ABD'nin Millî Mücadele döneminde Anadolu'ya ilişkin tavrında, uzun vadeli ekonomik çıkarlarını gözeten ve geri kalmış ülkelerini olabildiğince barışçı yollarla kendisine bağımlı ekonomik birimler hâline getiren "Açık kapı" politikasını uyguladığını görüyoruz. Şüphesiz burada diğer Batılı ülkelerde görmeye alışık olduğumuz Türkiye'de çıkarlarının tehlikeye düşmesi, Türkiye ve Türkler ile ilgili değerlendirmelerinin temel taşı konumundadır. Bu tespiti doğrulayan ise İtilaf devletlerinin hiçbirinin başından sonuna kadar Mustafa Kemal Paşa'nın hareketini desteklemedikleri olayların gelişimi ve çıkar ilişkisine göre İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD'nin politikalarında değişimin yaşanmasıdır.
Şüphesiz bunu çok iyi bilen Mustafa Kemal Paşa çok yönlü bir dış politika ile farklı devletlerin kamuoylarını ve sömürgelerini etkileyebilmiştir.
Diğer farklı bir tavır Almanya'dan gelmiştir. Almanya, 12 Şubat 1921 tarihli "Ham Burger Nachrichten"de yer alan haberde; "Millî duygular ile donatılmış bir halkın vereceği savaş karşısında her ordu çaresiz kalır" diyerek, Mustafa Kemal Paşa'nın hareketini desteklemiş ve Türklerin kesinlikle başarı sağlayacağını not etmiştir.
Aynı türden haberlere 3 Mayıs 1921 tarihli, "Kölnische Wolkszeitung"ta rastlamak mümkündür. Mustafa Kemal Paşa'nın ne denli yetenekli bir asker olduğunu cephelerde özelikle Çanakkale Cephesi'nde gösterdiğini ve "Mustafa Kemal Paşa'nın aniden bir meteor gibi gökten düşen tanınmamış bir kişi" olmadığını duyuruyordu.
Yine Mütareke sonrası yaşanan olumsuzluklara ve ülkenin İtilaf Devletleri tarafından paylaşılması ile ilgili olarak, "Münchener Neuste Nachrichten", "Büyük güçlükler altında insanüstü başarılar elde eden, halkına kendisine ve geleceğine inanmayı tekrar öğreten, Türk halkına en zor anında Tanrı tarafından gönderilen bu insanın adı Mustafa Kemal Paşa'dır." denilerek aynı türden olumlu vurgular yineleniyordu.
Alman basınının genelde, kendileri açısından Birinci Dünya Savaşı'na son veren Versay Antlaşması'nın ağır şartlar içeren hükümlerinin benzeri bir antlaşma olarak gördükleri Sevr Anlaşması'nın Mustafa Kemal Paşa önderliğinde verilen Millî Mücadele ile değiştirilmesinden dolayı memnuniyetlerini her fırsatta yansıttıkları görülmektedir.
Batı dışı toplumlarda Mustafa Kemal Paşa ve onun mücadelesi ise çok farklı yaklaşım ve çağrıştırmaları beraberinde getirmiştir.
Hintli Müslümanların gözünde 1920'li yıllarda Mustafa Kemal Paşa, Batıya karşı savaşan bir kahraman olarak görülmüştür. Bu durum o dönemde yazılan şiirlere yansımıştır.
Mustafa Kemal Paşa'nın millî egemenlik ilkesine bağlı millî bir devlet kurmak için Birinci Dünya Savaşı'nın galip ülkelerine karşı yürüttüğü bağımsızlık savaşı ve kazandığı zafer şüphesiz Batılı büyük güçlerin sömürgelerindeki prestijlerini sarsmıştır. Bundan başka ulusal kurtuluş hareketleri için Doğulu ve Müslüman bir ülkenin ve onun liderlerinin bu başkaldırısı ve zaferi örnek alınmıştır denilebilir.