Dünyanın gözünü Balkanlara çeviren gelişme. Kuzey Makedonya, Prespa Anlaşması'ndan çekilecek mi

Dünyanın gözünü Balkanlara çeviren gelişme. Kuzey Makedonya, Prespa Anlaşması'ndan çekilecek mi

Kuzey Makedonya’nın yeni cumhurbaşkanı Gordana Siljanovska-Davkova, göreve başladıktan sonra yaptığı ilk açıklamada ülkenin eski adını kullanmakta ısrar etmesi üzerine diplomatik bir tartışma çıktı. Yunan büyükelçisi protesto amacıyla törenden ayrılırken, Yunan ve Avrupalı ​​yetkililer Atina ile yapılan anlaşmanın ülkenin gelecekteki AB entegrasyon süreci açısından merkezi önem taşıdığını vurguladılar. Peki Kuzey Makedonya gerçekten Yunanistan'la yaptığı anlaşmadan çekilmek üzere olabilir mi?

Barış anlaşmaları, genellikle, üçüncü taraflarca düzenlenen karmaşık ve uzun müzakerelerin ardından varılan, uluslararası ilişkilerin merkezi bir özelliğidir. Bunlar yalnızca silahlı çatışmaları sona erdirmek için gerekli değildir; aynı zamanda anlaşmazlıkların tırmanmasını da önleyebilir. Genel kanı tarafların anlaşmaya vardığında buna sadık kalacaklarına yöneliktir. Barış anlaşmaları zaman zaman yeniden müzakere gerektirse bile anlaşmanın temel şart ve ilkelerinin tartışmasız kalacağı yönünde bir anlayış vardır. Aslında barış anlaşmalarının sadakatle uygulanması modern diplomasinin temel taşıdır. Ancak bazen ülkeler barış anlaşmalarından vazgeçerler. İşte bu durumun ufuktaki potansiyel örneklerden biri Kuzey Makedonya... 2018 yılında, Yunanistan ile 30 yıllık anlaşmazlığa son veren tarihi bir anlaşmaya imza atan ülkenin hükümeti söz konusu anlaşmaya sırtını dönmeye hazırlanabileceğine dair korkular giderek artıyor.

132.jpg

TARİHİ ARKA PLAN

Makedonya'nın olağanüstü uzun ve zengin bir tarihi var. Antik Yunan'a bağlı bir krallık olarak ortaya çıkan Makedonya Krallığı, Büyük İskender hükümeti altında imparatorluk kontrolünü doğuda Hindistan'a, güneyde Mısır'a kadar genişletti. Helenistik dönem denilen bu zaman zarfında, yani MÖ. 150 civarında, Roma İmparatorluğu'nun bir parçası olana kadar hükümdarlığını sürdürdü. Daha sonra Bulgar ve Sırp egemenliğine giren Makedonya, 14. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedildi.

1912'de patlak veren I. Balkan Harbi’nde, Yunanistan, Sırbistan ve Bulgaristan, Makedonya'yı Osmanlı Türk yönetiminden kopartmak için güçlerini birleştirdi. Ancak ittifakları kısa sürdü. Toprak paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkların ardından 1913'te II. Balkan Savaşı çıktı. Makedonya bu savaştan sonra Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan arasında paylaştırıldı. I. Dünya Savaşı'ndan sonra Sırbistan'ın elindeki Makedonya, Yugoslavya Krallığı'nın bir parçası haline geldi. Bu durum II. Dünya Savaşı'nın sonuna kadar sürdü. Yugoslavya sosyalist bir federasyon olarak yeniden kurulurken Makedonya, Bosna, Hırvatistan, Karadağ, Sırbistan ve Slovenya'nın yanı sıra altı kurucu cumhuriyetten biri oldu. Sonraki yıllarda Yugoslav yetkililer farklı bir Makedon kimliğini geliştirmek için çeşitli adımlar attı. Bütün bunlar 1990'ların başında, Yugoslavya'nın çöküşüyle ​​doruğa ulaştı. Yugoslavya’nın dağılması ve Slovenya, Hırvatistan ve Bosna'nın ayrılmasıyla, Makedonya da 8 Aralık 1991'de bağımsızlığını ilan etti.

49926-mkd190213namechangereuters-1550116659961.jpg

YUNANİSTAN VE KUZEY MAKEDONYA SÜRTÜŞMELERİ

Yunanistan, başından beri ülkenin ismi olan Makedonya Cumhuriyeti'ne itiraz etti. Atina, yeni devletin kendi Makedonya bölgesi üzerinde hak iddia ettiğini savunmanın yanı sıra Antik Helenistik Bölge Makedonya ile bağlantılı sembolleri benimseyerek, bölgenin tarihi Yunan kimliğini gasp ettiğini de vurguladı.

AB'deki ortaklarından destek alan Yunanistan, yeni ülkenin Nisan 1993'te BM'ye katılmasını, bunu geçici bir isim olan Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti veya FYROM adı altında yapmasını sağladı. Bunun ardından BM, isim sorununu çözmek için bir süreç başlattı. Bu, 1995'te geçici bir anlaşmaya yol açtı. Makedon hükümetinin, devletin en tartışmalı sembollerinin çoğunu değiştirmeyi kabul etmesi karşılığında Yunan hükümeti de ülkenin çeşitli uluslararası örgütlere katılma çabalarını engellememe sözü verdi. Ancak bunun nihai bir anlaşmaya giden yolu açacağı yönündeki umutlara rağmen, sözde isim sorununu çözme çabaları, önümüzdeki yirmi yıl boyunca başarısızlıkla devam etti.

Ülkenin adı konusundaki farklılıkların yanı sıra, Yunanistan'ın "Makedonca" terimine kesin bir şekilde karşı çıkmasıyla, ülkenin dilinin ve sakinlerinin nasıl tanımlanacağı da müzakereleri sekteye uğrattı. Devletin içeride bir ismi, uluslararası alanda ise başka bir ismi kullanıp kullanamayacağı konusunda da bir soru vardı. Bunun sonucunda taraflar arasındaki ilişkiler giderek kötüleşti.

macedonia.webp

KÖPRÜ GEÇİLENE KADAR AYIYA DAYI DENİR Mİ?

Atina, ülkenin NATO ve Avrupa Birliği'ne katılım çabalarını engelleyerek Uluslararası Adalet Divanı'nda dava açılmasına yol açarken, Makedon hükümeti ana ulusal havaalanına ve ülkenin otoyoluna isim vermek gibi, ülkenin antik Yunan mirasına ilişkin daha da fazla iddiada bulundu.

En büyük atılım ise 2017 yılında gerçekleşti. Üsküp'te ülkenin NATO ve AB'ye katılmasını hedefleyen yeni hükümetin seçilmesi, Yunanistan'da da sorunun çözülmesini isteyen bir yönetimle aynı zamana denk geldi. Yoğun tartışmaların ardından taraflar ertesi yıl anlaşmaya vardı. Yeni Makedonya ve Yukarı Makedonya gibi çeşitli seçenekleri değerlendirdikten sonra ülkenin adının Kuzey Makedonya Cumhuriyeti olarak değiştirilmesi ve bunun hem yurt içinde hem de yurt dışında ve her koşulda kullanılması konusunda anlaşıldı.

Diğer unsurlara gelince, ülkenin dili Makedonca olarak kaldı. Benzer şekilde, ülkenin sakinleri resmi olarak Kuzey Makedonya Cumhuriyeti vatandaşları olarak adlandırılacak olsa da kendilerine Makedon demeye devam edebileceklerdi. Son olarak anlaşma, ülkenin farklı Yunan ve Slav mirasını açıkça tanıdı. Tüm bunlar üzerinde anlaşmaya varıldıktan sonra iki ülke, 19 Haziran 2018'de Prespa Gölü kıyısındaki sınırlarında düzenlenen uluslararası bir törenle anlaşmaya imza attı.

17-06-2018-42853677381.jpg

PRESPA ANLAŞMASI'NIN ETKİSİ OLDU MU?

Uluslararası toplum, Prespa Anlaşması’nı iki ülke için ileriye doğru atılmış önemli bir adım ve gelişme olarak kabul etti. Fakat her iki ülkede iç siyasett ciddi bir muhalefetle karşılaştı. Sağ muhalefet partisi VMRO-DPMNE, dış baskının ülke kimliğine yönelik temel bir ihanet olarak gördükleri durumu reddetti. Bu durum, anlaşmanın Eylül 2018'de yapılan referandumda kamuoyuna sunulmasıyla doruğa ulaştı. Oylama, geçmek için gereken katılım barajını aşamadı. Buna rağmen 11 Ocak 2019'da Meclis'e sunuldu. Rüşvet, şantaj ve dış baskı suçlamalarıyla boğuşulduğu bir sırada 120 üyeli mecliste 81 oy alarak gereken üçte ikilik desteği almayı başardı.

Yunanistan'da da pek çok kişi anlaşmayı Yunan mirası ve kimliği konusunda kabul edilemez bir uzlaşma olarak görerek reddederken, anlaşma Yunan Parlamentosu'nda 153 oy alarak onaylandı.

telemmglpict000166152121-trans-nvbqzqnjv4bqpvlberwd9egfpztclimqfyf2a9a6i9ychsjmeadba08-001.jpeg

14 Şubat 2019'da Birleşmiş Milletler, isim değişikliği konusunda resmi olarak bilgilendirildiğini duyurdu. Eski Yugoslav Makedonya Cumhuriyeti artık Kuzey Makedonya Cumhuriyeti idi. Anlaşma geniş çapta ileriye doğru atılmış önemli bir adım olarak karşılansa da karışık sonuçlar doğurdu. Bir yandan, Kuzey Makedonya'nın NATO'ya katılma yolunu açarak 27 Mart 2020'de örgütün 30. üyesi oldu. Ancak ülkenin AB'ye katılım umutlarının önünü açacağı yönündeki umutlar henüz erkendi. Yunanistan, Kuzey Makedonya’nın entegrasyonu konusundaki vetosunu kaldırırken, Bulgaristan da artık çeşitli taleplerle sahneye çıktı. Bu arada anlaşma her iki ülkede de tartışılmaya devam etti. Ancak Yunanistan'ın ana muhalefetinde yer alan Yeni Demokrasi Partisi bu düzenlemeye karşı çıkarken, anlaşmadan sadece aylar sonra tekrar iktidara geldiğinde pragmatik bir tavır alarak, itiraz etmeyeceğini duyurdu. Bu , anlaşmaya şiddetle karşı çıkmaya devam eden Kuzey Makedonya'daki ana muhalefetle belirgin bir tezat oluşturuyordu ve son krizi ateşleyen de bu oldu.

Kuzey Makedonya, 8 Mayıs 2024'te parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçimleri için sandık başına gitti. VMRO-DPMNE her iki seçimden de büyük bir zafer kazandı. Mecliste 58 sandalye elde etti. Salt çoğunluğu yalnızca üç üye ile kaçırdı. Bu arada, büyük ölçüde törensel olan başkanlık yarışında, partinin adayı, anayasa hukuku profesörü Gordana Siljanovska-Davkova, ikinci turda oyların üçte ikisini alarak zafere yürüdü. Bundan sadece birkaç gün sonra, 12 Mayıs'ta parlamentoda düzenlenen bir törenle yemin ederek görevine başladı.

skynews-macedonia-name-change-4334617.jpg

YENİ CUMHURBAŞKAN GEMİLERİ YAKTI MI?

Davkova, seçim kampanyası sırasında Prespa Anlaşması'nın ulusal hukuka aykırı olduğunu ve ülke vatandaşlarının haklarını ihlal ettiğini ileri sürdü. Yemin töreninde "Kuzey Makedonya Cumhuriyeti" terimini kullanmayı reddederek "Makedonya Cumhuriyeti" adını kullandı. Bu karar tepkiye yol açtı. Yunanistan Büyükelçisi protesto amacıyla törenden ayrılırken, Yunanistan dışişleri bakanlığı bu hareketi Prespa Anlaşması'nın ihlali olarak kınayan bir bildiri yayınladı. Bu arada birkaç saat içinde AB de devreye girdi. Üst düzey AB yetkilileri, ülkenin tam Avrupa entegrasyonuna yönelik ilerlemesinin Yunanistan ile yapılan anlaşmaya bağlı kalınmasına tabi olduğunu vurguladı.

Elbette bu aşamada asıl soru, bunun sadece yeni cumhurbaşkanının kişisel olarak hareket ettiği provokatif bir adım mı olduğu yoksa Üsküp'teki yeni hükümetin anlaşmayı resmen iptal edeceğini mi ima ettiğidir. Her şey hesaba katıldığında hükümetin Prespa Anlaşması'ndan vazgeçmeye çalışması pek mümkün görünmüyor.

kapak-175725.webp

ŞİMDİ NE OLACAK?

Yunanistan'ın üyelik müzakerelerine karşı yenilenen muhalefetinin yanı sıra, diğer birçok AB üyesi de Davkova’nın provokatif adımına karşı çıkacaktır. Dahası, VMRO-DPMNE'nin ve hatta yeni başkanın AB üyeliğinin ülke için temel hedef olmaya devam ettiği konusunda ısrar ettiği göz önüne alındığında, hükümetin bu iki temelde zıt politikayı nasıl dengeleyebileceğini anlamak gerçekten zor. Öte yandan, Kuzey Makedonya'daki pek çok kişi AB'ye katılım ihtimalinin artık o kadar zayıf olduğunu ve bunun aslında bir önemi olmadığını öne sürüyor.

Eğer işler inada binerse iki ülke de halklarının sesini dinleyerek anlaşmadan vazgeçebilir. Ancak sonuçta anlaşma iç politika tarafından kurtarılabilir. Kuzey Makedonya’daki yeni hükümet Prespa Anlaşması'ndan ne kadar nefret etse de anayasa değişikliğini hayata geçirmek için desteğe ihtiyacı olacak. Yeni hükümet isme itiraz edebilir ve Prespa Anlaşmasını sorgulamaya devam edebilir ancak anlaşmayı resmi olarak bozması pek mümkün görünmüyor. Ancak yine de onu başka şekillerde zayıflatabilir. Örneğin beyanlarda ve belgelerde "Makedonya Cumhuriyeti"ni kullanabilir. Bu kaçınılmaz olarak sorun yaratacaktır.

Anlaşmanın lafzına olmasa bile ruhuna aykırı hareket eden Yunanistan ve AB ise bunlara karşı anlaşmayı rafa kaldırmak zorunda kalabilir. Bu anlamda, Makedon isim meselesinin nihayet çözüldüğü yönündeki umutlara rağmen, ihtilaf artık yeniden gündeme gelmiş gibi görünüyor.

r0-0-800-600-w1200-h678-fmax.webp

İlgili Haberler