Düşmanın açtığı ateşin altında kaldık

Düşmanın açtığı ateşin altında kaldık

O gün sahil bataryalarımızda bulunanlar sonuna kadar vazifelerini ifa etmişlerdir.

- Fakat bu tamamen bahrî(denizle alakalı) bir harekettir. Sahil müdafaası Cevat Paşa Hazretlerinin tahtı emrinde(emri altında) bulunuyordu. Benim bu hareketle alâkam, dolayısiledir. Yalnız 5 mart gününün sabahı Cevat Paşa Hazretleri... Maydos'ta bulunan karargâhıma gelmişti. Kendisine Seddülbahir sahil mıntıkasındaki tertibatı göstermek üzere beraber Kirte'ye gittik. Oraya vardığımız zaman, düşman donanmasının Kirte ve Alçıtepe istikametlerinde açtığı ateşin altında kaldık.

- O vakit ne yaptınız efendim?

- Bunun üzerine bendeniz...

- Estağfurullah...

- Mezkûr mıntıkanın muhafazasına memur 26'ncı Alay kumandanına icap eden talimatı şifahiyemi(sözlü emrimi) verdim. Ve Cevat Paşa ile birlikte vazife başında bulunabilmek için Maydos'a döndük. Düşmanın mağlûbiyetiyle neticelenen bu 5 mart muharebeyi bahriyesinde kara mıntıkasının muhafazası benim uhdemde idi. O gün, düşmanın bazı gemileriyle sahili ateş altında bulundurmuş olmasından başka zikre şayan hiçbir şey vuku bulmamıştır. O gün sahil bataryalarımızda bulunan askerler, zabitler ve kumandanlar cidden şayanı takdir bir fedakârlıkla, hani cesaretin, tevekkülün haddi azamîsiyle sonuna kadar toplarını kullanmışlar, vazifelerini ifa etmişlerdir. Düşünün ki birçok çökmeler, infilâklar, yangınlar, zayiat arasında, daimî ateş karşısında, muharip endahtlar(düşman savaşçısının kurşunları) altında bunlar hiç titremeden vazifelerini yapmışlardır.

Düşmanın mağlûbiyetiyle kapanan bu hâdisei bahriyeden sonra, Mustafa Kemal Paşa, İngilizlerin, Fransızların boğazı yalnız donanmaları ile zorlayarak bir maksat elde etmekten ümidi kestiklerine hükmediyor ve mutlak tekrar sahile adam çıkarmak teşebbüsünde bulunacaklarına ihtimal veriyor. Bunun için maiyetindeki kıt'alara "teyakkuzda" bulunmalarını emrediyor. Kuvvetinin artırılması için lâzım gelen yerlere resmî müracaatlarda bulunuyor. Kuvvetini artırıyor. Ve o mıntıka kumandanlığına Halil Sami Bey isminde diğer bir zat tayin olunuyor! O zaman kaymakam(Yarbay) rütbesinde bulunan Mustafa Kemal Bey de kumanda ettiği fırka ile icabında Gelibolu civarına, icabında Anadolu cihetine harekete müheyya(hazır) bulunmak üzere "ihtiyatı umumî" olarak terkediliyor. Rumeli sahili mıntıkası muhafazasına yalnız o miralay beyin fırkası tahsis ediliyor.

Bu sıralarda, yani mart içinde Mustafa Kemal Bey'in fırkasından bir alay, Çanakkale'ye geçiriliyor; fakat gene iade olunuyor. Mustafa Kemal Bey de bütün fırkasını Bigalıköyü civarında bulundurmayı muvafık görüyor. Fırkası beşinci ordunun ihtiyatı umumîsi olarak Bigalıköyü ve bunun cenubuşarkîsindeki Maltepe, Mersintepe civarında bulunan konaklarla ordugâhlarına yerleşiyor. Kumandan aldığı emir mucibince icabında Bolayır'a hareket etmeye, Çanakkale cihetine vapurla geçmeye müheyya(hazırlanmış) bir halde bulunuyor. Emre intizaren bütün kıt'alarını talim ve terbiye ile iştigal ettiriyor.

- İşte o günlerden birinde, 12 nisan sabahı idi ki Arıburnu'nda bir hâdise cereyan etmekte olduğu, işitilen gemi toplarının sesinden anlaşılmıştı.

Bütün fırka kıtaatının harekete hazırlık derecesi tezyit edildi. Bir taraftan Maydos mıntıkası kumandanlığından malûmata intizar etmekte idim, diğer taraftan da ya kolordunun veya ordunun emrine... Yalnız fırkanın süvari bölüğüne - istihsali malûmat için - Kocaçimen'e hareket etmesi emrini verdim. (Devam edecek)