Bu aşamada dünyada özellikle Birinci Dünya Savaşı sonrası statükoyu belirleyen ülke konumundaki İngiltere, Fransa ve İtalya tarafından Anadolu’da başlatılan Millî Mücadele’nin nasıl algılandığı önemlidir. Bu bağlamda Anadolu’daki İtalyan irtibat subayı Albay Vitelli’nin 1920 yılı Nisanında hükûmetine gönderdiği gizli bir raporda Anadolu’daki harekete ilişkin:
“Türkiye’de önem verilecek tek oluşum, Mustafa Kemal’in hareketidir; çünkü Anadolu’da yabancı entrika ve etkisinden uzak olan bu hareket ulusça desteklenmektedir. Kemalistler, kendilerini Türk ulusal ülküsünü gerçekleştirmeye adamışlardır... Uyanan ulusal bilincin bozulabileceğini sanmak büyük yanılgıdır. Hiç olmazsa Mustafa Kemal’le yarı yolda buluşup görüşmek önerilir. Ona önem vermemek çok ciddi sonuçlara yol açabilir...” denilmekteydi.
Benzeri bir biçimde başlangıçta Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğindeki hareketin önemini ve gücünü kavrayamayan Fransa, 1920 yılı itibarıyla hareketi ve onun liderinin ciddiyetini anlayarak Mustafa Kemal Paşa’nın bir önder olarak yeteneklerine dikkat çekiyor ve Mustafa Kemal
Paşa’nın amacının yabancı egemenliğine karşı Müslümanları ayaklandırmak olduğuna işaret ediyordu.
Nitekim kısa süre sonra Fransa’nın Mustafa Kemal Paşa’nın Misakımillî’yi gerçekleştirme konusundaki kararlılığını ve bağımsızlığın ne pahasına olursa olsun elde edilmesi yolundaki çabaları gördüğünü anlıyoruz.
İngiltere, müttefiki olan Fransa ve İtalya’nın Anadolu’daki hareket ile ilgili tanımlamalarından ve kendi bilgisi dışında Ankara ile temaslarından duyduğu rahatsızlığı her alanda dile getiriyordu. Mustafa Kemal Paşa’ya karşı ortak hareket etmek konusunda özellikle Fransa’yı sık sık uyaran İngiliz basını, İslam dünyası nezdinde Batı medeniyetinin birlikteliğini göstermesinin önemine vurgu yaparak, birlikte hareket edilmediğinin, Avrupa’nın kendi içinde bir bütünlük oluşturmamasının Doğulularca fark edilmesinin İngiliz ve Fransız idaresi altında yaşayan Müslüman halk nezdinde huzursuzluklar doğurabileceği konusunun altını çiziyordu.
İngiltere’nin Mustafa Kemal Paşa ve onun hareketini anlama konusunda geç kaldığı ve yanlış değerlendirdiği söylenebilir. Başlangıçta Mustafa Kemal Paşa’yı ittihatçılığın devamı ve “asi bir general” olarak tanımlayıp, Anadolu’daki hareketi maceracılık olarak gören İngiltere, Mustafa Kemal Paşa’yı İrlandalı Ulusçuların, Alman Spartakistlerin, Rus Bolşeviklerin, Genç Türklerin, Gandi ve Tilak’ın varisi olarak görüyor, komplo ve ihtilal akımlarından çekiniyorlardı.