Koca Yusuf bileği bükülmez bir Türk pehlivanı olarak dünya spor tarihine ismini altın harflerle yazdırmıştır. Avrupa salonlarında "Türk Gibi Güçlü" sözünün bir vecize gibi ağızdan ağıza dolaşmasını sağlayan Yusuf''un rakiplerine nefes aldırmayan insanüstü kuvvetidir. O Yusuf ki bir zamanlar zaferden zafere koşan Türk milletinin çözülme devrinde ortaya çıkmış Türk''ün ne dehşetli bir düşman olduğunu Batı''ya o hatırlatmıştır. O yüzden Yusuf''un, Batı''nın ağzında lakabı "Terrible Turk"tür. Erken dönem Cumhuriyet gazeteciliğinin en meşhur kalemlerinden olan İskender Fahrettin''in sürükleyen tefrikalarıyla temayüz etmiş; aralıksız yazdığı polisiye tefrikalar ve tarihî romanlar ile geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmıştır. Vakit gazetesindeki Cihan Pehlivanı Koca Yusuf tefrikası yazarın takipçilerinin büyük bir alaka ile takip ettiği tefrikalardan birisidir. Koca Yusuf''un Türkiye ve Amerika''daki maceralarını anlatan bu roman, türünün nadide örneklerinden birisidir. Kitabı yayına hazırlayan Oğuzhan Murat Öztürk şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Vefatının üzerinden 123 sene geçmesine rağmen Koca Yusuf bugün hâlâ Türk milletinin ilgisini çekmektedir. Romanın hazırlıklarının bitirildiği bugünlerde Güreş Federasyonu, pehlivanın mezarının aranması faaliyetlerine başlamış durumda. Azor Adalarında gömülü olduğuna dair iddia yeni değil. Eskiden de gündeme gelmişti. Yine de federasyonun pehlivanın hatırasının izlerini sürmesi kıymetli bir çaba olarak temayüz ediyor. Koca Yusuf romanının devamı olan Koca Yusuf Amerika''da adlı ikinci bölüm daha çok yazarın kurgusuna dayanmaktadır. Koca Yusuf romanı meşhur pehlivanımızın hayatını işleyen külliyat içerisinde muhakkak ki yerini alacaktır."
Ötüken Neşriyat
Tel:(0212) 251 03 50
-----------------------------------------------------------------
Deniz altının İstanbullu sakinleri
Uzun yıllardır su altı canlılarının yaşamını araştıran ve kayıt altına alan deniz biyoloğu ve belgeselci Dr. Mert Gökalp''in "İstanbul''un Deniz Canlıları" adlı yeni kitabı, İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından yayımlandı. Kitapta, İstanbul denizlerindeki tüm canlıları temsil eden balıklar, kıkırdaklılar, algler ve süngerler gibi 13 farklı guruptan 331 tür sualtı canlısı yer alıyor. Bu haliyle, İstanbul''un bin yıllardır denizle olan ilişkisini detaylarıyla anlatan bir belgesel eser olma özelliği taşıyor.
Kitabın içerisindeki deniz canlılarına ait fotoğraflar İstanbul''un Karadeniz, Avrupa ve Anadolu kıyıları, İstanbul Boğazı, Prens Adaları, İzmit Körfezi, Güney Marmara Denizi ve Çanakkale Boğazı kıyılarına ait. Toplamda 15 senelik gözlemler, bilimsel okumalar, belgesel çalışmalar, video röportajlar ve 250''nin üzerinde dalışın ürünü olan bu fotoğraflar, deniz yüzeyinden 55 metreye varan bir derinlik aralığında, deniz canlılarının mümkün olan her anına tanık olabilmek adına, gün ve gecenin farklı saatlerinde çekildi.
Kitap aynı zamanda şehrin 9 bin yıllık balık tarihinden başlayarak Türkiye''de balık biliminin babası olarak kabul edilen Karekin Deveciyan''ın eserlerini de içeriyor.
Deniz canlılarının mümkün olan her anına tanık olabilmek adına toplamda 15 yıl süren gözlemler, bilimsel okumalar, belgesel çalışmalar, video röportajlar ve 250''nin üzerinde dalışın bir araya getirilmesiyle ortaya çıkarılan İstanbul''un Deniz Canlıları, denizlerimize ve özellikle İstanbul''un deniz canlılarına dikkat çekiyor.
Üç tarafı denizlerle çevrili olan İstanbul''un sualtı yaşamına ışık tutan İstanbul''un Deniz Canlıları''nda yer alan 500 adet su altı fotoğrafının tamamı Gökalp''e ait. Fotoğrafların, toplamda 15 yıllık gözlemin, bilimsel okumaların, video röportajların ve 250''nin üzerinde dalışın ürünü olduğunu ifade eden Gökalp, kitapta yer alan görsel arşivin oluşma sürecini şöyle anlatıyor:
"1996''da tüplü dalışa başladım. 2002 senesinde dalış hocası ve bir şekilde dalış profesyoneli oldum. Ama onun öncesinde de zıpkıncıydım. Balıklarla, deniz canlılarıyla bir tanışıklığım vardı. Ama bilimsel yetkinlik arttıkça, makaleler, kitaplar okumaya başladıkça, bir de su altı gözlemleri arttıkça balık harici canlılarla da karşılaşma ve tanıma olanağına eriştim. Bilimsel makaleleri okumaya devam ettikçe de bu görsel hafıza ilerlemeye başladı ve yeni türleri kendi arşivime eklemeye başladım. Genellikle birçok kaynakta yeterince gözlem yapılmadığı için bir sürü fotoğrafçı ve yazar bir araya geliyor ve birtakım kitaplar ortaya çıkartıyorlar. Ben istedim ki mümkün mertebe kimseden fotoğraf almayayım. Bu bir insanın elinden çıksın. Aynen Karekin Deveciyan''ın daha önce yaptığı gibi. Şimdi yeni çıkacak kitabımıza da bunu uyguluyorum, fotoğraf almamaya çalışıyorum. Kendi gözlemimi yapmadığım herhangi bir canlıyı koymamaya çalışıyorum."
İBB Kültür AŞ Yayınları
Tel:(0212) 467 07 00
--------------------------------------------------------------
HAFTANIN KİTABI
Bir doğa mucizesi
İmmünolog Daniel Davis, "Tedavi Harikaları-Bağışıklık Sistemi ve Yeni Sağlık Bilimi" adlı çalışmasıyla bağışıklığın nasıl işlediği, nelerden etkilendiğini ve modern tıbba nasıl ilham verdiği konusundaki yüz yılı aşkın özverili çabaların ve kâh hayal kırıklığıyla baş etmek zorunda kalan, kâh ödüllendirilen ama hiç vazgeçmeyen bilim insanlarının sürükleyici hikâyelerini anlatıyor:
"Bilim birçok şeydir. Yöntemdir, yolculuktur, iktidara giden yoldur, bir bilgi yığınıdır, okulda sevdiğiniz veya nefret ettiğiniz bir şey, sonsuz sayıda parçalardan oluşan bir yapboz, hem yiyecek hem bombalar üretmiş, iyilik ve kötülük yaratan bir güçtür. Bağışıklık sistemimiz doğanın mucizelerinden biridir ve sağlığımızın anahtarını elinde tutar. Gece uyumak neden önemlidir? Barsak bakterilerinin sadece yediklerimizle değil, yaşadığımız coğrafyayla da ilgisi var mı sahiden? Peki ya kanser? Yaşlanmaya karşı bir savunma olarak ortaya çıkmış olabilir mi?"
Yapı Kredi Yayınları
Tel:(0212) 252 47 00
----------------------------------------------------------------
Sosyalizmin yeni tasarımı
Araştırmacı yazar Cazim Gürbüz yeni kitabı "Rafine Sosyalizm"de şu sorulara cevap arıyor: *Sosyalizm, teorisi ve pratiği ile belirli ve tek midir, tartışılmaz mıdır? *Ya da teorisi belirli ve tektir, tartışılmazdır da hatalar pratikte midir? *Yoksa teorisi ve pratiği ile yeniden gözden geçirilmeli, tartışılmalı, yeni yorumlar mı getirilmelidir?
*Sosyalizmin rafine işlemi nasıl olabilir? Sosyalizmin doğrusunun tek olmadığını kaydeden Cazim Gürbüz, özellikle de sosyalistlerin kısır döngülerini, takıntılarını, saplantılarını, tutuculuklarını acımasızca eleştirilmesini savunuyor.
Berfin Yayınları
Tel:(0212) 513 79 00
----------------------------------------------------------
KÜTÜPHANEMDEN
Bir ustanın kaleminden savaş yılları
Nadir Nadi''nin 2. Dünya Savaşı yıllarında kaleme aldığı, "Sokakta Gürültü Var" denemelerini topladığı ilk kitabı. "Kendimize ve başkaları üstüne notlar" alt başlığını taşıyan kitap 1943''te yayınlanmış. Benim elimdeki 30 yıl sonra 1974''de Çağdaş Yayınları tarafından yapılmış ikinci baskısı. Bu basıma bir önsöz yazmış olan Melih Cevdet Anday kitabı şu satırlarla tanımlıyor:
"Sokakta Gürültü Var''da geçmiş, yaşanan olayların ya da geleceğe uzanan düşlemelerin, gözlemlerin akıl süzgecinden geçirilmiş özleri, sindirilmiş bir bilgi ve alçakgönüllü bir söyleyişle süse püse kalkışılmadan, pek yürekle önyargılardan, dogmalardan bağımsız olarak, özgürce verilmektedir. Sokakta Gürültü Var yeniden basılmalı ve genç okurlara sunulmalıydı..."
Dilimizin, edebiyatımızın örnek diye gösterilecek bu denemeleri; 38''ler, 40''lar, 41-42''ler, o savaş yıllarından acı anımsatışlar, izlenimler, İstanbul''un o yıllarından kısa görüntüler, gözlemler, insanlar, düşünceler ve o günlerde unutulmuş anıları ihtiva ediyor.
Nadir Nadi, toplumcu görüş ve düşünüşünün öncüsü, çekirdeği sayabileceğimiz bu denemelerinde kısa, vurucu cümlelerle anlatımda etkinlik sağlayıp, özgün üslûbunu daha o yıllarda ortaya koymuştur.
İlhan Selçuk da kitap hakkında şu tespiti yapıyor: "Evet, sokakta gürültü var!.. Dün de vardı, bugün de var, yarın da olacak!.. Marifet o gürültü arasında kaynayıp gitmemek..." (Ahmet Yabuloğlu)