İnsanlar gerek hasta olmadan önce gerekse sağlıklarını korumak için hastalıkları tanımayı tercih ediyor.
İnsanların korkulu rüyası olan düşük tansiyonla ilgili detayları internet kullanıcıları arama motorlarında aratmayı sürdürüyor.
Bu hastalıklardan birisi olan düşük tansiyonla ilgili detaylar…
DÜŞÜK TANSİYON NEDİR?
Tıbbi olarak hipotansiyon olarak bilinen düşük tansiyon, kan basıncı değerlerinin üst sayı (sistolik) için 90 milimetre cıvanın (mm Hg) veya alt sayı (diyastolik) için 60 mm Hg’ nin, yani 9 / 6 değerinin altında olduğu zaman ortaya çıkan durumdur. Bu durum her zaman bir sorun olduğu anlamına gelmez.
Düşük tansiyonu olan insanlar yüksek veya hatta normal tansiyonu olanlardan daha uzun yaşama eğilimine sahip olabilir. Bu nedenle düşük tansiyon tercih edilebilir bir durum gibi görülebilir.
DÜŞÜK TANSİYON BELİRTİLERİ NELERDİR?
Bazı bireylerde düşük tansiyon, özellikle aniden düştüğünde ya da baş dönmesi veya sersemlik, baygınlık (senkop), bulanık görme, bulantı, yorgunluk konsantrasyon eksikliği gibi belirti ve semptomlarla birlikte gerçekleştiğinde altta yatan bir tıbbi soruna işaret eder.
Aşırı düşük tansiyon, ya da şok durumu hayatı tehdit edici bir durum olabilir. Bu şok durumunun belirti ve semptomları arasında nemli, soğuk ve soluk bir cilt, hızlı ve kısa nefes alma, zayıf ve hızlı nabız ile özellikle yaşlı bireylerde akıl karışıklığı bulunur. Eğer şok belirtileri varsa acil tıbbi yardım ihtiyaç vardır.
Sadece 20 mm Hg' lik bir değişiklik - örneğin 110 mm Hg sistolik seviyesinden 90 mm Hg sistolik seviyesine ani bir düşüş sonucunda beyin yeterli miktarda kan almadığı için baş dönmesine ve bayılmaya neden olabilir.
Kontrolsüz kanama, ciddi enfeksiyonlar veya alerjik reaksiyonlar gibi sebeplerden kaynaklanan büyük bir düşüş, hayatı tehdit edici olabilir.
Eğer düzenli yapılan ölçümlerde sürekli düşük tansiyon değerleri varsa, ancak birey kendisini iyi hissediyorsa bu sadece gözlem altında tutulması gereken bir durumdur.
Bazı vakalarda güneşte veya sıcak banyoda çok fazla zaman geçirildiğinde ortaya çıkan hafif dehidrasyonun sonucu olarak görülen baş dönmesi veya sersemlik bile nispeten küçük bir sorun olabilir.
Yine de düşük tansiyon belirtileri veya semptomları varsa doktora başvurmak önemlidir, çünkü daha ciddi sorunlara işaret edebilir.
Bu belirtilerin ne zaman ortaya çıktıklarını ve o esnada ne yapıldığını kaydetmek, doktora durumu anlatırken yararlı olacaktır.
DÜŞÜK TANSİYON TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Belirti ve semptomlara neden olmayan, veya sadece hafif semptomlara neden olan düşük tansiyon nadiren tedavi gerektirir. Ancak semptomlar varsa tedavi altta yatan nedene bağlıdır.
Örneğin, düşük tansiyon ilaçlardan kaynaklandığında, tedavi genellikle ilacı değiştirmeyi ya da durdurmayı veya ilacın dozunu düşürmeyi içerir.
Ancak unutulmaması gereken en önemli nokta hiçbir ilaç doktor tavsiyesi olmadan kullanılmamalı veya bırakılmamalıdır.
Düşük tansiyona neyin neden olduğu belli değilse veya sebep olan tıbbi durumun tedavisi mevcut değilse, hedef düşük tansiyonu yükseltmek olacaktır.
Bu şekilde belirti ve semptomları azaltılabilir. Yaşa, sağlık durumuna ve düşük tansiyon türüne bağlı olarak, bunu birkaç şekilde gerçekleştirmek mümkündür.
Öncelikle düşük tansiyonu yükseltmek için diyette daha fazla tuz kullanmak yararlı olabilir. Tıp uzmanları genellikle beslenmede tuzun sınırlandırılmasını önermektedir, çünkü sodyum tansiyonu bazen çok olmak üzere artırabilir.
Düşük tansiyonu olan insanlar için bu durum faydalı olabilir. Ancak aşırı sodyum, özellikle ileri yaşlarda kalp yetmezliğine neden olabileceğinden, diyetteki tuzu arttırmadan önce mutlaka doktora danışmak gereklidir.
Daha fazla su içmek gereklidir. İçilen sıvılar vücuttaki kan hacmini arttırır ve dehidrasyonu önler. Bu da düşük tansiyon tedavisinde önemli bir adımdır.
Kompresyon çorapları, yani varis ağrısın