New Scientist’de yayınlanan bir makalede yer alan, bilinci yerinde olan ancak konuşamayan bir hastanın beynine yerleştirilen elektrotlar aracılığıyla titreşimlerin kaydedildiği ve bu titreşimlerin konuşmaya döndürüleceğine yer verildi. Düşüncelerin bir başkası tarafından okunabileceği anlamına gelen bu yazı Popüler Bilim’de ele alındı. Dergide, düşüncelerin okunmasının günümüz teknolojisiyle mümkün olup olmadığı sorusuna cevap arandı. Günümüzde beyni incelemede çeşitli teknikler kullanılmaktadır. Bunlardan ilki beynin ürettiği elektiriksel faaliyete dayanan elekroensefalografi (EEG)’dir. Düşüncelerin, duyum, algı ve bellemenin EEG’deki bileşenlere yansıdığı doğrudur. New Scientist’taki düşünce okuma EEG’ye dayanmaktadır. Düşünceyi okumak “elmayı düşün” komutu altında beyinden kaydedilen elektriksel faaliyete bakılarak yapılıyorsa, yanıt sanki ’evet’ olabilecek gibi görünmekte. Ancak burada pek çok sorun vardır.
Şimdilik çok uzak...
Örneğin bir EEG kaydı, verilen komutun dışında pek çok şeyi daha teşhis ediyor olabilir. Bu sırada ’elma’ düşüncesini değil de elmaya ilişkin olumsuz bir duyguyu ya da bir elmanını yenilmiş olduğu bahçeyle ilişkili anıyı temsil eden EEG faaliyetini kaydediyor olabiliriz. Özetle; sözü edilen “düşünce okuma” halen mümkün değildir. J.D.Haynes, “şu anda kısıtlı bir kelime haznesinin kodunu çözmeye doğru gidiyoruz... Bir beyin okuma makinesinden çok uzağız” demektedir.