerinin düzenli olarak kontrol ettirmesi de gerekiyor” ifadelerini kullandı.
“KİŞİ HAYATINI KAYBEDEBİLİR”
Hastalığın en ağır tablosunun ölümle sonuçlanması olduğunu dile getiren Adnan Altun, “Beyne pıhtı atması sonucunda gerçekleşebilecek en ağır tablo kişinin hayatını kaybetmesidir. Beyne pıhtı atması kalp ritminde düzensizliklere yol açabildiğinden kalp dokularında hasar meydana getirebilir. Beyin pıhtısına kalp kapakçık güçsüzlüğü eşlik ediyorsa dokulara zarar gelme ihtimali artabilir. Hızlı müdahale edilmezse felç oluşabilir. Beyne pıhtı atması, bilişsel düzeyde algılama bozukluklarına ve algı kaybına, şuurda bozulmalara da yol açabilir. Bu gibi sonuçlar gerekli fizik tedaviler ile desteklendiğinde hastada iyileşme görülebilir. Beyne pıhtı atmasından şüphelenildiğinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurulması ve hastanın kontrol altına alınması büyük önem taşır” şeklinde konuştu.