Dr. Naim Babüroğlu sosyal medya hesabından Bağdat’taki Fransız Yüksek Komiserliği'nin Paris’e gönderdiği gizli raporun ilgili kısmını yayınladı.
Babüroğlu “Şeyh Sait isyanı konusunda belgeleri okuyun. Şehitlerin kemiklerini bari sızlatmayın.” diyerek raporu paylaştı.
1925'te, Bağdat’taki Fransız Yüksek Komiserliği'nin Paris’e gönderdiği gizli raporda:
“Şeyh Sait Ayaklanması kendiliğinden birdenbire ortaya çıkmadı... Ayaklanma, Türklerin Musul üzerindeki iddialarını araştıran komisyonda, Türklerin kendi topraklarındaki Kürtler arasında bile huzuru sağlayamayacağını gösterecekti.”
-Şeyh Sait’in adamları, ellerinde yeşil sancak, göğüslerinin üzerinde Kur’an-ı Kerim; bankaları, evleri, dükkânları basıp soyarak ilerlediler. Kürdistan’ın geçici başkenti yapmayı düşündükleri Bingöl ve Elâzığ’ı ele geçirdiler. Lice’yi, Ergani’yi ve çok sayıda köyü işgal ettiler. Silahlı isyancılar, cami şerefelerinden Türk askerine ateş açtılar. Çatışmalar, Diyarbakır’da bir savaş durumunu yansıtıyordu. Şeyh Sait’in hocaları, Şeyh Sait’le birlikte savaşanlara cennette ödüller vaat ediyordu. Kent ve köylerde, yerden ve havadan bildiriler dağıtılıyor, “Hilafetsiz Müslümanlık olmaz; saltanat ve hilafet geri getirilmeli, okullarda dinsizlik öğreten, kadınları yarı çıplak gezdiren Kemalist hükümetin başı ezilmelidir” deniyordu. Ayaklanmacılar hem dini hem de etnik yapıyı kullandılar.” ifadeleri yer aldı.
ŞEYH SAİT İSYANI
Şeyh Sait İsyanı, 1925 yılında Doğu Anadolu'da Cumhuriyet rejimine karşı başlatılan bir isyandır.
İsyan, 13 Şubat'ta Şeyh Sait'in liderliğinde Piran Köyü'nde başladı. İsyancılar, jandarma birliklerine saldırarak bir teğmeni rehin aldılar ve bir eri şehit ettiler.
Telgraf hatlarını keserek iletişimi engellediler. Ardından Eğil, Genç ve Darahini'yi ele geçirdiler. Bu yerlerde jandarma, öğretmen, memur ve askerleri rehin aldılar veya öldürdüler. Ziraat Bankası'nı yağmalayarak kasayı boşalttılar.
Lice, Hani, Çapakçur ve Muş'a doğru ilerlediler. Yolda Yarbay Cemil komutasındaki süvari alayına baskın düzenleyerek askerleri esir aldılar.
Halktan da destek gören isyancılar, yeşil bayrak ve Kuran taşıyarak Elazığ'ı işgal ettiler.
Şeyh Abdullah'ın yönetimindeki bir grup da Varto'yu alarak Erzurum'a yöneldi. Şeyh Sait'in asıl hedefi ise Diyarbakır'dı.
7 Mart'ta Diyarbakır'a saldıran isyancılar, kuzeyde surların dışında tutulurken, güneyde şehre girmeyi başardılar. Ancak General Mürsel Paşa'nın gönderdiği takviye kuvvetleriyle asiler geri çekilmek zorunda kaldılar.
8 Mart'ta ilk yenilgilerini alan isyancılar, ordu birliklerinin temizlik harekatına maruz kaldılar. Nisan başında Silvan, Palu ve Piran asilerden geri alındı.
Nisanın ikinci haftasında özellikle Tük Hava Kuvvetleri'nin operasyonlarıyla isyan bastırıldı.
İsyanın elebaşlarından Şeyh Sait ve Seyit Abdülkadir yakalandı. Diyarbakır İstiklal Mahkemesi, 23 Mayıs 1925'te Seyit Abdülkadir ve 5 arkadaşını, 28 Haziran 1925'te de Şeyh Sait ve 46 arkadaşını idamla cezalandırdı.